Mevcut memur sendikalarını alternatif olarak 15 Nisan 2008 tarihinde kurulan Hak-Sen’in Genel Başkanı Ayhan Çivi, beraberinde Sağlık Hak-Sen Elbistan Şubesi Başkanı Nihat Kılınç, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kükçü, Eğitim Hak-Sen Elbistan Temsilcisi Alaaddin Vural ile birlikte Bizim Elbistan Gazetesi’ni ziyaret etti.
“Sendikalarda Siyasi ve İdeolojik Noktalar Daha Çok Öne Çıktı”
Ziyarette Hak-Sen’in kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulunan Çivi, Hak-Sen’in hakkını arayanların, hak yolunda haklının yanında mücadele veren bir sendika olduğunu belirterek; “Elbette Türkiye’de yeni birtakım şeyleri yapmanın, bunları insanlara anlatmanın, tanıtmanın bir takım zorlukları vardır. Hele de herhangi bir siyasi partiyle bir bağlantınız yoksa, ideolojik bir bağınız yoksa bu yapıları güçlendirmek kolay değildir. O zaman sizin hizmeti öne çıkarmanız gerekiyor. Zaten sendikaların esastaki amacı da memurlara hizmet etmektir. Ancak Türkiye’de hizmet ikinci planda kalmış, siyasi ve ideolojik noktalar daha çok öne çıkmış. Bu nedenle de memurlar ihmal edilmişler. Kamu çalışanları, her geçen gün ve yıl mevcut haklarımızı da kaybetmiş. Sendika yasası 2002 yılında çıktı resmi olarak ve toplu görüşmelerin 9.’su yapılacak. En son, yüzde 2.5+2.5 maaş artışı verildi memurlara. Dolayısıyla daha önceden yüzde 10’lar, 20’ler verildiği zaman Türkiye’de yer yerinden oynardı. Burada yüzde 2.5 verilmesine rağmen hiç kimse sesini çıkarmıyor.
“Türkiye’de Memur Sendikacılığı Siyasete Bağımlı”
Hükümetle memur sendikaları arasında gerçekleşen toplu görüşmelerde sendikaların, hükümetin her dediğine hayır diyemediğini öne süren Çivi; “Bunun da en önemli nedeni, Türkiye’deki memur sendikacılığının siyasete bağımlı olması. Yani malum sebepleri siyasetle birlikte olduğu için kendilerini var eden, güçlendiren bir parti iktidara geldiği zaman ona karşı çıkamıyorlar, sadece itiraz ediyorlar. O da pek etkili bir itiraz olmuyor. Bunu sadece mevcut AK Parti Hükümeti için söylemiyorum, daha önceki hükümetler döneminde de toplu görüşmeler yapıldı ve orada da aynı şey oldu. O zaman Kamu-Sen yetkili konfederasyondu, o da başka bir partiyle birlikte olduğu için, yönetim kademeleri de dahil o yapıyı o parti belirlediği için, şekillendirdiği için onlar da onların dediklerini evet diyorlardı. Şimdi Memur-Sen mevcut AK Parti Hükümet ile beraber üye sayısını 40 binlerden 300 binlere çıkardı. Nedir bu, ‘işte ben iktidarın akrabasıyım’ dedi. Memur sendikacılığı böyle bir acz içine düştü ve Hak-Sen ortaya çıktı. Bizim ortaya çıkmamızla beraber bence sendikacılık bir kalite ve nitelik kazandı. Elbistan’daki diğer arkadaşlarımız da ‘Hak-Sen bakın Elbistan’da bir şube açtı’ diyor. Yani ilk defa bir memur sendikası Elbistan’da şube açıyor. Şimdiye kadar bu Türkiye’de görülmüş bir şey değil.”
“Memur-Sen, Gönüllü Olarak AK Parti’nin Arka Bahçesi Olmuştur”
Hak-Sen’in 7 bin üyesi bulunduğunu belirten Genel Başkan Ayhan Çivi, mevcut sendikaları siyasi partilerin arka bahçesi olmakla suçladı. Çivi; “Bana göre Türkiye’de şuan da mevcut kamuoyunca bilinen 3 tane memur konfederasyonu siyasi partilerin arka bahçesidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin arka bahçesi Kamu-Sen’dir. Bu çok net. Mevcut AK Parti İktidarı’nın arka bahçesi Memur-Sen kendisi olmuştur, gönüllü olarak ‘ne olursunuz ben arka bahçe olayım’ demiştir. Diğer ideolojik anlamdaki KESK’in yapısını biliyoruz. Orada da başka gruplar egemen. Bir parti olmasa bile HADEP, EMEP, ÖDP gibi bu tip franksiyoner gruplar egemendir, onların dediği olur. Memurun dediğinin olduğu tek sendika Hak-Sen’dir. Yani biz, memurun arka bahçesi olduğumuzu söylüyoruz ve ısrarla da bu duruşumuzu koruyoruz” dedi.
“Siyasi Partiler Sendikaları Değil, Ülkeyi Yönetmeli”
Hak-Sen olarak siyasete karşı olmadıklarını da belirten Çivi; “Siyaset, elbette ülkeye hizmet etmenin bir aracıdır ancak siyasi partiler sendikaları yönetmemeli, onlar ülkeyi yönetsinler. Sendikaları, kendi üyelerinin seçtiği insanlar yönetmeli, sendikaların politikalarını onlar belirlemeli. Bizim burada diğer sendikalardan en büyük farkımız bu. Bunu bir örnekle açıklamam gerekirse eğer, örneğin Elbistan’a bir mülki amir atanacak. Eğer siz Elbistan’daki bir siyasetçiye ‘bu mülki amir bizim sendikamızdan biri olsun, beraber belirleyelim bunu, bize öncelik yapın, bize torpil yapın’ dediğiniz anda yarın sizin sendikanız Elbistan’da bir genel kurulu olduğunda bu siyasetçiye ‘şunu şube başkanı seçin’ deme hakkı doğar. Bizim burada temel maksadımız hizmettir. Bana soruyorlar ‘başkanım senin siyaseten bir şey var mı?’ benim iki tane kimliğim vardır. Birisi memur olmak, diğeri Elbistanlı olmak. Bunun dışında bütün kamu çalışanları bizim için aynıdır. Hiç kimseyi görüşünden, düşüncesinden dolayı asla yargılamayız. Çünkü onlar zaten devlet memurluğu hakkını elde etmişler. Her düşünceden, fikirden olanlar Hak-Sen’in içinde olabilir. Kurallarımız, tüzüğümü vardır, bunlara uyacaktır ve biz, her siyasi partiyle de eşit mesafedeyiz” dedi.
“Hak-Sen’e Daha Çok İtibar Etmeye Başladılar”
Hükümetlerin yanlış yapmalarının yanında doğru yaptıkları şeylerin de olduğunu fakat siyasi partilerin arka bahçesi olan sendikaların doğru olanı da eleştirdiğini belirten Hak-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi son olarak; “Hükümetler iktidar oluyorlar, doğru yaptıkları şeyler de oluyor ama öyle bir sendika oluyor ki siyaseten ve ideolojik anlamda karşı olduğu için her şeyi eleştiriyor. Ne yaparsa yapsın, doğru yapıldığını bildiği halde bile eleştiriyor, muhalefet ediyor. Niye, çünkü o siyasal muhalefettir. Halbuki sendikalar doğru yapılanı da alkışlayabilmeli, yanlış yapılanı da eleştirebilmeli. O zaman zaten siz objektif olduğunuz zaman bu sefer fikirleriniz de değer kazanıyor. Ben, pek çok kamu yöneticisi ile, siyasilerle, sivil toplum liderleriyle görüşüyorum. Sizin fikirleriniz ne kadar objektifse, tarafsız sizin fikirlerinize o kadar saygı duyuluyor. Hak-Sen’in böyle özellikleri var. Biz, kimsenin alkışçısı, düşmanı değiliz. Biz, doğru şeylerin yanındayız, yanlış yapan, kamu görevlilerin hak ve hukuki ile ilgili mağduriyet yaratan her şeyin de karşısında oluruz. Hak-Sen’i ayıran özellik de budur. Başladığımız noktadan çok daha sağlıklı bir şekilde ilerliyoruz çünkü başlangıçta biz ‘merkezdeyiz’ derken , ‘hadi canım muhakkak senin de arkanda bir parti vardır’ diyorlardı. 1,5 yıl sonra baktılar ki böyle bir şey yok, biz samimiyiz şimdi daha çok saygı duymaya ve Hak-Sen’e daha çok itibar etmeye başladılar” dedi.