HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --İhale İlanlarıVideo HaberGazetemiz Gelişmiş Arama

Takvim

Sayaç

Türk Diyanet Vakıf-Sen Elbistan Şubesi Başkan Yardımcısı Hanifi Köksöken, Diyanet Çalışanlarının ilgilendiren kanunla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Yorum Sayısı

: 0

Tarih

: 03 Nisan 2010 13:42

Köksöken yazılı olarak yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; Hak ve adaleti tavsiye eden Diyanet’te, kaybedilen hak ve adalet aranmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Kanunu ile ilgili hazırlanan Kanun Tasarısı Meclise intikal etmiş bulunmaktadır. Yaklaşık 30 yıldır Kanunu bulunmaksızın zaman zaman hukuk dışı ve siyasi baskılara maruz kalarak yönetilen Diyanet İşleri Başkanlığı Kurumu ile ilgili Teşkilat Kanunu Taslağına şekil vereceksiniz.

Kurumlarla ilgili her düzenleme sıkıntıları, mağduriyetleri gidermek ve imkânları geliştirmek için yapılır. Meclise sunulan bu tasarı Din Hizmetinin bugünlere ulaşmasında emeği olmayan, geçmişini iyi bilmeyen ve Diyanet çalışanlarının haleti ruhuyyesinden anlamayan yöneticilerince hazırlanmıştır. Bu tasarının iyi tarafları da bulunmaktadır. Ancak; Diyanet çalışanlarını huzursuz eden tasarının ilgili maddeleri üzerinde yapacağınız değerlendirmeler Diyanette huzura ve din hizmetlerinin verimine önemli katkılar sağlayacaktır. Din Hizmeti sunan Diyanet çalışanları sizlerden katkılarınızı beklemektedir. Sizlere tüm samimiyetlerimizle dertlerimizi iletiyoruz. Ümitlerimiz ve umutlarımız sizlersiniz. Gerçekten Diyanete yakışmayan bir ayırım yapılmaktadır. Din Hizmeti sunan Gönül erleri Diyanet çalışanlarının mutlu ve huzurlu olacağı bir kanun tasarısı çıkması için duaları ve sevgileri sizleredir.

30 yıldır Teşkilat Kanunu beklentisi içerisinde olan Diyanet İşleri Başkanlığı camiası, nihayet gizlilik içerisinde görüş ve talepler dikkate alınmadan hazırlandığı anlaşılan bir Kanun Tasarısı ile karşılaştı. Büyük bir beklenti ve umut içerisinde olan Diyanet çalışanları,  Ne emeğin, ne hizmetin nede vefanın bir değeri ve anlamı olmadığını ve umutlarının boşa çıktığını görmüştür. Kanun tasarısı dikkatle incelendiğinde; Bu tasarı üzerine birçok girişimlerde bulunularak iyi niyetle hazırlanmış rapor ve görüşler sunulmasına rağmen diyaloglar cevap bulmamış personeli küçümseyen ve dikkate almayan anlayış tasarıyı meclise taşımıştır. Bu tasarı hayal kırıklığı, personelde büyük öfke ve tepkiye sebep olmuştur. Meclise sunulan bu Tasarı ile sıkıntıları gidermek yerine Diyanet İşleri Başkanlığını sıkıntıya ve tartışmaya açacak düzenlemeler bulunmaktadır.   Dikkatli incelendiğinde sunulacak Din hizmetlerinin geliştirilmesi yerine,  birilerine imkân (Hac-Umre-Yurtdışı-Ticaret) ve imtiyaz sağlayan ve yıllarca verilen hizmet ve emeği küçümseyen ve geleneksel yapıyı tasfiye etme görüntüsü vermektedir. Denetimden uzak ve denetimi dışlayan, dışarıdan hizmet almayı esas alan anlayış getirmektedir. Diyanet üst yönetimine hatırı sayılan mali ve özlük imkân ve imtiyazları sağlanırken, çok küçük ölçüde iyileştirme sağlanan Din Hizmetleri sınıfı dışında kalan diğer çalışanlarına hiçbir iyileştirme getirmeyerek ayrımcılık yapılmıştır. Ayrıca Diyanet çalışanını bir birine düşürmüş ve aralarında kin ve husumeti arttırmıştır. Bu tasarı bir yandan Başkanlık merkezinde çalışan üst yöneticilere cetvel sıralamalarında yapılan ince ayarla mali hakları geliştirilerek yükseltilmekte ve halen 4 olan ikramiye sayısı 6 ya çıkartılmaktadır. Ayrıca bu imkânlardan üniversitedeki akademisyen arkadaş çevresi unutulmayarak onlara da imkân ve imtiyaz sağlayan bir kanun tasarısı olarak çıkmaktadır. Diğer taraftan her türlü özveri içerisinde çalışarak Diyanet İşleri Başkanlığının bugünlere ulaşmasında inkârı mümkün olmayan katkı sağlayan (Müfettiş, şube müdürü, İl ilçe müftüleri, Murakıplar ile -kısıtlı ve kısmi iyileştirme getirilen Din hizmetleri sınıfı- dışında kalan diğer görevli) personeli dışlayarak hiçbir iyileştirme getirmeyerek ahlak çiğnenmiş ve vicdanlar kanatılmıştır. Kürsü ve minberlerden milletimize güzel ahlak diye anlatılan ve biz görevlilere tavsiye edilen Hak, Adalet, Paylaşım sevgi ve emeğe saygı gibi kavram ve değerlerin yaşanması ve yaşatılmasının sözden ibaret olduğu, sadece insanları avutmak ve oyalamak için kullanıldığı görülmektedir”   

                    

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Elbistan'da Hava