HABER ARA

Takvim

Sayaç

Din hizmetinin hayatı anlamlandıran ve yaşanabilir kılan bir değer olduğunu vurgulayan Çelik, “Din hizmeti Peygamber mesleği olduğu için mesleklerin en şereflisi ve en değerlisidir. Din görevlisi olmak da Yüce Peygamber’imizin vârisi olmak demektir. Biz her fiilimizde ve her sözümüzde din görevlisi kimliğimizi unutmamak, din görevlisinden beklenen saygınlık ve ölçü içerisinde olmak zorundayız. Evrensel değerler çerçevesinde toplumun her kesimine hitap etmek herkesi kucaklamak durumundayız. Bizim ibadethanelerimiz camilerimiz toplanılan, birlik ve beraberliğin sağlandığı yerlerdir ve zaten anlamı da budur. Bu nedenle bizler Diyanet-Sen olarak kuruluş aşamasından yasal döneme geçiş sürecine ve günümüze kadar ki süreçte hep  ‘hak kutsaldır, hak arama mücadelesi de kutsaldır. Ancak biz hiçbir zaman görevimizi ve görev yerlerimizi terk etmeyeceğiz. Bize hiç para verilmese bile ezanı susturmayız, camiyi kapatmayız. Bizim görevimiz yalnızca kendimize karşı değil tüm topluma karşıdır ve ihmal kabul etmez’ dedik ve demeye de devam ediyoruz. . Hak aramanın bir çok yolu vardır. Ve biz din görevlileri için görevi terk etmek, cemaati başsız bırakmak asla bunlardan biri olmamalıdır. Diyanet-Sen olarak Din Görevlilerin ve Vakıf Çalışanlarının sorunlarını sonuna kadar her platformda savunacağız ama bize yakışır bir şekilde camimizi terk etmeden cemaatimizin yanında kalarak yapacağız bunu. Bazı sendikaların 25 Kasım’da görevlerini bırakıp camiyi terk etmelerini de doğru bulmuyor, bu tür eylem ve boykotların din adamlarına yakışmadığına inanıyoruz.” dedi.

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

Elbistan'da Hava