|
EFENDİLER EFENDİSİ’NE İzin ver ummâna, ben de dalayım Efendiler, efendisi Efendim. Kalem âciz, yazan âciz, dil âciz Efendiler, efendisi Efendim.
İnsanoğlu Sen’i, her dem okusun Gergefinde ilmik ilmik dokusun Güller bile Sen’den alır kokusun Efendiler, efendisi Efendim.
Seninle yayıldı mârifet, sanat Nedir küfürdeki bu kadar inat? Zulümle dolmuştu bütün kâinât Efendiler, efendisi Efendim.
Neler çektin neler, ehl-i küfürden Sağırdan, dilsizden, kalp gözü körden Medet umanlar var, hâlâ o şerden Efendiler, efendisi Efendim.
İlimle, îmanla, şefkatle… doldun Nur olarak doğdun, gül gibi soldun Hem inse, hem cinne Peygamber oldun Efendiler, efendisi Efendim.
Hendek’te ağladın, Bedir’de güldün İrşatla, tebliğle durmadan yeldin Garip, gurebânın gözyaşın sildin Efendiler, efendisi Efendim.
Sana hasret kaldı mihrapla/minber Vahiyle yayıldı, o misk-i amber Gönüller Sultanı ufuk Peygamber Efendiler, efendisi Efendim.
Ne kadar methetsem az gelir seni Aşkınla gark eyle, ne olur beni İnsanlığa sundun, en “ekmel” dini Efendiler, efendisi Efendim
Olan güzelliği, ben sende gördüm Ümmetin olunca, murâda erdim Tek örnek, tek önder Sen’sin Efendim Efendiler, efendisi Efendim.
Yanık yüreklerde gül oldun açtın Sevgi tohumunu kalplere saçtın Sonunda, “Refik-i âlâ”ya uçtun Efendiler, efendisi Efendim…
Bir canım var, Sana kurban Efendim… Canımın Cânân’ı, Sen’sin Efendim… En sevgili Sen’sin, Sen’sin Efendim… Doğum günün, KUTLU olsun Efendim...
|
|