Babası SEKA’da memur olarak çalıştığı için daha 1 yaşına bile girmeden Elbistan’dan ayrılmak zorunda kalan fakat aradan geçen onca zamana rağmen aslını, memleketini unutmayan 48 yaşındaki ünlü tiyatro sanatçısı Mehmet Çevik ile Elbistan üzerine söyleşi yaptık.
Söyleşi de, Elbistan’ın kendisi için ayrı bir yeri olduğunu ve Elbistanlı olmaktan gurur duyduğunun altını çizen Çevik, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında Elbistanlı birçok aydının bulunduğunu söyledi.
“Türk Dilinin En Saf Lehçesini Elbistan Konuşur”
Elbistan’da sosyal sorumluluk projelerinin kültür ve sanat projeleriyle birleştirilmesi gerektiğini söyleyen Çevik; “Çünkü Elbistan insanı çok aydın. Hem buradaki insanı hem de dışarıdaki insanı için söylüyorum. Elbistan’ın insanı çok aydın. Türk dilinin en saf, en temiz kirlenmemiş lehçesini Elbistan konuşur. Ama Elbistanlının konuştuğu bu dilden haberi olmalı, özgüvenle konuşmalı. Mesela süllüm kelimesi. O kadar Türkçe ki. Ama bu kazandırılabilir. Bir sürü şey yapılabilir. Her şey para değildir. Her şey şöhret değildir. Herkese gelen yarın bana da gelecektir. Ben bir Elbistanlı sanatçı, Elbistanlının bir çocuğu olarak bana bir şey olduğu zaman benim cenazem buraya geldiği zaman Elbistan’ın ayağa kalkmasını isterim. Bu neyle mümkün biliyor musunuz, Elbistan’a verdiklerinizle mümkündür” dedi.
“Elbistan, Bizi Göreve Çağırmalı”
Şu sıralar Kanal D’nin izlenme rekorları kıran Hanımın Çiftliği’nde de Cemşir karakterini canlandıran Mehmet Çevik, Elbistan dışında olan Elbistanlıların yaşam savaşı nedeniyle Elbistan’dan uzaklaşmak zorunda kaldığını söyledi. Çevik; “Tamam. Biz sizleri çok özledik, sizden ayrı kaldık, gurbet elde bizdik. Elbistan, kendi çocuklarına burada hata yapabilir çünkü herkes Elbistanlı. Ama dışarı giden çocukları gönül rızasıyla gitmedi, yaşam savaşı nedeniyle gittiler, güçlendiler, akıllandılar, geliştiler. Elbistan kendi çocuklarını hatırlamalı ve bizi göreve çağırmalı. ‘Elbistan sizi göreve çağırıyor’ diye bir kampanya başlatılabilir. Elbistanlı yetişmiş tüm aydınlarını çağırabilir. Sadece benden bahsetmiyorum” dedi.
Bu sözler üzerine ‘Böyle bir kampanya olsa Mehmet Çevik ne der, kampanyadaki yeri ve katkısı ne olur?’ şeklindeki sorumuza; “Beni nerde görmek isterlerse ordayım. Başında da olurum sonunda da. Böyle bir yerde kariyer savaşı da yapmam, siyasi anlayış savaşı da yapmam. Elbistan farkında mı bilmiyorum, Ceyhan Nehri kuruyor. Yıllar önce televizyonda bir haber izledim. Kabaağaç’ın oradan geçen yerde su azalmıştı. Ben onu seyredince bir saat ağladım. Beni bir Arap ülkesi çağırıyor üç günlüğüne birinci gün imza, ikinci gün bir televizyon programına katılacağım 50 bin dolar teklif ediyorlar. Beni Elbistan çağırsın ben vereyim parayı. Daha ne diyeyim. Daha söyleyecek bir şey mi var” şeklinde cevap verdi.
“Kültür ve Sanat Söyleşisi Yapılsın Ben İki Sanatçıyla Geleyim”
Söyleşimizde sorularımıza çok içten ve samimi cevap veren, Elbistan için her zaman göreve hazır olduğunu ve kendisine verilecek her türlü görevi yapmaya hazır olduğunu vurgulayan Çevik, Elbistan’da sosyal ve kültürel faaliyet az olduğu ve son olarak 11 yıldır yapılmayan Güreş festivalinin yapıldığını belirtmemiz üzerine, kültürel faaliyetleri tek bir alanda sınırlı tutulması gerektiğini söyledi.
Çevik; “Güreş, kültürel konumun sadece bir tanesidir. Yani bir konuda filizlendirmeyeceksin. ‘Kültür’ denince aklımıza sadece güreş mi geliyor? Yani Elbistan’ın sadece pazıları mı çalışıyor. Türkiye’nin çok akıllı adamlarının altında Elbistan var. ‘Kültür’ denince akla halk oyunları gelir, pehlivanlığı gelir. Türküleri gelir, sanatı gelir… Bir bütün içinde bakmalı. Türkiye hastalığına düşmeyelim. Herkes biliyor hastalığı. Türkiye’de bir şey var. İletişimsizlik var, kopukluk var, öteleşme, ayrışma var. Biz, örnek bir şey çıkarabiliriz. Birlikte yaşam kültürünü geliştirebiliriz. Türkiye için model olan şey, bu olur. İmkanı olmayan çocuklara örneğin burada sosyal sorumluluk bandı içinde güreş de dahil edilerek kültür ve sanat projeleri oluşturulabilir. Türkiye’nin ihtiyacı olan modeli de buradan başlatabiliriz. Türkiye ayrışmadığı zaman, Türkiye’de kardeşleri öteleştirmediğin zaman Türkiye ayağa kalkar. Elbistan, çağlar boyunca da bu görevi yerine getirmiş bir yer. Sorun yoktur Elbistan’da. Elbistan, barış için doğru yerdir. Elbistan, tarla tapan için doğru yerdir. Elbistan, konuşma için doğru yerdir. Elbistan, adam için doğru yerdir. Niye sadece güreş festivali? Laflarım yanlış anlaşılmasın benim de akrabalarımın hepsi pehlivan. Yani bir tane ile sınırlı kalmasın. Bir kanal yapmayalım, çok kanal yapalım. Mesela okullarda kültür ve sanat konulu söyleşi yapalım. Ben geleyim. Kaymakamla Kahramanmaraş Valisi’ni davet edin, ben iki tane sanatçı getireyim. Bir şiir gecesi yapalım, Elbistan şiirlerinin gecesini yapalım. İnternette Elbistan’ın bir internet sitesi olsun. Herkes gönlüne göre yapsın ama Elbistan’ın bir internet sitesi olsun. Olamaz mı bütün bunlar?