Almanya’nın Wuppertal'e bağlı Wülfrath Kasabası’nda yaşayan ve 16 yıldır evli olan Elbistanlı Sedat Erdoğan ile Filiz Erdoğan arasındaki şiddetli geçimsizlik ölümle noktalandı.
İddialara göre bir fabrikada işçi olarak çalışan Sedat Erdoğan, 2 hafta izin alarak geçtiğimiz aylarda Elbistan’a geldi. İzin dönüşü Almanya’ya giden Erdoğan, mahkemenin kendisini 5 ay evden uzaklaştırdığı kararı öğrendi.
Önce Eşini Öldürdü Sonra İntihar Etti
İddialara göre çevresindekilere bu kararı hazmedemediğini söyleyen Sedat Erdoğan, 13 Kasım 2009 Cuma günü eşinin temizlikçi olarak çalıştığı okula gitti ve Filiz Erdoğan’ın okuldan çıkmasını bekledi. Filiz’in okuldan çıkmasının ardından Sedat Erdoğan, yanında bulundurduğu tabanca ile çocukları Ersan, Erhan ve Ertan’ın annesi Filiz’e ateş ederek eşini öldürdü. Eşinin öldüğünden emin olan Sedat Erdoğan, daha sonra olay yerinde şakağına dayadığı silahı ateşleyerek yaşamına son verdi.
“6 Yıl Önce Ayrılmışlardı, Tehditle Yeniden Birleştiler”
Geride 3 tane çocuğun yetim kaldığı facia sonunda hayatını kaybeden Sedat ve Filiz Erdoğan’ın Elbistan’da yaşayan aileleri üzüntü içinde cenazeleri bekliyorlar.
Filiz Erdoğan’ın ağabeyi İsmail Çolak, kız kardeşi ile eniştesi arasında uzun yıllardır şiddetli geçimsizlikler olduğunu fakat kardeşinin bunu kendilerinden sakladığını söyledi. Çolak; “Kardeşim 16 yıldır evliydi ve son 10 yıla kadar olan bölümde kardeşim şiddetli geçimsizlikleri bizlere bildirmedi, bizi üzmemek için duyurmadı. Son 6 yıldır haberimiz olan olaylardan dolayı 6 sene önce kız kardeşimizi ayırmak istemiştik, yapmıştık da böyle bir şey. Eniştemizin çocukları Türkiye içerisinde kaçırıp saklamasından dolayı ve kız kardeşimi çocuklarını bir daha göremeyeceğini söyleyerek tehdidinden dolayı kardeşimi tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Ve 6 sene sonra yeni bir şansla evlilikleri yeniden başlamış oldu. Bu süre içerisinde sorunlar daha da büyüyerek devam etti ve son 5 aydır kız kardeşim yeni almış olduğu ve devletin vermiş olduğu kararla enişte evden uzaklaştırılıp, 1 yıl sonra da boşanma kararı alınmıştı. Bu süreç başlayalı 4-5 ay olmuştu ve bu süre zarfında da enişte kız kardeşimi ölümle tehdit edip hatta olayı daha da ileri götürüp bizi de tehdit etti” dedi.
“Büyük Oğlan Silah Seslerini Telefonda Duymuş”
13 Kasım 2009 Cuma akşam saat 20.00 sıralarında meydana gelen olayı gece saat 01.00 sıralarında gelen telefonla öğrendiklerini belirten ağabey Çolak; “Kız kardeşim temizlik şirketinde çalışıyordu. Kız kardeşimin temizlik yaptığı okulun önünde pusu kurup, kız kardeşim okulun temizliğini bitirip kapıyı kilitleyip evine gideceği sırada duyumlarımıza göre büyük oğlunun anlattığına göre annesini arayıp ‘nerede kaldın’ diye sormuş. O da ‘oğlum eve geleceğim’ dediği sırada silah sesi duymuş. Tekrar oradaki arkadaşlardan duyduklarımıza göre kocasını gören kız kardeşim olay yerinden uzaklaşmaya çalışıyor. Bu esnada ayrıldığı kocası birinci kurşunu sıkıp kız kardeşimi yere düşüyor. Yere düşen kardeşimin öldüğünden emin olmak için ikinci kurşunu da kalbine sıkıp öldüğünden emin olduktan sonra üçüncü kurşunu da kendi kafasına sıkıp olaya son veriyor. Bizim duyduklarımız bunlar. Yaşamamamız gereken acı bir olay. Bizi çok üzdü, derinden üzdü. Böyle bir şeyi yaşamak istemezdik. Kesin olmamakla birlikte cenazenin Elbistan’a gelmesini bekliyoruz. Aldığımız bilgilere göre şu an otopsileri ve savcılığın soruşturması devam ediyormuş” dedi.