1999-2009 yılları arasında MHP’den Elbistan Belediye Başkanlığı yapan Abdullah Paksoy, bürosunda bir basın toplantısı düzenleyerek, Elbistan Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük’ün yerel bir gazetede yayınlanan söyleşisinde kendi dönemi hakkında yapmış olduğu eleştiri ve iddialara cevap verdi.
“Geçmiş Üzerinden Siyaset Yapıyorlar”
29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Elbistan halkının iktidar partisinin adayından yana tercih kullandığını ve buna da saygı duyduğnu belirterek; “Tabi bundan sonra belediye başkanının yapması gereken geçmiş dönemi eleştirmesi değil, kendi vaat ettikleri projeleri hedeflemesi olacaktır. Ama son zamanlarda dikkat ederseniz daima geçmişin üzerinden siyaset yapılıyor ve bu siyaset neticesinde de geçmiş belediye başkanları eleştiriliyor. Tabi bizde görev yaptık. Eleştirmede de haklılar ama bir belediye başkanı öncelikle vatandaşa vaat ettiği şeyleri yapması gerekir. Örneğin sıcak su seçim atmosferinde vaattir. Doğalgazın Elbistan’a getirilmesi, fabrikalar açılıp işsizliğin sonlandırılması vaat idi. Ne hikmetse bunların hiçbiri konuşulmuyor fakat geçmiş dönemde yapılan hizmetlerin eksiklikleri veyahut ta yanlış yapıldığı konuşuluyor” dedi.
“Ana Caddelerin Drenaj Kanalını Yaptık”
Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük’ün, ‘Elbistan’da geçmiş dönemde hizmetler yapılmış ta, bu hizmetler eksik yapılmış. Drenaj sorununu görmemişler, bilmemişler veya bilememişler, şimdi biz bunları değerlendiriyoruz’ şeklinde açıklamaları olduğunu belirten Paksoy; “Biz yaptığımız ana caddelerin mutlaka drenaj kanallarını yapmışızdır. O dönemde hazırladığımız bültende ve evraklarda bunlar mevcut. Örnek verirsek, bir caddede 4 kilometre yağmur kanalı yapmışız. Yapılan bir şeyi yapılmamış gibi yok gösterilmesi de yanlıştır. Biz gelecekte neler vaat ettik, Elbistanlılar onu değerlendirecektir. Geçmişin üzerine, hizmetler üzerine siyaset yapılarak, işte hizmet etmişler de, şunlar şunlar yapılmamış. Bu gibi konuları ben biraz yanlış gördüğüm için ve suçlanıldığım için Elbistanlı hemşerilerimizi bilgilendirmek zorundayım. Dikkat ederseniz yaklaşık 1 sene oldu, ben bir geçmişteki eski bir belediye başkanı olarak, mevcut belediye başkanının hizmetini eleştirmeye hakkım yok. Çünkü vatandaş bunun değerlendirmesini 2014 yılında oylarıyla değerlendirecek. Ne kadar altyapı yapmış isek, burada fotoğrafları ve belgeleri ile mevcut. Bunların hepsi delilli ve evraklıdır” diyerek seçim döneminde hazırlatmış olduğu yapılan hizmetleri gösteren kitapçığı ve drenaj kanallarıyla ilgili bölümü basın mensuplarına gösterdi.
“Doğalgaz İçin 2002 Yılında Kaymakamlık Aracılığı İle, 2006 Yılında Tüm Belediye Meclis Üyeleri İle BOTAŞ’a Müracaatta Bulunduk”
Bölgede bulunan Afşin-Elbistan A ve B Termik Santralleri ve vatandaşların kalitesiz kömür kullanmasıyla ortaya çıkan hava kirliliğinden dolayı özellikle kış aylarında Elbistan’da insanların nefes almakta zorluk çektiğini belirten Abdullah Paksoy, bunda da sıkça kendisinin suçlandığını söyledi.
‘Bunun neticesinde biz geçmiş dönemde bir çalışma yaptık. Bu çalışmalarımızın bende evrak kayıtları var’ diyen Paksoy; “Hatta bir raporda hazırlamışız ve basınla da paylaşmışız. Bir yerel gazetede söyleşi yapılıyor, Elbistanlı hemşerilerimizin de çok dikkat etmesi lazım, ‘hava kirliliği büyük bir sorundur. Hava kirliliğine karşı projemiz doğalgaz yönünde. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi ile benim kendisine sunduğum dosya doğrultusunda araştırmalarda bulundu. Bana söylenen söz şu; Başkan bu zamana kadar Elbistan Belediyesinin müracaatı yok. BOTAŞ arşivlerinde böyle bir müracaat dosyası yok denildi’ deniliyor. Aslında genel başkan yardımcısına da gitmeye gerek yoktu. Benim dönemimde meclis üyeleri vardı AKP’li. Onlara doğalgazın getirilmesi konusunda herhangi bir çalışma olup olmadığını sorsalardı, onlar net cevabı verirlerdi çünkü belediye meclisi olarak ta kararımız var. 2006 yılında tüm belediye meclis üyeleri ile gerekli başvuru yapılmıştır. 2002 yılında ise Kaymakamlık aracılığı ile BOTAŞ’a biz müracaatta bulunmuşuz. Akabinde 14 Ocak 2003’te BOTAŞ bize cevap verdi. BOTAŞ’a müracaatımız olmasa idi bu resmi evrakla bize neden karşılık veriyor. BOTAŞ yazılı cevabında; ‘Elbistan Belediyesi’nin müracaatı doğrultusunda öncelikle yakıt tüketimin yoğun olduğu il merkezlerine hedef alınarak, planlanmaktadır’ deniliyor. Bu açıklamaya göre ‘merkez ilçeler gündemimizde yer almıyor’ diye ifade ediliyor. Buna rağmen Elbistan Belediyesi olarak çeşitli tarihlerde yine yazışmalarımız oldu. Bu yazışmalarda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu da yer almaktadır. Bu demektir ki gereken yazışmalar ve müracaatlar yapılmış demektir. Buna rağmen müracaat yapılmadı deniliyorsa BOTAŞ tarafından gönderilen evraklar sahte ya da başvuru evraklarımız imha edilmiştir. Veyahut ta belediye başkanı kendilerinde bulunan evrakları inceleme nezaketinde bulunmamış. Önemli olan resmi evraklardır. Buna rağmen şahsıma suçlamalarda bulunuluyor” derken, BOTAŞ’a yazdıkları yazıların ve BOTAŞ’tan kendilerine gelen cevabın birer örneiğini basın mensuplarına gösterdi.
“Abdullah Paksoy Sendromundan Kurtulmaları Gerekiyor”
‘Kaldırımları 8-9 bin TL’ye yapıyoruz’ diye açıklamalar yapıldığını ifade eden Paksoy; “Kar temizliği yapmak için ben 450 Bin TL ihale yapıp ta herhangi bir şey yapmadım. Mevcut belediye başkanı 450 bin TL ile kar temizletir, bende kaldırım yaparım. Bu manada yapılan eleştirileri haksız buluyorum. Çünkü bir belediye başkanı kendi projeleri üzerinden konuşması lazım. Kendi yapacakları projeler kapsamında siyaset yapması gerekir. Geçmişin dersini Elbistan halkı 29 Mart 2009 tarihinde vermiştir. Arkadaş sen görevini yapamadın, biz Elbistan’ı iktidar ile birleştiriyoruz. Ve o tarihlerde Sayın Başbakanda geldi. Açıklamalarında 2,5 ay sonra tekrar Elbistan’a geleceğini söyledi. Elbistan’ın daha iyi hizmet alacağı söylenildi. C ve D ünitelerinin proje kapsamında ihale edileceğini, Elbistan’da işsizliğin kalmayacağını bu şekilde söylenildi. Elbistan’da son bir yıl içerisinde bir gelişmemi oldu onun takdirini Elbistanlı hemşerilerime bırakıyorum. Bu konuda biz 10 yıl boyunca Elbistan’da üzerimize düşen görevi yaptık. Ve 2014’e kadar herhangi bir şekilde geçmiş dönemle ilgili suçlamalarda bulunduğu zaman sık sık basın toplantısı yaparak gerekli açıklamaları yapacağız. Artık Abdullah Paksoy sendromundan kurtulmaları gerekir. Kendilerinin önü açık. İktidar partisinin belediyesi olarak büyük vaatler verildi. Herkes kendi projesine baksın ve uygulamaya çalışsın. Biz kimsenin önünü de tıkamıyoruz. Bu konuda biz Elbistanlı hemşerilerimizi böyle suçlandığımız sürece basın aracılığı ile gerekli açıklamaları yapacağız. Basın huzurunda, resmi evraklar çerçevesinde açıklamalarımızı yapacağız. Elimizde bulunan resmi evraklarının örnekleri Elbistan Belediyesinde de mevcuttur. Bu belgeler içerisinde doğalgaza nasıl müracaat ettiğimizi anlatacağız. Geçmiş dönemlerde doğalgaz ile ilgili başvurularımızı kamuoyu ile paylaşmıştık. Şimdi kalkıp ta 2002 yılında resmi evraklarla yapılan müracaatları yok sayarak insanlar suçlanırsa, bizlere de resmi evraklarla yanıt vermek düşer. Elimde bulunan resmi evrakları paylaşabilirim. Takdiri yine Elbistan halkına bırakıyorum” dedi.
“Yalnız Ergenekoncular Değil, Vatandaşlardan da Fişlenen Oldu”
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Abdullah Paksoy, seçim zamanında hakkında yolsuzluk iddiaları çıktığını, iddialar üzerine hakkında herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığı sorusu üzerine; “Sizde biliyorsunuz ki bu konuda 2008 yılının Mart ayında Elbistan Belediyesi’ne kasıtlı olarak bir kontrolör geldi ve neticesinde de bizi suçladılar. Yani ben açıkça söyleyeyim biz fişlenildik o zaman. Fişlenme yapıldı, bunu da ileriki günlerde bölge milletvekili açıklama yaptı ‘şimdi de biz fişliyoruz’ diye. Bizi de fişlediler. Burada kontrolün tuttuğu evraklarla bize damga vuruldu, şu anda biz hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz ve dosya mahkeme aşamasında. Çünkü gelen kontrolör hakkında biz suç duyurusunda bulunduk, kendisi mahkemede yargılanıyor, kararı mahkeme verecek. Yani bu konuda herhangi bir şekilde hiçbir dosya da ne yargılanmışız, ne hüküm almışız. Seçim atmosferinde deniliyordu ‘100 tane dosya’ diye. Benim alnım açık, başım dik” diye konuştu.
Bu sözler üzerine ‘Elbistan’da da fişlemeler yapıldı mı’ sorusuna ise; “Onu ben bilmem, onu gidin milletvekiline sorun. Ben kendimden pay biçiyorum. Ona ben cevap veremem, kendisine sorun. Ama geçmiş dönemlerde oldu. Elbistan’ın Sesi arşivlerini çıkarsın. 2004 Eylül, Ekim, Kasım aylarında. Sayın Milletvekili’nin bir açıklaması var. O zaman Elbistan Termik Santrali’ne işçi alınıyordu. ‘özellikle iki kişiyi sildirdim’ dedi. Arşivlerinizde var, çıkartın. Niye çıkarmıyorsunuz? Fişlenilmiş, belki televizyon kayıtlarında da vardır. ‘Şu anda biz fişliyoruz’ diyen milletvekili, açıkça o zaman da dedi. O zaman memur tayinleri oldu. Hatırlarsanız 2004 seçimlerinde memur tayinleri olmuştu. Hatta meydanlarda ben konuşurken bir çocuğun elinde pankart vardı ‘benim babamda memur beni de sür’ yazıyordu. İnsanlar fişlenip tayinleri çıkmıyor muydu, çıkıyordu. Bunu kendilerine sorun ve bu sizlerde de mevcut. Bilhassa da Elbistan’ın Sesi Gazetesi’nde. Lütfen bunu çıkartın. 2004 ya Eylül, Ekim, Kasım ayları. ‘Özellikle kazandıkları halde iki kişiyi ben sildirdim siyasi olarak’ diyor. Doğru söylüyor milletvekili. Yani Ergenekonlarda değil yalnız, vatandaşlardan da fişlenen çok oldu. Bunu kendisine sorun” şeklinde cevap verdi.
“Benim Zamanımda Yatırımcılar Kaçmadı”
Bir soru üzerine kendi döneminde Elbistan’a yatırım yapmak isteyenlerin önünü tıkamadığını belirten Paksoy; “Dikkat edin biz her zaman her konuşmamızda derdik ki ‘Elbistan belediyesi olarak alt yapı, eğer bir yatırım kurulacaksa Elbistan Belediyesi olarak alt yapısını biz kuracağız.’ Büyük fabrikalar kurulduğu zaman, büyük yatırımlar yapıldığı zaman. Dikkat ederseniz Elbistan’da ne kadar gelişme oldu. Yani, o konuda şöyle bir geçmiş dönemleri izlerseniz. Burada üstü kapalı olarak yatırımcıların kaçtığı söyleniyor. Ben söyleyeyim. Fahri Yüksel benim dönemimde gitmedi. Hamza Akbaş 89’dan itibaren gitti yatırımını yaptı. Hamit Taşkın, seneler önce gitti. Burada 5-10 yıl içerisinde deniliyor. 5-10 yıl öncesinde burada öyle bir şey olmadı” dedi.
“Benim Yaptığım Hizmetlerin 5 Kat Fazlasını Yapmaları Gerekir”.
Kendi dönemlerinde Adnan Menderes Bulvarı ile Gariplik Caddesi’ni karayolları ile ortak yapmak için karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğü’ne müracaat edildiği ve karayollarından olumsuz cevap geldiği, bu dönemde Karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğü ile Elbistan Belediyesi’nin Adnan menderes Bulvarı’nı ortak bir çalışma ile yapılacağının hatırlatılması üzerine ise Paksoy; “Biraz önce dediğim gibi bunu, bu açıklamaları yapan bölge milletvekiline sorun. Özellikle yapılmadığını gidin sorun. Niye yapılmıyor deniliyordu. Elbistan Belediyesi’nin imar sahasında ama karayollarının görevine. Karayolları yapıyor. O zaman bir kavşağı bile değiştiremedik. 99’da geldik ve 2009’a kadar belediye başkanlığı yaptık. Bu belediye başkanlığı dönemimizde Elbistan’ın değişimini herkes seyretti, gördü ve biz kendi imkanlarımızla yaptık. ‘İktidarla birleştirin, hizmetleri daha fazla alırsınız’ yönünde açıklamaları vardı, nitekim de Başbakan da söyledi ‘iktidarla birleştirin’ dedi. Muhalefetteki bir belediye başkanının şu anda kaç katının yapılması gerekir, iktidarla birleştirildi 3-5 katı. Benim yapmış olduğum hizmetlerin 5 katının yapılması gerekir. Ben o konuda herhangi bir yorumda da bulunmuyorum. Ama şunu söylüyorum, yaptıkları propagandaya göre şu anda benim yaptığım hizmetlerin 5 katı fazlasını yapılması gerekir. Çünkü iktidarla birleştirildi” dedi.
“Engellenen Hizmetlerimiz Oldu”
Abdullah Paksoy, ‘Sizin zamanınızda muhalefet bir partiden belediye başkanı olduğunuz için yapmış olduğunuz hizmetlerin önü tıkandı mı?’ sorusuna ise; “Tıkandığı da oldu, engellendiği de oldu. Örnek verecek olursak Karayolları, çevre yolu. En basit örneği çevre yolu. Ben ne kadar eleştirsem de benim eleştirmem yanlıştır, vatandaş yapsın. Biz ancak seçim meydanlarında yorum yaparız. Elime kağıdı alır, projelerim hakkında yorum yaparım. O konuda ben takdiri, değerlendirmeyi Elbistanlı hemşerilerime bırakıyorum. Şu andaki belediye iyi çalışıyor veya kötü çalışıyor diyemem. Kötü çalışsa da herhangi bir şekilde yorum yapmam” dedi.