Eminoğlu, başlatmış oldukları imza kampanyasına destek vererek Sendika İşçilerinin yanında olduklarını ve yapacakları yürüyüşe de katılacaklarını söyledi.
Eminoğlu açıklamalarında şunlara yer verdi: “1970 li yıllarda Milli Görüş’(Milli Selamet Partisi) nin hükümet ortağı olduğu dönemlerde başlatılan ağır sanayi hamlesi kapsamında kurulan birçok tesisler gibi Elbistan Şeker Fabrikası da bunlardan birisidir.
Bundan önce yapıldığı gibi özelleştirme adı altında yapılan birçok ağır sanayi tesisleri (Sümerbank, Poaş, Telekom, Tümosan, Göksun Yem Fabrikası… gibi tesisler (makine, araç, bina vb. hariç) arsa değerinin çok altında iktidar yandaşlarına peşkeş çekilmiştir. Elbistan Şeker Fabrikamızın kurulu olduğu arazi de gerek zirai verimlilik gerekse yerleşim birimi olarak bölgemizin en verimli arazisidir. Buranın da bazılarına peşkeş çekileceği endişendeyiz. Bundan 10-12 yıl önce fabrikanın kampanya dönemi 150 günün üzerinde iken bu yıl 50-60 güne düşürülmüştür. Oysa ki ülkemizin şeker ihtiyacı her geçen gün artmasına rağmen AB’ ye girme hevesi çerçevesinde komşularımıza olan yaptığımız şeker ihracını İspanya, Fransa, Kanada gibi ülkelere bırakmış durumdayız. Bunun ülkemiz için büyük bir felaket olacağı endişesini taşımayan bir Türk vatandaşı var mıdır?
Biz Saadet Partisi olarak özelleştirme şöyle dursun l997 yılında yaptığımız gibi bu sektörün canlanması için kotayı tamamen kaldırıp Pancar fiyatını yükselterek çiftçilerimizi ve sektör çalışanlarının yüzünü güldürmek için yeni fabrikalar kuracağız. Yapanla satan arasında fark vardır. Öyleyse orada Saadet vardır. Dünyanın en liberal ülkesi ABD, orda bile bir tane şeker fabrikası özel değil. Fransa özelleştirme yapmış, yaşatamamış gerisin geri çiftçilere devrediyor. Almanya da devrediyor. Polonya’da işçi-çiftçi ortaklığı var. Görüleceği üzere dünya şeker sektöründeki özelleştirmelerden vazgeçerken Türkiye şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda ısrarcı davranıyor. Ülkemizin tarım ve hayvancılığı açısından üretiminden asla vazgeçemeyeceğimiz bir ürün olan pancarımız üzerinde tehlikeli bir oyun oynanıyor. Türkiye gündemi, Ergenekon davasına kilitlendiği bir dönemde, ‘bazı eller’ de şeker sektörüne tamamen hâkim olmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Özelleştirme furyasına tarımsal üretimin en hassas fabrikalarını da katarak, Türkiye’yi pancar üretiminden soyutlayarak, tamamen kendilerinin pazarı haline getirecekler.
Pancar ve şekerin ülke ekonomisine katkıları saymakla bitmez. Tarıma dayalı kalkınmanın en önemli ve en başarılı örneğini sergileyen şeker sektörü, sadece ülkenin şeker ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, tarımı ve hayvancılığı geliştirirken yan sektörleri de ayakta tutuyor. Sağladığı istihdamla işsizliğin panzehiri olarak görülüyor. Ülke ekonomisine yılda 3 milyar doların üzerinde katma değer sağlıyor. Doğrudan ve dolaylı olarak 10 milyona yakın insanımız geçimini pancar tarımı ve pancar şekeriyle sağlıyor. Ülkenin hem ekonomi hem de sosyal yapısına böylesine önemli stratejik katkılar sağlayan bu sektör, gözden çıkarılarak özelleştirmeye kurban verilmeye çalışılıyor.”