Takvim
|
"Derenin Taşıyla Derenin Kuşunu Avlıyorlar"
Saadet Partisi (SP) Elbistan İlçe Teşkilatı Şubat Ayı Divan Toplantısı'na katılan SP İl Müfettişi Mustafa Tüten; "Yine derenin taşıyla derenin kuşunu avlamak felsefesiyle milli görüşün içinden bize benzeyen insanları aldılar ve işte ülkemiz bu halde. İşçi, memur perişan, Kürt açılımı-Türk açılımı, Alevi çalıştayıyla, şunlarla-bunlarla ülke oyalanmaktadır, kınıyoruz" dedi. |
| Yorum Sayısı |
: 0 |
Tarih |
: 09 ?ubat 2010 10:21 |
SP Elbistan İlçe Teşkilatı’nın Şubat Ayı İlçe Divan Toplantısı’nı Pazar günü parti binasında gerçekleştirdi. Eminoğlu; “Partimize Büyük Bir Rağbet Var” SP İl Başkanı Mehmet Akgül, İl müfettişi Mustafa Tüten, İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İbrahim Hacı İbrahimoğlu, Ahmet Dinçaslan, Göksun ilçe Başkanı Hacı Ali Aslan’ın da katıldığı Divan Toplantısı’nın açılış konuşmasını SP Elbistan İlçe Başkanı Ali Eminoğlu yaptı. Eminoğlu, konuşmasında şunları söyledi; “Yapmış olduğumuz bu ilçe kongresi gösteriyor ki bizim partimize büyük bir rağbet var. Daha sonraki ilçe divan toplantılarımızı inşallah partimizde değil belediye düğün salonu gibi başka büyük salonlarda hınca hınc doldurarak yapmayı arzu ediyoruz. İnşallah bu arzumuzu yerine getirecek olanlarda, rağbet edecek olanlar da sizlersiniz. Elbistan’da Saadet Partisi’nden başka ilçe divan toplantısı yapan yoktur, haftalık toplantısını yapan parti de azdır. Ama biz Elhamdülillah her ay, her hafta ilçe divan toplantımızı, haftalık toplantımızı yapıyoruz. Bu da partimizin ileriye dönük gelişmekte olduğunu ve iktidara doğru gittiğimizin bir kanıtıdır.” Eminoğlu’nun ardından söz alan İl Müfettişi Mustafa Tüten ise milli görüşe değindi, iktidarı eleştirdi. Tüten şunları söyledi; “Milli görüş, hakkı savunmanın bir manaca adıdır. Zulüm kimden gelirse gelsin onun karşısındayız, haklı kim olursa olsun onun yanındayız. Milli görüş; 69’da Türkiye’mizin siyasi sahnesine çıktığında ülkemiz, ‘sağcılık-solculuk’ diye bir söylenti ile çalkalanıyordu. Biz dedik ki ‘durun, ikisi de yanlış.’ Önce ahlak ve maneviyat olacak. Bu millet yıllarca maneviyatla dünyaya yön verdi, dünya insanlığına yön gösterdi, sömürmedi, zulmetmedi. İspanya’da ağlayan Yahudi’yi bu millet güldürdü. Avrupa’da zulüm gören Hıristiyan’ı bu millet güldürdü ve bir zamanlar bu millet maneviyatıyla hareket ederken, birbirini severken bugün küçük bir azınlık halinde devletini kuran Ermeniler o zaman bu milletin sadık bireyleriydi, isyan etmezlerdi. Ne oldu ki şimdi bu millet Avrupa’nın peşinde koşmaya çalışıyor. Biz milli görüş olarak millete hizmeti Hakk’a hizmet olarak kabul edip ibadet aşkıyla siyaset yapıyoruz. Milletimizi, nefisimiz, yeniden dünya gündeminde sayılır, sevilir bir millet haline getirmek istiyoruz. Bizim felsefemizde sağcılık ve solculuk yoktur, bizim felsefemizde ayrımcılık, zulümden yana, güçten yana olma yoktur, haktan yana var olma vardır. Onun için gayret ediyor, onun için çabalıyoruz. Milletimize diyoruz ki ‘bakınız biz bir zamanlar milli görüş olarak ‘ağır sanayi’ dedik. Ülkemize fabrikalar yapalım insanımız çalışsın, alın teriyle el emeğini, göz nuruyla çocuklarıyla beraber helal kazancıyla kimseye muhtaç olmasın’ dedik. O zaman ‘biz daha ucuza alırız, ne fabrikasıymış’ dediler. Bu fikrin öncülüğünü yapan insan, bu milleti 3 yıl aldattı, 3 yıl oyaladı. Bir konuşmasında diyor ki ‘ben bir barajın temelini 7 kez attım.’ Bir barajın temeli 7 kez atılmaz, 1 kere atılır, en kısa zamanda atılır ve o baraj ülkeye gelir getirir. Sonra derenin taşıyla derenin kuşunu avlama felsefesiyle milli görüşün içinden bir insanı çıkardılar, ‘Anavatan’ diye bir parti kuruldu, 10 yıl bu milleti oyaladı, 10 yıl sonra ismi ve partisi söndü şimdi hiç kimse yok. Sonra Kıbrıs Savaşı’nda baş aktör olarak bahsettikleri Karaoğlan çeşitli dönemlerde iktidara geldi-gitti en sonunda muhterem hocam, genel başkanım ‘onlarla hiçbir şey olmaz’ diyordu. En sonunda Karaoğlan bitti, tükendi ‘Kemal Derviş’ diye bir adamı bu ülkenin başına getirdi, bu ülkenin başına bela edip ahrete göç etti. Sonra ne oldu, Kemal Derviş çıkarmış oldukları kanunlarını sağlama bağladıktan sonra giderken ‘gözüm arkada kalmıyor, bundan sonra gelen iktidar bu kanunları en güzel şekliyle uygulayacak’ dedi. Uyguladı da ne oldu, yine derenin taşıyla derenin kuşunu avlamak felsefesiyle milli görüşün içinden bize benzeyen insanları aldılar ve işte ülkemiz bu halde. İşçi, memur perişan, Kürt açılımı-Türk açılımı, Alevi çalıştayıyla, şunlarla-bunlarla ülke oyalanmaktadır, kınıyoruz. Bu millet bunu hak etmiyor. Bu millet Müslüman, bu millet maneviyatıyla oynanmasını sevmez. Buradan Türkiye’nin gündemine sesleniyor, ‘sesimizi duyun’ diyoruz. Bu milletin maneviyatıyla oynamayın, bu milleti Avrupa’nın peşinden koşturamazsınız. Sayın Başbakan’a da diyoruz ki ‘ey Başbakan ortalığı germe, mazlum durumuna düşerek milletimden oy isteme, hakkın yok. Bir şey bir kere kullanılır.”
Tavsiye Et
| Yorum Yaz
|
Önceki Gazeteler İçin Tıklayınız
Elbistan'da Hava
|