9 Ocak 2010 Cumartesi günü kaybolan ve pehlül yapısı ile Elbistan’da çok sevilen Bostan lakaplı Mehmet Canbolat’ın cansız bedeni 11 Ocak 2010 Pazartesi günü Ceyhan Nehri’nde bulunmuştu.
“Düştüğü Yere Gittim Ama Bulamadım”
Salı günü kalabalık bir katılımla kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları arasında defnedilen Canbolat’ın babası 45 yaşındaki Ramazan Canbolat, oğlunun kaybolduğu gün Ceyhan Nehri kenarına gidip aradığını belirterek; “Mehmet, düştüğü yerden 130 metre ileride bulundu. O gün gittiğim yer ise tam düştüğü yer. Kurbağanın suya atlayınca çıkardığı ses gibi bir ses duydum. Bakarken birden kedi çıktı oradan ve kedi beni yanılttı. Aslında oğlum o zaman oradaymış ama buldurmayan Allah buldurmuyor işte” dedi.
“Ölüp Şehit Olacağım Diyordu”
Mehmet Canbolat’ın kaybolmadan önce çevresindekilere öleceğini söylediğini belirten baba Canbolat; “Oğlum Mehmet, Esseyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı’na çok giderdi ve Hulusi Efendi’nin, onun oğlu Hamidettin Ateş’in aşığıydı. Kaybolmasından bir gün önce evde söylediği kaside ile ölüp şehit olacağını söylüyordu. ‘Garibim, şehidim, Bostanımın eceli geldi beni kurtar. Cenazemi kıldır Sultanım, ihvanım.’ diyordu. Bunun dışında çevresindekilere de öleceğini söylemiş. En çok sevdiği kişilerden olan Hacıoğlu Baklava Salonu’nun sahibi Mücahit Kadayıfcıoğlu’na da ‘Ben öleceğim, tesbihimi sen al, ama şimdi değil ben öldükten sonra al’ demiş. Oğlum ölmeden önce öleceğini hissetmiş” dedi.
“Cinayet İzi Yok”
Oğlunun ölümüyle ilgili yetkililerle de görüştüğünü belirten Ramazan Canbolat; “Oğlumun bulunduğunda vücudunda herhangi bir darp, yara izi yoktu. Görüştüğüm tüm yetkililer de şu an ki bilgilere göre Mehmet’in ölümünde cinayet şüphesi olmadığını söylediler. Zaten oğlumun da kimseye hiçbir zararı olmazdı ve çok sevilirdi” dedi.