12 Eylül’de yapılacak olan referandumda ‘evet’ diyeceklerini açıklayan sivil toplum kuruluşlarının daveti üzerine Elbistan’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Cuma günü Teravih Namazı’ndan sonra Şehit Er Mehmet İnan Parkı’nda 2 bin civarında Elbistanlı’ya hitap etti.
“İnsanlar Neyse, Karşısındakini de Öyle Görür”
Programın açılış konuşmasını yapan AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Bünyamin Kılıç, Hüseyin Çelik’e Elbistan’a gelmesinden dolayı teşekkür ederken, AK Parti’nin Elbistan’daki durumu hakkında bilgiler verdi.
Kılıç’tan sonra kısa bir konuşma yapan Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük de Hüseyin Çelik’e Elbistan ziyaretinden dolayı teşekkür etti. Açılış konuşmalarından sonra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik alkışlar eşliğinde kürsüye çıktı.
50 dakika süren konuşmasında ilk olarak AK Parti iktidarında yapılan yatırım ve çalışmalara değinen Çelik, Türkiye’nin itibarının zirvesinde olan bir ülke olduğunu fakat bazılarının felaket tellağı yaptığını söyledi. İsim vermeden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan için kullandığı ‘kalpazan’ sözüne değinen Çelik; “‘Çalma, çırpma var’ diyorlar. Bir ana muhalefet lideri, ismini de vermiyorum, çıkıyor maalesef terbiye sınırlarınız zorlayacak şekilde Sayın Başbakan’ı kalpazanlıkla, hırsızlık yapmakla, haramilikle suçluyor. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum. Sevgili Elbistanlılar, AK Parti 8 yıldır iktidardadır, mahalli idarelerde de 2004 yılından beri iktidardadır, belediyelerin yüzde 60’ı AK parti’ye aittir. Bir tane bizim yolsuzluk dosyamızı, iktidarımızla ilgili bir yolsuzluk dosyasını cumhuriyet savcılığına teslim ettiniz mi? Hayır. Peki, iftira atmak, insanların haysiyet ve şerefleriyle oynamak bu kadar kolay mıdır? Bu çamur siyasetidir, duvara çamur at tutmazsa izi kalır. Bizi niye yolsuzluklarla suçluyorlar biliyor musunuz değerli Elbistanlılar? Anadan doğma iki kör beraber aynı tabaktan sarma yiyorlarmış. Bir kör diğerine demiş ki ‘oğlum çift çift yeme.’ ‘ula ben kör sen kör, benim çift çift yediğimi nerden görüyorsun?’, ‘Çünkü ben öyle yapıyorum’ demiş. Şimdi insanlar neyse, karşısındakini de öyle görür. Eğer bu ülkede, AK Parti Hükümeti döneminde çalma-çırpma, malı götürme hakim olsaydı, biz iktidara geldiğimiz de Merkez Bankası’nın kasasında 26,5 milyar dolar döviz var, şimdi 75 milyar dolar var. Hırsızlık yapılan memlekette böyle bir gelişme olabilir mi?” dedi.
“Türkiye’nin Önündeki Takozları Kaldırmamız Lazım”
Konuşmasında sık sık deyiş, hikaye ve fıkralara yer veren Hüseyin Çelik, daha sonra sözü 12 Eylül’de yapılacak olan referanduma getirdi ve 1982 Anayasası’nın Türkiye’nin önündeki bir takoz olduğunu söyledi.
Çelik; “Eğer; ekmeğimizin büyümesini istiyorsak, özgürlük alanlarımızın genişlemesini, büyümesini istiyorsak, kişi başına düşen gelirlerin 20 bin, 40 bin dolar olmasını istiyorsak Türkiye’nin önündeki takozları kaldırmamız lazım. Ayaklarımızdaki palangaların sökülmesi, zincirlerin kırılması lazım. ‘Peki, nedir önümüzdeki takozlar, ayaklarımızdaki palanga ve zincirler?’ derseniz, en büyük takoz bu darbe ürünü olan 82 Anayasası’dır” dedi.
“Danışma Meclisi’nin Yüzde 85’i CHP’lilerdi”
Anayasanın darbe sonucu yapılmaması gerektiğinin altını çizen Hüseyin Çelik, buna örnek olarak da 1960 darbesini göstererek; “Bakın 1960’da bu memlekette rahmetli Menderes ve arkadaşlarını darbe sonucu astılar. Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun suçu neydi biliyor musunuz değerli Elbistanlılar? Anayasayı değiştirmeye ve dönüştürmeye teşebbüs etmek. Hangi anayasa? 1924 Anayasası. Menderes ve arkadaşlarınız astılar, Demokrat Partilileri zindanlara tıkadılar. Sonra, 60 darbesini yapan çete var ya, 27 Mayıs çetesi, o ‘milli birlik komitesi’ denen çete. 24 Anayasası’nın hepsini ortadan kaldırdı. Hani anayasayı değiştirmeye teşebbüs idam sebebiydi? O gün bir Danışma Meclisi oluşturdular. Danışma Meclisi üyelerinin yüzde 85’i CHP’lilerden oluşuyor, Demokrat Partililerden bir tek Allah’ın kulu yok. Yüzde 15’ini Millet Partisi’nden, MHP’nin eski partisi olan Osman Bölükbaşı’nın başında olduğu partiden aldılar” dedi.
“Ne Kadar Alçak Adam Varsa Yüksek Adalet Divanı’nda Görev Yapıyordu”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Adnan Menderes ve arkadaşlarını yargılayarak haklarında idam kararı veren Yüksek Adalet Divanı’nı oluşturan kişiler hakkında çok ağır sözler kullanarak; “Adalet Partisi’nin o zamanki genel başkanı Ragıp Gümüşpala. Ragıp Gümüşpala diyor ki ‘akşam Adalet Partisi’nin referandumdaki oyunun rengini açıklayacağım, Adalet Partisi 61 Anayasası’na evet mi diyecek hayır mı diyecek.’ Hemen bu açıklamadan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bir açıklama yapıyor ‘Adalet Partisi’ne kapatma davası açıp açmayacağımı akşam açıklayacağım.’ Bunun tercümesi nedir size göre? Yani ‘ey Ragıp Gümüşpala, sıkıysa hayır diyeceğini söyle senin partini kapatırım.’ Bunun da adı yargı, bağımsız yargı. Hani Yassıada da bir mahkeme kurmuşlardı adı, Yüksek Adalet Divanı’ydı. Ne kadar alçak adam varsa orada görev yapıyordu, adı Yüksek Adalet Divanı’ydı” dedi.
“Türkiye, Bürokratik Bir Cumhuriyet Görünümündedir”
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Avni Doğan, Cafer Tatlıbal, Elbistan Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük, Afşin Belediye Başkanı Fazlı Aydoğan, Göksun Belediye Başkanı Ramazan Hurç, Kahramanmaraş İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, belde belediye başkanları ile sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de arasında yer aldığı kalabalık tarafından konuşması sık sık alkışlarla kesilen Hüseyin Çelik, Türkiye’nin demokratik bir cumhuriyet olması gerektiğini söyledi.
Çelik; “Bu Anayasa değişiklik paketi ne yapacak biliyor musunuz? Türkiye’yi bürokratik cumhuriyet olmaktan çıkaracak, demokratik bir cumhuriyet yapacak. 1946 yılında çok partili siyasi hayata geçtik ama çok partili az demokrasili bir siyasi hayata geçtik. Canı sıkıldığı zaman başbakanı aşağıya indirip astık, sonra aradan yıllar geçti dedik ki ‘pardon, yanlışlık yapmışız.’ Devlet töreniyle anıt mezara defnettik. Peki, Menderes ve arkadaşlarını geri getirdi mi? Türkiye, bürokratik bir cumhuriyet görünümündedir. Bürokratik cumhuriyette nedir esas olan? Seçimler var, parlamento var ama sivil ve askeri bürokrasinin iradesi her zaman millet iradesinin üstündedir. Ama Türkiye demokratik bir cumhuriyet olduğu zaman milletin iradesi, halkın tercihi herkesin üzerinde olacak” dedi.
“Rekor Bekliyoruz”
Mevcut Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunun yazdığını ifade eden Çelik; “Bakın Türkiye Cumhuriyet değil mi? Libya, Suriye, Irak, Küba, Çin cumhuriyet. İngiltere, Belçika, İsveç, Norveç, Hollanda ve İspanya krallık. Hangisi gerçek anlamda krallık, hangisi cumhuriyet. Bu iş isimle olmuyor, kafayla olacak kafayla. Mentalite, uygulama bizim için lazım. Onun için Türkiye’de farklı bir iklim oluşturmak istiyor muyuz? Ayaklarımızdaki zincirleri kırmak istiyor muyuz? Türkiye’nin önündeki takozları kaldırmak istiyor muyuz? 12 Eylül’de, 30 yıl sonra 12 Eylül darbe anayasasını tarihe gömelim. İnşallah hep birlikte adam akıllı şöyle çifte bir bayram yapalım. Bize yakışan, Elbistan’a yakışan budur. Ben bu kürsüde sizlere hitap ederken Elbistan’dan bir şüphemiz olduğu için değil. Ben diyorum ki, Kahramanmaraş vilayet olarak adındaki kahramanlığa yakışır şekilde, kendine yakışan sonucu ortaya çıkaracaktır. Biz, Kahramanmaraş’tan rekor bekliyoruz, rekor. Size yakışan budur. Elbistan’dan da bu rekoru bekliyoruz. Biz, emanetinize layık olmaya çalıştık. Biz size elimizi uzatıyoruz ve sizler de bugüne kadar elimizi hep tuttunuz. Bakın Türkçe’de güzel bir atasözü var ‘olma keser gibi hep bana hep bana, ol testere gibi bir sana bir bana.’ Şimdi testere sizin tarafta” dedi.
Konuşmasının sonunda ayakta alkışlanan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, daha sonra Elbistan’dan ayrıldı.