Dr. Senai Demirci, Ahmet Bulut ve Hasan Hafızoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı konferans Afşin Belediye Düğün Salonunda yapıldı. İki seans halinde gerçekleştirilen konferans saat 15.00’de bayanlar, 20.00’de ise erkekler için düzenlendi.
Namaz konusundaki duyarsızlığın en temel sebebinin ise, onun ne muhteşem bir önem ve değer taşıdığını bilememek olduğunu vurgulayan platform sözcüsü Ahmet Bulut, ülkemizde namazı gündeme taşıyacak kapsamlı ve ciddi bir faaliyetin, şu ana kadar yapılamadığını ve “Namaz Gönüllüleri Platformu”nun bu boşluğu doldurmayı hedeflediğini açıkladı.
Afşin Belediye Düğün Salonunda gerçekleştirilen konferansta konuşmacı olarak katılan Hasan Hafızoğlu % 99’u müslüman olan ülkemizde, bir ankete göre, beş vakit namaz kılanların oranı sadece % 25`tir denilerek, namaz kılanların da ara sıra kazaya bırakmak, aceleye getirmek, gereken önemi vermemek ve kıldığı namazın farkında olmamak gibi problemleri olduğu hatırlatıldı.
Açıklamadaki şu tespit ise oldukça çarpıcı idi. Zaten millet ve ümmet olarak çektiğimiz sıkıntıların en büyük sebebi, namazı terk etmektir. Oysa namaz, savaşta bile terkine izin verilmeyen bir ibadettir” dedi.
Hafızoğlu ayrıca, “Dosdoğru kılınan namazın mümini kötülüklerden alıkoyacağını belirterek, namazın müminin sırtında bir kambur ve yük olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Namazın anlamının yakalanması gerektiğini ifade eden Hafızoğlu, “Namazdan çalmamalı, namazın içini boşaltmamalıyız. Namazda ne okuduğumuzu, ne dediğimizi bilmeliyiz. Fatiha Suresini günde 40 defa okuruz ama manasını bile bilmeyiz” açıklamasında bulundu.
Hasan Hafızoğlunun konuşması ardından sahneyi alan Ahmet Bulut, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hayatından namaz ile ilgili kıssalar anlattı. Namaz kılmanın müminin hayatından ki her şeyden daha önemli olduğunu belirten Bulut, kulun Allah katında ki değeri namazıyla bilindiğini belirtti. Namaz ile ilgili ayetler, hadisler ve kıssalar anlatan Bulut “Peygamberimiz (sav) peygamberlik vazifesine başlamasından itibaren vefatına kadar namazsız hiçbir anı yoktur. O namazı özler ve namazın yolunu gözlerdi. Bizim acıkıp susadığımız gibi oda namaza acıkıp susardı. O ezan okunduğunda rengi sararır etrafındakileri tanıyamayacak hale gelirdi. Biz ise onun kıldığı namazların neresindeyiz. O namazını uzun uzun kılarken biz hemen bitsin diye acele kılıyoruz. Oysaki namaz Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hayatında çok önemliydi” şeklinde konuştu.
En güzel uykunun Ashab-ı Kehf’in uykusu olduğunu belirten Dr. Senai Demirci, “En güzel uyku, Eshab-ı Kehfin uykusudur. Öyle ya, uyandıklarında, uyuduklarından daha farklı ve daha güzel bir dünyaya uyandılar. Uyandıklarında, zalimlerin kahrolup öldüğünü gördüler. Uyandıklarında, şikayetçi oldukları küfür ve gafletin dağılıp yok olduğunu fark ettiler. Uyandıklarında, sayıca az da olsalar direnmelerinin ezici çoğunluğun zulmünü önlediğine tanık oldular. Uyandıklarında, cılız da olsa direnerek, varlığın toprağına attıkları gerçek tohumunun çiçek çiçek bahar a durduğunu bildiler. Paraları geçersizdi sadece, önemsemediler. Mevki ve makamlarını terk edip, uykunun aczine teslim oldular, zamanın lehlerine işlediğini fark ettiler. Bak ki, sen de her sabah, uyuduğundan farklı ve güzel bir dünyaya açıyorsun gözlerini. Uyandığında, seni kıyama durmaktan alı koyan yorgunluğunun dağılıp gittiğini gördün. Uyandığında, kalbini yaralayan, aklını iğdiş eden dünyalık telaşların bir göz kapağının ardında durulduğunu fark ettin. Uyandığında, tek bir secdenin bile yeryüzü ve üzerindekilerden daha kıymetli olduğunu bildiğin sabah namazı seccadesinin yanı başında buldun bedenini. Uyandığında, tek bir “Allah” deyişle ebedi saraylar inşa edebileceğin kutlu bir vaktin, seherin, kucağında buldun kendini. Uyandığında, unuttuğun bedenin, göz ardı ettiğin varlığın uyandığında yine yeniden sana verildi. Unutulmuşluğun kuyusunda unuttuğun, unuttuğunu bile unuttuğun, uyanmasan da uyanman gerektiğini bile bilmediğin o gidişten, gözleri de gönlü de açılmış biri olarak döndün. Uyuduğuna değmiş değil mi?
Daha sonra ise Dr Senai Demirci, Ahmet Bulut, Hasan Hafızoğlu açılan stantta kitaplarını imzaladılar.