|
YAŞIYORUZ, YAŞAYACAĞIZ VE DE YAŞATACAĞIZ Biz, Cumhuriyet’e inanırken, biz Cumhuriyet’i yüreğimize yazarken, atalarımızın şahadetlerindeki, gaziliklerindeki bir damla bile olsa kanına kan katabilmek, canına can verebilmek inancı ile onlara sadakatimizi, geleceğe borcumuzu yaşamak adına milli bayramlarımızı dünyaya haykırıyoruz. Dünyada bir başka ülke var mıdır ki Türkiye Cumhuriyeti gibi bağımsızlığını kanıyla, canıyla, yüreğiyle, bileğinin hakkıyla kazanan. Tanka topa, kazmasıyla küreğiyle karşı koyan, yüreğini ortaya koyup, vücudunu siper eden bir sevgi, bir inanış. Kadınıyla kızıyla, dedesiyle torunuyla bağımsızlığı için savaşan bir millet. Yok etmeyi değil, varlığını korumayı düşünen bir millet. Ulusallığı ve egemenliği bayramlaştıran bir millet, dünya çocuklarına armağan eden bir cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti. Dünya ülkeleri içerisinde en çok milli heyecanı yaşayan, en çok milli bayramları olan bir ülke. Türkiye Cumhuriyeti, miras bölüşülerek kurulan bir ülke değildir, ticari ortaklıklara dayalı bir ülke değildir. Çıkar sağlamak amacıyla kurulan bir ülke de değildir. Türkiye Cumhuriyeti, Yurdun her köşesinde bağımsızlık mücadelesi verilmiş, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış, zaferlerle beslenmiş bir ülkedir. Çanakkale türküleri, Yemen türküleri, Muş türküleri, Sakarya türküleri sarmış Anadolu’nun dağlarını. Şehitleri alkışlarla uğurlanmış. Yurdun her köşesinde kurtuluş savaşına inanılarak mücadele verilmiş. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya istiklal, ya ölüm.” parolası yüreklere yazılmış. Kar kış, dağ tepe denilmeden canlar serilmiş ortaya. Sivas’tan Elbistan’a getirilen top, o yılların diz boyu karında, tipisinde, ayazında, topçu çavuşu Hamamcıların Hamza ve arkadaşları ile sekiz günlük yol beş günde gidilerek Maraş’a götürülmüştür. Yurdun her köşesinde benzeri çabalarla kurtuluş savaşımız efsaneleşmiştir. Köyümüzden kasabamıza, kasabamızdan şehrimize tüm kentlerimizin kurtuluş bayramları vardır. Karış karış işgal edilen ülkemiz, işgalcilerden karış karış alınarak kurtarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, yediden yetmişe tüm yüreklerin teri üzerine, şehitlerinin kanı üzerine, gazilerinin kayıpları üzerine kurulmuş bir zaferler abidesidir. Dünya ülkelerine zaferlerin tarifidir. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti, milli bayramları çok olan bir ülkedir. Zaferler üzerine kurulan bir ülkenin de haklı gururu milli bayramlarıdır. Bu zaferler, birilerinden çalınmamıştır, parayla da satın alınmamıştır. Bir sevda gibi yaşanmış, bir destan gibi yazılmıştır. Ulusal egemenliği bir milli bayram olarak dünya çocuklarına armağan eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin korunmasını ve savunmasını da gençliğe emanet etmek suretiyle bu cumhuriyetin sonsuza kadar devamı temelini de atmıştır. Bu temeller de dünya liderlerini Atatürk’e hayran bırakmıştır. Acının yeri ayrı, sevincin yeri ayrı ama milli coşkunun yeri bambaşkadır. Milli coşku; acıların, sevinçlerin sarmaş dolaş olduğu ve birbirinden ayrılmayacak kadar iç içe olduğu bir bütünlüktür. Bu bütünlüğü acı da olsa ayrıştıramaz. Zaten bu bütünlüğün içerisinde acıların en acısı da var. Türkiye Cumhuriyeti’nin, milli bayramlarını kayıtsız şartsız sonsuza dek kutlayacağına inanıyorum. |
|