Umutlarınızdan değil de anılarınızdan söz etmeye başlamışsanız; Geçmiş günler; aklınıza geldiğinde duygulanıyor, gözleriniz yaşarıyorsa ve ”Ah, o günler!” demeye başlamışsanız; 1 yıl hâlâ 365 gün sürdüğü halde siz kalkıp da “Yahu yıllar ne kadar da hızla akıyor.”diyorsanız; Sahip olma hırsı ve kaygısının yerini kaybetme korkusu almışsa; Eşinize olan sevginiz, bağımlılığa dönüşmüşse; “Kızım, ilaçlarımı nereye koyduğumu unuttum, buluver de getir.” demeye başlamışsanız; Önemli olaylarda sözünüz dinleniyor ama uygulanmıyorsa; İzlediğiniz televizyon programları içinde ıvır zıvırların oranı gittikçe artıyorsa; İcraatta bulunma gücünü yitirmiş ve leyleklerin kışın göç etmemesi için imza toplamaya başlamışsanız; Okuduğunuz kitaplar arasında ahiretle ilgili olanların sayısı gittikçe artıyorsa; Ortopedik yatakta bile sabah sırt ağrıları ile uyanıyorsanız; Uzak geçmişi iyi anımsıyor da yakın geçmişi bulanık görmeye başlamışsanız; Gelecek defterini doldurmuş, anılarda ve geçmişte takılıp kalmışsanız; “Ah şu gençler.” diye başladığınız konuşmalarınızda yeni kuşağı eleştiriyor ve konuşmalarınıza, “Bizim zamanımızda…” diye devam ediyorsanız; Yeniliklere zor uyum sağlıyor; hatta onlara direniyorsanız; Elinizde cep telefonu varmış gibi kendi kendinize konuşmaya başlamışsanız; Birikimli zekânız gittikçe arttığı halde piyasada talep görmüyor ve prim yapmıyorsa; En ufak olaylar karşısında bile aşırı alınganlık ve üzüntü gösteriyorsanız; Yaşlılığa sizin gittiğinize değil de yaşlılığın gelip sizi bulduğuna inanıyorsanız; Dış dünyayla olan hatlarınızda kopukluk, iç dünyanızla olan hatlarınızda ise artış varsa; Suyunuz hızla kaynama noktasına doğru yaklaşıyor, demektir. |