Başbakan Erdoğan, partisinin Kahramanmaraş'ta düzenlediği miting alanında sloganlarla karşılandı. "Kahramanmaraşlı edeleri sevgiyle selamlıyorum" diyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, "Maraş bize mezar olmadan düşmana güzar olmaz diyen yiğitlerin şehridir. Türk milletinin namusuna şerefine el uzatan düşmana haddini bildiren Sütçü İmam'ın şehridir. 'Tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın diyen Necip Fazıl'ın, merhum Erdem Beyazıt'ın, Akif İnan'ın, Cahit Zarifoğlu'nun, Karacoğlan'ın, 'Ey sonsuzluğun şehri sana ulaşmak istiyorum' diyen merhum Yazıcıoğlu'nun sonsuzluğa ulaştığı şehirdir. Onların hatırası yolumuzu aydınlatıyor. Sesi gönül telimizi titretiyor" diye konuştu.
Yakın tarihte yaşanılan çok acı olaylar, hatıralar olduğunu ve bunların hatırlanmasının bile üzüntü verdiğini ifade eden Erdoğan, "Bir musibet bin nasihatten evladır' demiş atalarımız. Bunları tekrar yaşamamak için gerekli dersleri çıkarmak zorundayız. Çorum'da yaşananlar bize 1978'de Kahramanmaraş'ta çıkan olaylarda 100'den fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği olayları hatırlattı. 12 Eylül öncesi yaşanan olaylar bir sağcı-solcu, Alevi-Sünni çatışması değil apaçık bir kışkırtma bir provokasyondu" şeklinde konuştu.
AK Parti'nin 7,5 yıldır demokrasi, özgürlük, egemenlik mücadelesi verdiğini vurgulayan Erdoğan, "Çetelerle, mafya ile karanlık güç odakları ile mücadele ediyor. Bir daha karanlık kirli oyunlar oynanmasın diye göğsünü siper ediyor. Biz bu ülkedeki kirli düzeni bozduk, o kirli çarka çomak soktuk" dedi.
“Her 'Evet' Daha Huzurlu Bir Gelecek İnşa Etmektir”
2006'da Danıştay'a yapılan saldırı, İnögöl'de, Dörtyol'da yaşananların aynı kirli elin uzantıları, tezgahı olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti; “Her 'evet' geçmişle yüzleşmedir. Geçmişin kirli oyunlarını aydınlatmadır. Her 'evet' bu kirli kışkırtmaların önüne geçmek, hayatını kaybedenlerin ruhunu şad etmektir. Daha huzurlu bir gelecek inşa etmektir. Sevgili edeler unutmayın 12 Eylül'de ne iktidara ne muhalefete oy vermeyeceksiniz, bir güven oylaması yapmıyoruz. 12 Eylül’de 1980'in yanlışlarıyla yüzleşeceğiz. Ya darbe anayasası denilecek ya da milletin anayasası denilecek. Birileri darbe anayasası ile beraber yürüyorlar. Kahramanmaraş'taki her kardeşimin vicdanının sesini dinleyerek oy kullanmasını rica ediyorum. Bu anayasayı biz onlarla birlikte hazırlamak istedik. Ama yaklaşmadılar. Hatta meclis başkanı bir uzlaşma komisyonu kurmak istedi, yazı yazdı. Verdikleri cevap ortada. Çünkü bunlar bu ülkenin kalkınmasından yana değil. Hiçbir zaman da olmadılar. Bunların iktidarı zamanında ülkenin ne hale geldiğini biliyorsunuz, yaşanan acıları biliyorsunuz. 3 Kasım'da biz göreve gelirken kimden aldık bu iktidarı. MHP, DSP ve ANAP. Yüz liranın 74 lirası borçtu. Şimdi nerdeyiz yüz liranın 44 lirası borç. Buradan gidince bunları CHP, MHP'ye oy vermiş kardeşlerime anlatın. Bilmeyebilirler. Devlet yüzde 63 faiz ödüyordu. Peki şimdi devletin borçlanma faizi ne oldu yüzde 7-8 oldu. 7 lira 8 lira nerede 63 lira nerede. Bu ülkeyi böyle soydular. Enflasyon yüzde 30 idi. Şimdi 7,6. Bak nereden nereye geldi. Cebinizdeki canavarı çıkarıp attık. Bunlar MHP, DSP, ANAP 30 milyar dolar borç aldılar 23 milyar dolar bize borç bıraktılar. Şimdi 7 milyar dolara düştü.
Şimdi biz IMF ile stand by anlaşması yapmadık. Ne dedik, 'biz bize yeteriz' dedik. Ne diyorlardı? Yapamazsınız diyorlardı. Ah benim edem ah. Benim Merkez Bankası'nın kasasında 26,5 milyar dolar vardı. Şimdi ise 75 milyar dolar var. Nereden nereye. Biz buyuz. Onlar o. Şimdi geliyorlar anlatıyorlar ne yaptı diye. İşte bu. Sizin maaşınızdan para kestiler, nema ödeyeceğiz dediler. Ödediler mi, ödemediler. Göreve gelince baktım masada kağıt. İşçiye memura 13,5 katrilyon borcu var. Devlet işçisine memuruna borçlu olamaz. Hemen ödeme planını yaptık, 13,5 trilyonu biz ödedik biz. Utanmadan sıkılmadan benim iktidarıma talan iktidarı diyorlar. Benim iktidarım sizin bıraktığınız borçları ödüyor. 10 ay sonra yapılacak seçimde bunlara gerekli dersleri vereceğinize inanıyorum. Konut edindirme yardımını da biz ödüyoruz. Siz bize sahip olduğunuz sürece biz bu milletin delikli kuruşunu bunlara bırakmayız.”
“Bu Alçakça Bir İftiradır”
"Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarına "Biz sizlerle gurur duyuyoruz" cevabını veren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü; “Milletin sesine kulak vermeyen, milletin derdini ne bilir. Millete kulak vermeyen emanetinin kıymetini de bilmez. Siz TBMM'ye niye gönderdiniz. Yasa çıkarsın diye değil mi? Ama onlar ne yaptılar sandıktan kaçtılar, şimdi de milletin iradesinden kaçıyorlar. Ben epeydir MHP yöneticilerini ortalıkta görmüyorum. Son zamanlarda mecliste basın toplantısı yapıyorlar. Meclisin çalışmasını engellediler. Şimdi meclis tatil onlar meclisteler. Postacıya izin vermişler, mektup dağıtmaya gitmiş. Terör örgütünün silahlı eylemini geçici olarak durdurduğunu açıklamasını hükümetimizle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu alçakça bir iftiradır. AK Parti hükümetinin terör örgütü ile masaya oturması asla mümkün değildir. Dün gereken açıklamayı yaptık. MGK toplantısından sonra da terörle etkin mücadele yapılacağı vurgulandı. Ne yazık ki Türkiye'de muhalefet terörle mücadelede hiçbir zaman bizimle birlikte olmadı. Sevgili edeler onların üzerinden rant elde etmeye çalıştılar."
Anayasa değişikliğine CHP, MHP ve BDP'nin karşı çıktığını belirten Erdoğan, "Yahu bunlar hiçbir araya gelmezlerdi. Nasıl bir araya geldiler. Arkadaşlarını mecliste oy kullanmaya bile göndermeye cesaret edemediler. Bu anayasa değişikliğine kimler 'hayır' diyor dikkat edin. CHP, MHP, BDP, TKP, İşçi Partisi, malum medya, YARSAV. Kimin kimle ittifak halinde olduğunu benim aziz milletim görüyor" dedi.
Mecliste anayasa değişikliği oylanırken CHP'nin 'iki madde olmazsa evet oyu vereceklerini' söylediğini hatırlatan Erdoğan, "Siz anayasa mahkemesine götürmediniz mi? O iki maddeyle ilgili anayasa mahkemesi de bir iki değişiklik dışında 'bir şey yok' dedi mi? Daha ne karşı çıkıyorsun, 'hayır' diyorsun. Ben dedim ki 'bu hapı içeceksiniz çünkü şifanız' burada. Anayasa Mahkemesi o iki maddeyle ilgili düzenlemelerde sorun görmüyorsa CHP, MHP sana ne oluyor da buna 'hayır' diyorsun. CHP'nin 'hayır' demek için mazereti kalmamıştır. Ben bu ilkesiz, tutarsız siyaseti milletime havale ediyorum. Biz bu anayasa değişikliğini sivil toplum temsilcileri ile birlikte hazırladık. Kendilerine sorduk. Daha önce gazetelere ilan verecek altına imza koyacak, 'evet' diyeceksiniz. Şimdi kalkıp ben ekonomik sosyal konsey kurulması için meydanlarda 'evet' diye dolaşıyorsam sen de dolaşacaksın. Benim hükümetimin arka bahçesi olma. Ama senin için anayasa değişikliği yapanlara efendim ne öyle ne böyle deme. Bitaraf olma. Bitaraf olan bertaraf olur. Bu tutarlılık değildir. Biz gizli ajandalara hiçbir zaman 'evet' demedik. Milletimiz gizli ajandası olanlara hiçbir zaman prim vermedi" diye konuştu.
Kahramanmaraş'a 2 Bin 500 Derslik Yaptık
‘Bu beyefendiler buraya geldiler mi bilmiyorum. Ama Kahramanmaraş'ta ne yapıldı diye sorabilirler’ diyen Erdoğan, şunları kaydetti; “Türkiye'de 7,5 senede 150 bin derslik yaptık, Kahramanmaraş'a da 2 bin 500 derslik yaptık. Sağlıkta Kahramanmaraş'a 215 trilyon yatırım yaptık. Göksun Adalet Sarayı’nı, Afşin, Pazarcık Adalet Sarayları’nı yaptık, hizmete açtık. 4 bin 600 toplu konut yaptık. 79 senede 62 kilometre olan bölünmüş yolu 192 kilometreye çıkardık. Buraya uçak indirmiyorlardı. Yolcu kapasitesini 89 bine çıkardık. Doğalgazı getirdik. Tarıma 7,5 yılda Kahramanmaraş'ta 516 trilyon destek verdik. Ziraat Bankası'nın verdiği krediyi bu sürede 39 kat arttırıp 68 trilyona çıkardık.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaraoğlu'nun ‘Başörtüsü sorununu biz çözeriz’ dediğini hatırlatan Erdoğan, "Parlamentodan 411 oyla geçen başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi kim Anayasa Mahkemesi’ne götürdü? Sayın Kılıçdaroğlu dürüst ol. Senin orada imzan yok muydu? Kimin kimle ittifak halinde olduğunu benim aziz milletim görüyor. Bir tarafta bunu yapacaksın sonra ben hallederim diyorsun. Çarşaflı kardeşlerimize rozet taktınız sonra otobüsten tekme tokat attınız. Biz sizin cemaziyel evvelinizi biliriz. Özgürlük diye bir şey sizin kitabınızda yok. İşte bu anayasa bu özgürlükleri getiriyor" dedi.
Merhum Menderes'in "Yeter söz milletindir" sözünü hatırlatan Erdoğan, "Ben de diyorum ki yeter karar milletindir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Pakistan'da yaşanan afetle ilgili ilk etapta 10 milyon dolar gönderdiklerini, yardıma muhtaç Pakistanlılar’a yardımcı olunması çağrısında bulundu.