HABER ARA

Takvim

Sayaç

Mart ayından bu yana başta Elbistan olmak üzere bölge çiftçisine hizmet veren Elbistan Ziraat Odası’nın Toprak, Bitki ve Su Analiz Laboratuarı’nın açılışı dün gerçekleştirilen bir törenle yapıldı.
Tarım ve Köyişleri Eski Bakanı Doç. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp’ın yer aldığı, Elbistan Kaymakamı Metin Maytalman, Garnizon Komutanı Kurmay Binbaşı Süleyman Bilir, Cumhuriyet Başsavcısı Özden Doğan, Tarım İl Müdürü Mehmet Gündoğdu Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Topçuoğlu, Afşin, Göksun, Çağlayancerit, Andırın, Türkoğlu, Gürün, Darende Ziraat Odaları Başkanları, daire amirleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, muhtarlar ve çiftçilerin katılımıyla gerçekleşen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Bulut; “Kazanan Yine Çiftçilerimiz Olacak”

Törenin açılış konuşmasını yapan Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, laboratuarda Mart Ayı’ndan bu yana 2 bin 500 analizin yapıldığını belirterek; “Ziraat Odası olarak hedefimiz, elleri nasırlı çiftçimizden aldığımız bir kuruşun hesabını yaparak her yıl çiftçinin hizmetine yeni tesisler açmayı ilke edindik. Bugün aramızda bulunan değerli tarım Bakanımızın Türk çiftçisine katkıları inkar edilemez. Sayın bakanım hem çiftçiye hem de ziraat odalarına kimlik kazandırmıştır. Kendisine çiftçilerimiz ve odamız adına şükranlarımızı sunarız. Türkiye’nin dördüncü büyük ovası olan Elbistan Ovası’nda tarımla uğraşan çiftçilerimiz için Toprak Tahlil Analiz Laboratuarı çok büyük önem arz etmekteydi. Gerek ürün verimliliğini artırmak, gerekse de toprağın yapısını bozmadan korumamız açısından toprağın istediği minareleri vermemiz için devletimizin vermiş olduğu destekten önce toprağımızın değerini bilmemiz lazım. Toprak analizi her çiftçimizin muhakkak yaptırması lazım. Burada kazanan yine çiftçimiz olacaktır” dedi.

Maytalman; “Bilinçli Tarım Adına Bu Tesis Son Derece Önemli”

Bulut’tan sonra bir konuşma yapan Elbistan Kaymakamı Metin Maytalman ise laboratuarın çiftçiler adına çok önemli olduğunu belirterek; “Toprak, miktarı artırılamayan doğal bir kaynaktır. Ancak hem ilçemizin, hem ülkemizin hem de dünyamızın nüfusu artıyor. Toprak arıtmadığı halde insanların sayılarının artmasından dolayı bitkisel üretime, bitkisel tarıma ihtiyacın artacağı anlamına geliyor. Son zamanlarda domates fiyatlarının üçe katladığını görüyoruz. Çünkü arz, talebi karşılayamıyor. Toprak sınırlı olduğuna göre, ihtiyaç da arttığına göre o zaman yapılması gereken şey basit. Dönüm başına daha fazla verim alacağız. Yani bitkisel tarımda verimi artırmaya yönelik çalışmalar yapılması lazım. Bunun da yolu bilinçli tarımdan geçiyor. Bilinçli tarım demek, her şeyden önce tarım yapılacak arazinin tahlil edilmesi, hangi inorganik ve organik maddeler açısından zengin olduğunu, hangileri açısından yoksul olduğunu tespit edip ona göre o toprağı beslemek gerekir veya ona göre tarım ürününü seçmek gerekir. Bu açıdan Elbistan Ziraat Odası’nın çiftçilerimize bu imkanı verecek çağdaş bir müesseseyi buraya kazandırmış olması gerçekten son derece önemli. Bunun için Oda Başkanımıza, oda yönetim kurulu üyelerine ve bu işe katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Ve bu vesileyle tüm çiftçilerimizden bu müesseseyi etkin bir şekilde kullanmalarını diliyorum. Kesinlikle bu hizmet karşılığında alınacak cüzi ücreti bahane ederek bu imkanı kaçırmasınlar. Herkes toprağının tahlilini yaptırsın ve ona göre bilinçli tarım yapsın” dedi.

Gökalp; “Laboratuarı Ziraat Odası’nın Açması Çok Önemli Bir İş”

Daha sonra sözü Tarım ve Köyişleri Eski Bakanı Doç. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp aldı. Toprak, Bitkis ve Su Analiz Laboratuarları’nın tarım için çok önemli olduğunu belirten Gökalp; “Bugün yapılan iş çok önemli bir iş. Verimliliği artıracak tedbirleri almamız lazım. Bunu, çiftçilerin malı olan Ziraat Odası’nın alması ise ayrı bir önem taşıyor. Devlet belirli bir noktada yetişir, yetişemez. Bazı belki elde olmayan bürokratik engeller olabilir. Ama Ziraat Odası’nın, çiftçinin odasının bunu yapması, toprak ve bitki analizlerini yapması, buna göre önerilerde bulunması, verilecek gübrenin, suyun, ilacın ne olacağı konusunda önerilerde bulunması çok önemli bir iş. Yani bugün burada yapılan bu iş, hakikaten çok önemli bir iş. Sayın Başkanımız ile Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımız Elbistan’da yıllardır güzel hizmetler yapıyorlar. İçerisinde bulunduğumuz bu bina belki her il de bile yoktur” dedi.

“Koyun 700 TL’ye Çıkmış, İthal Edilecek Ülkeler Sevinsin”

Türkiye’nin dördüncü büyük ovası olan Elbistan Ovası’nın verimli topraklara sahip olduğunu, barajların bir an önce bitirilmesinin hem ovanın hem de ülke menfaatine olacağını belirten Gökalp, Türkiye’nin dışarıdan et ithal etmesine de değindi.

Gökalp; “‘Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz’ diyoruz, doğru. ‘Yakında 10. büyük ekonomisi olacağız’ diyor yetkililer, inşallah olur. Ama kardeşim bizim halimiz, çiftçinin hali iyiye gitmiyor. Geçen seneye göre biraz daha kötü. Evvelki seneden daha kötü. Bu, hububat üretiminde de böyle, meyve-sebze üretiminde de böyle, hayvancılıkta da böyle. Üniversite hocası olarak söylüyorum bunu. Şimdi Türkiye eti de Litvanya’dan, Estonya’dan mı alıp gelecek. Bu benim kanıma dokunuyor. Benim bu ovalarım, dağlarım, yaylarım, hayvancılığı çok iyi bilen bir hayvancılık kültürü olan…. Koyunculuğu kim bilir dünyada? Türk insanı bilir. Orta Asyadan beri bu böyle. Koyunculuğu bizim analarımız bilir, biz biliriz. Ziraat Odası başkanımız ‘150 bin tane koyun vardı 5 bin tane kaldı’ diyor. Koyun 700 TL’ye çıkmış, nereden ithal edeceksek onlar sevinsin. Kurbanlık koyunları nereden ithal edeceksek o ülkeler sevinsin. Burada çoğu partimizin ilçe başkanları var ve bunları siyasi olarak söylemiyorum, gerçekleri söylüyorum. Tarım politikalarını eleştirmek için söylemiyorum ama benim zoruma gidiyor. Türkiye’nin koyun ithalatı hakikaten zoruma gidiyor arkadaşlar. Koyun, 2002’de 330-350 TL’ydi. Niye 2002 diyorum? Geçen bir yerde şimdiki Sayın Bakanımızın bir demecini okudum,  ‘2002’de şöyleydi 2009’da böyle.’ Hatta bir gazetenin köşe yazarı da almış alt alta koymuş. Çok iyi olmuş da koyun niye dışarıdan geliyor, et niye dışarıdan geliyor?” dedi.

“Deli Dana Hastalığına Bakmak İçin Hayvanın Beynini Analiz Etmek Lazım”

Et ithalatında Türkiye’nin büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu öne süren Gökalp; “Et ithalatında o kadar büyük bir tehlike var ki. Ben, doktoramı et ürünleri konusunda yaptım. Üniversitemi bitirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde mastırımı, yüksek lisansımı, doktoramı et üzerinde, et sağlığı, mikrobiyolojisi, kimyası üzerinde yaptım. Ve Türkiye’de ilk defa et üzerine doktora yapan insan benim. Bu gelen etlerde pek çok hastalık olabilir ihtimali var. Eğer o etlerde deli dana hastalığı var ise, onu hiçbir laboratuar imkanıyla anlayamayız. Onu anlamak için o etin geldiği hayvanın beynini analiz etmemiz lazım. O hayvanın beyni de elimizde yok. Ben bakanlık görevinde bunun için bir laboratuar kurdum Ankara’da, o laboratuarın kapısına da şimdi kilit vurdular. Canlı hayvanlarda analiz edelim, kesimhanelerde analiz edelim, deli danaya karşı tedbirimiz alalım. Deli dana hastalığı şöyle bir şey. Deli dana hastalığı kalıntısı olan bir eti bir çocuk tüketirse hastalık 20 sene sonra çıkar, veya 10 sene sonra çıkar. Kuluçka dönemi 20 sene sürer. Şimdi yiyoruz ya angus eti, eğer o anguslarda bir deli dana hastalığı var ise 20 sene sonra o çocukların beyin dokuları süngerleşmeye başlar. Deli dana hastalığı budur” dedi.

“Komisyonun Fesh Edilmesinin Nedeni, Et İthalatının Hazırlıklarıdır”

Kendi bakanlığı döneminde Deli Dana Hastalığı İzleme Komisyonu kurduklarını söyleyen Eski bakan Doç. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp son olarak; “Bu komisyon tüm dünyayı izliyordu nerede deli dana dana hastalığı var, nereden nereye geçiyor bu komisyon izliyor ve bize günlük rapor veriyordu. Biz de oralardan hayvan ithal etmediğimiz gibi hayvansal ürünleri de hiç ithal etmiyoruz. Süt, yoğurt, süt tozu bunların hepsinde kalır bu.  Değerli arkadaşlarımız göreve geldikten 1-2 sene sonra bu Deli Dana Hastalığı İzleme Komisyonu’nu fesh ettiler. Biz bu komisyona beş kuruş para vermiyorduk, hocalar kendi görev yapıyordu. Ben o gün ‘bu komisyonu niye fesh ettiniz, bu komisyonun kime zararı var? Para almıyor, sizden yoluk istemiyor, size gelip şu yönetmeliği çıkarın demiyor, siyaseten de size bir zararı yok, oy da kaybettirmiyor. Niye fesh ettiniz?’ diye sordum. Bunun cevabını Başbakana yazdım alamadım, bakana yazdım alamadım, teftiş kurullarına yazdım alamadım. Demek ki bu komisyonun fesh edilmesinin nedeni bugünkü et ithalatının hazırlıklarıdır” dedi.

Daha sonra laboratuarın açılışı yapıldı. Açılışın ardından Hüsnü Yusuf Gökalp, laboratuarda görev yapan Ziraat Mühendisleri Ebru Şimşek ve Celal Çiftçi’den bilgiler aldı.

Açılıştan sonra davetliler, Elbistan Ziraat Odası tarafınan Kervansaray Restoran’da verilen öğle yemeğine katıldı.

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

Elbistan'da Hava