Samanyolu Otel’de gerçekleştirilen seminere, Elbistan Kaymakamı Ahmet Altıntaş, Afşin Kaymakamı Faik Arıcan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Çelik, Tapu Sicil müdürü Ali Seydi Çam, ELSİAD Başkanı Alaettin Arslan, İMO Elbistan Temsilcisi memet Temur, Elbistan ve Afşin’de faaliyet gösteren inşaat mühendisleri, mimarlar, müteahhitler ve hazır beton santralı sahipleri katıldı.
Katılımın yoğun olduğu seminerin açılış konuşmasını yapan ELSİAD Başkanı Alaettin Arslan şunları söyledi; “Son çeyrek asırda, Türkiye’de birçok şey değiştiği gibi hazır beton konusunda da hakikaten ileri derecede teknolojimiz yenilendi. Bir çeyrek asır öncesini düşündüğümüz zaman çamur üzerinde kumla çimentoyla, tozla toprakla betonla inşaat yapılırdı. Arkasından traktörün arkasında karılan betonlar oldu, çok şükür bugün santrallerde, laboratuar kontrolünde yapılan betonları kullanmaya başladık. Bu santraller olmasa idi belki bu standartları konuşmayıp, beton santralleri nasıl çalışıyor onu konuşacaktık. Bu beton santrallerini ilçemize ve bölgemize kazandıran çok değerli işadamlarımıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.”
Daha sonra bir konuşma yapan Elbistan kaymakamı Ahmet Altıntaş ise, Rize’de görev yaptığı sırada tanıştığı Mehmet Selçuk Güner’in Elbistan’da bulunmasından dolayı mutlu olduğunu ifade ederek; “Bugün, beton hepimizi çok yakinen ilgilendiren bir konu, yaşadığımız evler, binalar bu betondan yapılıyor. Bir deprem olduğu anda birçok can kaybımız oluyor. Aynı şiddetteki bir deprem Japonya’da olduğu zaman kimse ölmezken, ülkemizde can kaybı yaşıyoruz. Dolayısıyla buda kullandığımız demir ve betondan kaynaklandığını düşünmemiz ve daha kaliteli yapılar oluşturmamız lazım. Daha kaliteli daha iyi yapılara ulaşmak hem vatandaş olarak hem de teknik elemanlar olarak, hazır beton üreten firmalar olarak hepimizin ortak amacı. ELSİAD yönetici ve üyelerine teşekkür ediyorum” dedi.
Seminere katılanlardan Afşin Kaymakamı Faik Arıcan ise konuşmasında şunları söyledi; “Ülkemiz deprem bölgesi ve bu kaçınılmaz bir gerçek. Ama şunu her zaman ifade etmemiz lazım ki; deprem öldürmüyor, insan, insanı öldürüyor. Buraya katılan müteahhit ve beton üretimi yapan firmaların yöneticileri de bu konunun farkındalar. İnşallah o üzücü hadiselerle karşılaşmayız. Karşılaşmamız içinde bilinçlenmemiz, bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Umarım bu toplantı, bu bilincin artmasına vesile olur.”
Konuşmaların ardından sözü Rize Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Mehmet Selçuk Güner aldı.
“Rekabet Ücrette Değil, Kalitede Olsun”
Elbistan’ın dışarıdan bakıldığında çok küçük bir yer olarak göründüğünü belirten Güner; “Gerçekten gelip gördüğümüzde yanlış düşündüğümüzün farkına vardık. Biz burada sadece betonu anlatmayacağız. Bu sene meslekte 29. yılım. Uzun yıllardır inşaatçı olarak çalışıyordum ama son 20 yıldır betoncu olarak çalışıyorum. Tabi ülkemizde beton durumunu görünce üzülüyorum. Neden? Çünkü elimizde imkan çok, yetişmiş personel var. Yani yağ var, un var, şeker var ama biz helvayı istediğimiz lezzette yapamıyoruz. İnşallah bundan sonra Elbistan’da dökülen betonlarda kalite bir kat daha artmış olacak, belki 5 kat daha artmış olacak. İnşallah bizim bu seminerlerimizden sonra yapılan yapılar 5 nesil kullanılır, ikinci, üçüncü nesilden sonra bunu yapanlardan, buna vesile olanlardan Allah razı olsun derler. Biz de o zaman mutlu oluruz. Bizim mutluluğumuz o. Başka hiçbir beklentimiz yok. Bundan dolayı ELSİAD’a teşekkür ediyoruz. Elbistan, yaklaşık 80 binden fazla nüfusu olan bir yer, Rize’nin nüfusu 80 bin değil. Rize’de şu anda beton santrali sayısı 20’yi geçti. Yalnız ben Rize’ye 19 yıl önce gittiğimde sadece 1 tane vardı. Benim çalışmamda onların da büyük emeği oldu. Sağ olsunlar bize laboratuarlarını açtılar, devamlı laboratuarlarında çalıştık yalnız onlardan numunelere olumsuz rapor verdik ve bize hiç yüzlerini ekşitmediler, ‘hocam yanlış bir şey yapıyorsak sizde de hata var bize öğretin iyisini yapalım’ dediler. Dolayısıyla 20 tane beton santrali var ve tamamı çalışıyor, hiçbir problem yok. Biz arzu ediyoruz ki burada beton santrali sayısı artsın. 3 tane gerçekten az. Yalnız kullanılan betonda artsın ama bunların hepsinden önemlisi betonda rekabet kalitede olsun, kesinlikle ücrette olmasın. Değerli kaymakamımız Ahmet Bey Rize’deyken biz kendileriyle beton yol şartnamesi hazırladık. Daha önce birçok asfalt ve beton yol dökülüyordu, beton yollar 3-4 yılda kullanılamaz hale geliyordu. İhale yapılıyor, ihaleler çok düşük rakamlara veriliyor. Bunun üzerine 1 sayfalık, 10-11 maddelik bir şartname hazırladık, kalite kontrolünün nasıl yapılacağını çok basitçe dedik, 1 hafta önce 73 TL olan betonun metreküpü şartnameyi görünce 109 TL’ye çıktı. Hatta o zaman Ahmet Bey’in şöyle bir endişesi vardı. Diyordu ki ‘biz acaba devleti zarara mı uğrattık?’ ‘hayır’ dedim zarara uğratmadınız bundan emin olabilirsiniz. Bugün daha rahat bunu diyebiliyoruz. O zamana kadar dökülüp de 3-4 yılda kullanılamaz hale gelen yollar şimdi eminim 20. yüzyılda yine kullanılacak. Dolayısıyla yüzde 50 fazla verilen ücrette hiçte önemli değil” dedi.
“Beton Santrallerinin Kıymetini Bilelim”
Seminerden önce Elbistan’da bulunan beton santrallerini de gezdiğini belirten Güner; “Elbistan’da 3 tane beton santrali var ve üçünü de gezdik. Gerçekten üçü de birbirinden değerli. Üçünde de arkadaşlarımız varlarıyla, yoklarıyla ‘nasıl daha iyi yapabiliriz’ diyorlar. Bunların kıymetini iyi bilmemiz lazım. Onlar olmazsa burada elle beton dökeceksiniz ve onların en kötü yaptığından daha kötüsünü kesinlikle yapamayacaksınız. Ama kalite kontrolünü düzgün yapmalıyız. Zaten siz Elbistan’da hangi betoncuya ‘bana C30 beton üret’ deseniz, hepsi, de bunu üretebilecek bilgi birikimine sahip. Ama yeter ki kalite kontrol denetimini iyi yapalım. Burada en çok kime görev düşüyor, belediyelere düşüyor özel sektörde yapılan yapılar için. Valiliklere, kaymakamlıklara görev düşüyor kamu sektöründe yapılan binalar için. Mesela İstanbul’da Milli Eğitim’e ait okullarda deprem etüt yapıyor bina sağlam mı, değil mi diye. Bakılıyor ki iyimser bir rakamla yüzde 20-30 diyorlar ama ben bunu 20 yıl önce Türkiye’deki bütün yapılar için yüzde 90’ı standart dışı diyordum. Bugün de bu sözümde iddialıyım. Çünkü meslekte 30 yıl yaklaştım, betonculukta da 20. yılım. Allah nasip etti kitap yazdım, yazdığımız kitap hemen hemen bütün üniversitelerde okutuluyor. Kitabın şu anda 15. baskısı oldu” dedi.
“TOKİ, Düzgün iş Çıkaramıyor”
‘Ülkemizde bilgi birikim, teknoloji var ama bir şey eksik’ diyen Mehmet Selçuk Güner; “Gerçekte eğitimde, teknolojide bizden son derece geride olan ülkelerde bu güvenlik tedbirleri, denetimleri, bizden daha ileride. Biz bunu neden yapamıyoruz bir türlü anlayamıyorum. Gerçekten şu anda en ileri diye düşündüğümüz kurumlarda, TOKİ’nin yaptığı işlerde. İnanın ben bunlarda düzenli bir iş görmedim. Bunlar, Türkiye’nin en önde gelen projeleri. Burada yapıldı, nasıl yapıldı bilmiyorum ama İstanbul’dan, Ankara’dan, Rize’den biliyorum düzgün iş çıkaramıyorlar. İhale sisteminden ve denetimdeki eksikliklerden kaynaklanıyor. Yani bunun denetlenmesi çok basit. Dediğim gibi Kaymakamımız Ahmet Bey bu işin uzmanı değil ama ‘benim böyle bir sıkıntım var nasıl çözebiliriz’ dedi, 5 günde çözdük ve problemi yüzde 95 oranında hallettik. Fakat bunu yapanların samimi olması lazım. Kamu yapıları daha kalitesiz oluyor. Nedense kamu yapılarında denetim problemi her zaman daha fazla. Özel yapılar olduğunda bu kadar problem olmuyor. Rize’de mesela fen lisesi yapılmış. Bakıyorsun betonu C4-C6. 8 yıllık eğitimden sonra yapılan binalara bakıyoruz hemen hemen problemi olmayan yok gibi. Elbistan’da böyle bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum. Bizim görevimiz bu. Mecburen kaliteli yapacağız ki devlet babamız bizim okulumuzu 10 yıl sonra yıkıp yeniden yapmasın, başka bir okul yapsın” dedi.
Hileleri de Anlattı
Güner, anlatımında inşat sektöründe yapılan hilelere de değindi. Mesai bittikten sonra devlet dairesinde çalışan memurların evlerine gitmesinden ve bundan dolayı denetim yapılma olasılığının çok az olmasından dolayı da kamuya ait binalarında betonların mesaiden sonra döküldüğünü söyledi. Beton santrallerinden gelen betonun katı ve bu nedenle dökülmesinin zor olduğu için ustanın betona su kattığını ve eğer denetim yapılıyorsa betondan numune alındıktan sonra ustanın su kattığını belirten Güner, bunlar çok dikkat edilmesi gerektiğini söylerken, betonun sağlam olması için yapılması gerekenleri de detayına kadar anlatarak katılımcıları bilgilendirdi.
Güner’e ve Seminere Katkıda Bulunanlara Teşekkür Plaketi
Konuşmaların ardından ELSİAD, seminere katılmasından dolayı Mehmet Selçuk Güner ile seminerin düzenlenmesinde katkıda bulunan Kıraç Beton, Oyab Beton ve İmecem beton’a teşekkür plaketi verildi.
Güner’in plaketini Elbistan Kaymakamı Ahmet Altıntaş, Kıraç Beton Sahibi Koray kıraç’ın plaketini Afşin Kaymakamı Faik Arıcan, İmecem Beton Sahibi İsmet Zedeli’nin plaketini İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Çelik verirken, Oyab beton Sahibi Mükremin Yinanç plaketini Elbistan tapu Sicil Müdürü Ali Seydi çam’ın elinden aldı.