Arslan; “Tarım, Bütün Canlı Alemini İlgilendiren Bir Sektördür”
Arslan şunları söyledi; “Yaklaşık 10-15 kişiyle birincisini gerçekleştirdiğimiz tarım çalıştayının son derece verimli ve anlamlı geçmesi nedeniyle böyle bir programı organize ettik. Hepinizin malumu olduğu üzere Anadolu’nun dünya coğrafyasında, özellikle tarım ve hayvancılık alanında çok ciddi yeri var. Elbitan’ın da Anadolu coğrafyasında tarım ve hayvancılık alanında ciddi yeri var. Tarım sektörü dediğimiz zaman aklımıza ilk gelen çiftçilerimiz oluyor. Biraz derin düşündüğümüz zaman tarım sektörünün ilgilendirmediği hiçbir canlı göremiyoruz. Bütün insanlığı, ticaret alemini hatta bütün canlı alemini ilgilendiren bir sektör. Bölgemiz de her zaman övgüyle bahsettiğimiz Türkiye’nin dördüncü büyük ovası, tarım deposu ve uzun yıllardır ekonomisinde, sosyal hayatında ciddi bir yeri olan sektör. Böyle bir sektör içerisinde ne sıkıntılar yaşanıyor, ne yanlışlar yapılıyor, ne sorunlar yaşanıyor bunları masaya yatırmak için böyle bir programı organize etmiş bulunuyoruz.”
Arslan’ın konuşmasının ardından Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevrican Dokuyucu, Tarım İl Müdürü Mehmet Gündoğdu ile Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, tarımda üretimin artması, tarımın gelişmesi için gerek çiftçilerin gerekse kurumları yapmaları ve yapmamaları gereken konular hakkında fikri ve düşüncelerini dile getirdiler.
Dokuyucu; “İklimsel Değişiklikler Tarımdaki Verimi Etkiliyor”
Bunlardan Prof. Dr. Tevrican Dokuyucu, tarımın insanoğlunun var olduğu andan itibaren hayatımızda var olduğunu ve bundan sonra da var olmaya devam edeceğini belirterek; “Biliyorsunuz ki reel üretim tarımdadır. Yani 1 ton ektiğiniz zaman 10 ton alırsınız. Bu, bir artıştır, üretimdir. Ancak sanayide yapılanlar ise katma değerdir. Bu nedenle tarım sektörüne gelecekte insanlarımızın gıda ihtiyacını güvenli bir şekilde temin edebilme açısından gereken önemin verilmesi ve bu reel üretimin her zaman için kârlı bir şekilde sürdürülebilmesi gerekir. Ancak zaman zaman bu kârlılığı etkileyen birçok faktörler ortaya çıkmakta, bu faktörlere bağlı olarak üreticilerimiz zaman zaman sıkıntılı günler yaşayabilmektedir. Önemli olan, bu sektördeki sürdürebilirliği sağlamak için, çiftçilerin üretiminin devam ettirebilmelerini sağlamak için gerekli politikaların geliştirilmesi gerekiyor. Bu da ülke yöneticilerine düşen bir görevdir. Zaman zaman tarım, üvey evlat muamelesi görüyor ya da göz ardı ediliyor, gerekli destekler, teşvikler sağlanamayabiliyor. Bu dönemlerde de üreticilerimiz çok sıkıntılı günler yaşıyor. Bizim ülkemizdeki tarım, iklime bağlı bir tarımdır. Ülkemizin tarım alanlarını genel olarak göz önüne aldığımız zaman yıldan yıla ortaya çıkan çok önemli mevsimsel değişiklikler vardır. Bu mevsimsel değişiklikler ülkemiz tarımını verim açısından önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle hububat üretimine baktığımız zaman bir yılda 17 milyon tona kadar düşen hububat üretimimiz bir diğer yılda 20 milyon tona kadar çıkabilmektedir” dedi.
“Organik Gübreleri Toprağa Atmak Yerine Tezek Yapıp Yaktık”
Tarımda en önemli sermayenin toprak olduğunu söyleyen Dokuyucu; “Topraklarımıza baştan sahip çıkmamız gerekiyor. Topraklarımızın iyileştirilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Bunu reelde, gerçek hayatta toprağa emek vererek yapmalıyız. Tarıma yapılan yatırım, kısa sürede dönen yatırım değildir. Uzun vadede, hatta çocuklarımıza, torunlarımıza dönecek yatırımdır. Bu nedenle tarıma yaptığımız yatırımları kısa dönemde dönmesini beklememiz çok doğru olmaz. Uzun vadeli ve meşakkatli bir yoldayız. Burada hiç kimsenin elinde bir sihirli değnek yok. Yani bir-iki yılda tarım da kârlılığın artırılması söz konusu değil. Çünkü yıllardır biz bu memlekette organik gübreleri tezek yapıp yaktık. Bu organik maddeleri toprağa döndürmememiz gerekirken tezek olarak kullandık, kimyasal gübrelerin çok ucuz olduğu dönemlerde iş kolayımıza geldi ve organik gübreleri toprağa atmak yerine kimyasal gübreleri tercih ettik daha ucuz, daha kolay diye. Ama gün geldi geçti topraklarda bitki besleme problemi ortaya çıktı. Bu memlekette en önemli problemlerden bir tanesi, bitki besleme probleminin arkasındaki gerçek problem, topraklarımızdaki organik madde eksikliğidir” dedi.
Gündoğdu; “Kahramanmaraş 3 Havzaya Bölündü”
Daha sonra sözü alan Tarım İl Müdürü Mehmet Gündoğdu ise bakanlık tarafından yapılan desteklemelere değinerek; “Tarımda çiftçi desteklemelerine bakacak olursak 2009 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Kahramanmaraş genelinde çiftçilere verilen tarımsal destek miktarı 60 milyon TL’dir. Tarımsal potansiyele baktığımız zaman da Kahramanmaraş Türkiye’de 13. sıradadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, iklim ve ürün çeşitliliği bakımından Türkiye’yi 30 havzaya ayırarak ortak ürün ve ortak iklim özellikleri olan yerleri tek bir havzada topladı. Bizlerde Kahramanmaraş’ı 3 havzaya ayırdık. Pazarcık’ı 1 havza, Merkez ve Türkoğlu’nu ayrı bir havzada, Elbistan, Afşin, Ekinözü, Nurhak, Göksun ve Andırın’ı da Fırat Havzası adını verdiğimiz ayrı bir havzaya ayırdık” dedi.
Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut ise bölgede tarımın gelişmesi açısından barajların çok önemli olduğunu ve bu nedenle de barajların bir an önce bitirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmaların ardından ELSİAD tarafından Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevrican Dokuyucu ile Tarım İl Müdürü Mehmet Gündoğdu’ya birer plaket verildi. Plaketler Elbistan Kaymakamı Ahmet Altıntaş ve ETSO başkanı Mustafa Paksoy tarafından takdim edildi.