HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --İhale İlanlarıVideo HaberGazetemiz Gelişmiş Arama

Takvim

Sayaç

Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) Elbistan Şubesi Yönetim Kurulu'nun almış olduğu karar ile her ayın sonunda SDD Elbistan Şubesi halkı bilgilendirmek için basın bildirisi yayınlayacak. Yönetim Kurulu adına bildiride açıklamalarda bulunan SDD Başkanı Haluk Gül, ilk bildirimde eczacılar, AKP iktidarı, 12 Eylül darbesi, Alevi Çalıştayı gibi konulara değindi.

Yorum Sayısı

: 0

Tarih

: 01 ?ubat 2010 10:59

Başkan Haluk Gül şu ifadelere yer verdi.; “SDD Elbistan Şubesi Yönetim Kurulu olarak, 2010 yılı boyunca, zorunlu haller dışında, her ayın sonlarında yayınlayacağımız basın bildirileri ile saygıdeğer kamuoyunu bilgilendirme, olaylara ve sürece ilişkin yaklaşımlarımızı kamuoyu ile paylaşma kararı almış bulunuyoruz. Sürekli hale getirmeyi düşündüğümüz aylık basın bildirilerimiz haricinde değerli basınımızdan gelebilecek röportaj önerilerine açık olduğumuzun da basınımızca ve kamuoyunca bilinmesini istiyoruz. 2010 yılının da, ülkemiz için kayıp bir yıl olacağı, yine suni gündemlerle uğraşılacağı ve yurttaşlarımızın gerçek gündeminin perdelenmeye çalışılacağı bir yıl olacağı ilk ayından anlaşılmıştır. Dünyada 8.yılında da mağduru oynayan tek hükümet bizdedir. İşsizlikte rekorlar arka arkaya kırılırken, istihdama ilişkin tek adım atmayan, yatağına aç giren insan sayısı milyonları bulmuşken pembe tablolar çizme mahareti gösteren, Eczacılarla kavga etmeyi maharet sanan, 1.5 aydır Ankara sokaklarında hak arama mücadelesi veren işçileri coplatan, onların taleplerini duymamakta, anlamamakta ısrar eden hükümet bizdedir.

“AKP İşin Kolayını Bulmuştur“

AKP Hükümeti işin kolayını bulmuştur. Yöntem şudur: Toplumsal dertleri, tasaları duymamazlıktan, görmemezlikten geleceksin, AKP gibi düşünmeyen herkesi bir şekilde darbecilikle suçlayacaksın ve bir darbe çığırtkanlığı ile ülkeyi idare edeceksin.12 Eylül darbesini yapanları yargılama önerisini elinin tersi ile iteceksin ama darbe karşıtlığı şampiyonluğunu da kimseye bırakmayacaksın. Demokrasi havarisi kesileceksin, ama demokrasinin sadece ve sadece seçim olduğunu sanacaksın ve çoğunluğu sağlayanların her şeyi yapabileceklerini savunacaksın, Yargı hukuksuzluklarına izin vermediği zamanda çıkıp “frene basıyorlar” diye figan edip mazlumu oynayacaksın. 2010 yılının ilk ayında da, AKP İktidarı, içini dolduramadığı “demokratikleşme açılımı” nutuklarını sürdürmüş ve günleri içeriksiz nutuklarla geçirmiştir. Elbette Türkiye’nin demokratikleşmeye, daha fazla demokrasiye ihtiyacı var. Tartışma, uzlaşma kültüründen nasibini alamamış olanların demokrasinin gelişmesinden yana olmaları büyük bir yalandır. Onların istedikleri yalnızca kendilerine demokrasidir. Büyük bir samimiyetsizlikle gündemi dolduruyorlar.

Samimi iseler; Siyasi partiler ve seçim yasalarını demokratikleştirsinler, % 10’luk seçim barajını düşürsünler, Kuvvetler ayrılığı ilkesine uysunlar, Yargının mutlak bağımsızlığını sağlasınlar. Ellerini Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan çeksinler, Örgütlenme özgürlüğüne saygı gösterip, sendikasızlaştırma faaliyetlerine son versinler. Sendikaların özgürce örgütlenmesinin yasalarını yapsınlar, Özellikle siyasilerin dokunulmazlıklarını sınırlasınlar, yolsuzlukların üzerine gidilebilmesinin yolunu açsınlar, Alevileri çalıştaylarla oyalamaktan, Alevi Çalıştay’larına Maraş Katliamının sanıklarını çağırmaktan vazgeçmeli ve sağır sultanın bile bildiği sorunları bir an önce çözmenin samimi çabası içerisinde olsunlar, Kürt sorununu çözeceklerini iddia ederken, seçilmiş belediye başkanlarını kelepçeleterek gözaltına aldırtma uygulamasından vazgeçsinler, Aydınlar ve gazeteciler üzerinde tahakküm kurma amaçlı soruşturmalar açtırmaktan vazgeçsinler, En başta, toplumda kutuplaşmayı derinleştiren söylem ve üsluplarını değiştirsinler, Yapılan değişiklikler ile daha bir acayip hal alan 12 Eylül Anayasası’nın yerine Demokratik, Özgürlükçü, Eşitlikçi bir Anayasa’nın oluşturulabilmesi için en geniş mutabakat arayışına girişsinler. Hem bu tür çabaların içinde olmayacaksın, hem de boş nutuklarla demokratikleşme havarisi kesileceksin ve bunu da halkı eğriyi doğruyu anlamaz sanarak, sayarak yapacaksın. Halkımızın her şeyi gayet iyi anlayıp analiz ettiğini günü geldiğinde AKP İktidarı da anlayacaktır.

“Demokrasi Şehitlerini Saygıyla Anıyoruz”

İlericiler, Aydınlar, Demokratlar, Devrimciler için Ocak ayı da diğer aylar gibi büyük kayıplar, tarifsiz acılara sahne olmuştur.  31 Ocak 1990’da Muammer Aksoy’ u 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu’ yu, 11 Ocak 1996’te Onat Kutlar’ ı,19 Ocak 2007’de Hrant Dink’ i haince kurulmuş pusularda kaybettik. Bu demokrasi şehitlerini katleden katilleri ve arkalarındaki güçleri bir kez daha nefretle lanetliyor, demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz. Ayrıca Türkiye Sosyal Demokratlarının başta gelen duayenlerinden, yakalandığı amansız hastalık sonucunda 24 Ocak 2007’de kaybettiğimiz İsmail Cem’ i saygı ve minnet duyguları ile anıyoruz. 24 Ocak 2001’ de Emniyet müdürlüğü yaptığı Diyarbakır’da sevgi, barış ve kardeşlik tohumlarını yeşertme mücadelesi yürütürken haince kurulmuş bir pusuda katledilen Gaffar Okan’ ı saygı ile anıyoruz. Tam 30 yıl önce Türkiye’yi 12 Eylül Faşizmine taşıyan ekonomik kararları tek seçenekmiş gibi halkımıza dayatan 24 Ocak kararlarının mimarlarını bir kez daha kınıyor ve lanetliyoruz.

“CHP’yi Kutluyoruz”

17 Ocak 2010 da yapılan CHP Elbistan İlçe Kongresi’nde göreve gelen yönetim kurulunu kutluyor, başarılar diliyoruz. Dileğimiz sosyal demokrat düşünceyi en geniş halk kesimine yaymanın çabası içerisinde olmaları, günlük ve gereksiz tartışmaların içerisinde boğulmamalarıdır.

“Tekel İşçilerinin Direnişini Selamlıyoruz”

Ocak ayı basın bildirimizin sonunda, emek hareketine ivme katan Tekel İşçilerinin şanlı direnişini selamlıyoruz. Şu bilinmelidir ki, bazı zaman ve koşullarda iktidarda olanlar kendilerini alternatifsiz sanabilir, iktidar şımarıklığı içerisinde muhalif partilerden, sivil örgütlerden gelen önerileri, eleştirileri önemsemezler, önlerine gelene “sen de kim oluyorsun” diye kabadayılanırlar. İşte bu kabadayılanma ya dur diyebilecek yegane güç emeğin gücünün örgütlü, disiplinli direnişidir. 43 gün Tekel işçisinin feryadını görmeyen, duymayan, direnişi kırabilmek için tazzikli su, biber gazı, cop kullandırtan iktidara 43. gün görme, duyma uzvu kazandıran ve 45. günde masaya oturmaya mecbur bırakan ,Başbakana “üzerinde çalışın” diye bakanlarına talimat verdirten en yüce değer olan emeğin gücüdür. Bu direnişin her ferdine selam olsun”

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Elbistan'da Hava