90 lı yıllarda, lise dönemlerimde, şuan ki PTT binasının arkasında pazar yeri olarak kullanılan yerde yaklaşık olarak 100-150 kişilik bir yazlık sinema-tiyatro salonu vardı. Hatırladığım kadarıyla çok öyle şatafatlı yada modern değildi; sandalyeleri derme çatma tahtalardan, sahnesi kara betondan, perdesi ise yırtık bir bezden veya yüzü soğuk bir betondandı belki AMA yine de bir sinemamız vardı. Sonra ne oldu, kim yıktı ,molozları nereye döküldü, o kadar insanın anılarını, hatıralarını kim neden niçin bir çöp yığını haline getirip darma duman etti bilinmez? 90 lardan 2013 lü yıllara geldiğimiz şu günlerde aradan geçen onca zaman içerisinde bu soruların cevaplarını bulamadım, açıkçası kimsenin bana anlatabileceğini de ümit etmiyorum. Günümüze baktığımda yeni jenerasyonun bu türde kültürel aktivitelere bu denli soğuk ve ilgisiz kalmaları, 90 lı yıllarda (ki eminim çok öncesi de vardı ) var olan böylesi sosyal tesislerin günümüzde olmaması, olsa bile talep görmemesi hususundaki SUÇ KİMİN? KÜLTÜR, bir insanın, bir toplumun , bir ulusun geçmişten günümüze kendi yaşam değerlerinin toplamından oluşan bir olgu ve bir tecrübeler bütünüdür. Bireyler bu bütünlük ve tecrübeler doğrultusunda sosyal yaşamın içerisinde kendi kültürlerini yaratır ve diğer insanlarla paylaşırlar. Bu paylaşımlarını da insanlar şüphesizdir ki sosyal paylaşımlarla, aktivitelerle ve bunlara benzer organizasyonlarla sağlarlar. 90 lar ve öncesinden bu yana bu şehrin insanları neden kültüre , aktivitelere, sinemalara, tiyatrolara, kütüphanelere bu denli ilgisiz kalmış ve neden gün geçtikçe daha da ilgisiz kalabiliyor gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum? Bunun altında yatan nedenler mutlaka ki çeşitlidir. Bunların en önemlileri tabi ki kendilerine sunulan bir kültür ve sosyal ortamının olmamasıdır. Olan mekanların ilgi görmemesi ise daha elem bir durumdur. Halbuki sinema salonlarımız olsa, tiyatro salonlarımız dolsa taşsa insanların birbirleri ile kaynaşması için dönemlerine göre aktiviteler düzenlense inanın çok daha mutlu ve umutlu bir toplum yetişecektir. İnsan, doğası gereği olmayan bir şeyden mahrum olunca şikayetlenir. Sahip olmadığı bir obje, meta, aktivite vb bir udum için istek duyar; ancak bu isteğe kavuşmak için hiçbir çaba harcamak istemez veya istek duyduğu şeye sahip olunca da erken vazgeçer veya ilgi duymaz. Bu durum insan denilen VARLIĞIN karakteristik özelliğidir. Bu gün bu şehirde eskiden olmayan veya olup ta talebe cevap vermeyen bir çok sosyal tesis.!? günümüzde var olmasına karşın ne yazık ki kimse tarafından gereken ilgiyi görememektedir. SUÇ KİMİN? Derseniz…? bana göre verilebilecek en güzel cevap: SUÇ HEPİMİZİN…. |