Tarla sulamada daha az su kullanımı sağlayan, zaman ve enerjide önemli tasarruf sağlayıp ürünün kalitesinde artışa neden olan basınçlı sulama sistemleri hakkında bölgemiz çiftçilerini bilgilendirmek amacıyla Elbistan Ziraat Odası’nda bir toplantı yapıldı.
Kahramanmaraş Tarım Çiftçi Eğitim Şubesi Müdürlüğü’nden Ziraat Mühendisleri Ali Köş, Gökhan Cengiz, Cengiz Elmas ile Elbistan İlçe Tarım Müdürlüğü’nde Ziraat Mühendisi Ali Şahin tarafından toplantıya katılanlara basınçlı sulama sistemleri anlatıldı.
Basınçlı sulama sistemlerinden en önemlilerin başında olan damla sulama sistemi hakkında bilgiler aktaran Ziraat Mühendisi Ali Köş, küresel ısınma ve ekolojik faktörlere bağlı olarak suyun öneminin her geçen arttığını ve gelecekte petrolden daha stratejik bir unsur haline geleceğinin düşünüldüğünü söyledi.
‘Bugün bitkisel üretimde suya hükmetme konusunda gelinen en son nokta damla sulamadır’ diyen Köş; “Toprakta suyun fazlalığında, topraktaki hava azalmakta, bitki köklerinin, çürümeye kadar gitmesine neden olmaktadır. Salma sulamayla verdiğimiz gübrelerin ancak % 30 undan istifade edebiliyoruz. Üstelik kaybedilen % 70’i ile doğal yapıyı kirletiyoruz. Doğası itibariyle vahşi sulama sistemlerinde yaşanan olay budur. Üreticiye fazla su mahsule zararlıdır dememiz sorunu çözmemekte, sistem olarak gereğini ortaya koymamız gerekmektedir. Bitki kök bölgesinde suyun az olması durumunda su molekülleri, toprak molekülleri tarafından büyük bir tansiyonda tutulmakta, bitki köklerinin bu suyu temini güçleşmektedir. Bitki enerjisini üretim yönünde değil, su temin yönünde harcamakta, bu da ciddi üretim kayıplarına neden olmaktadır.
Sonuç itibariyle başarılı ve verimli bir bitkisel üretim için bitki kök bölgesinin sürekli TAV durumunda tutulması gerekmektedir. İşte bunun yegane yolu da damla sulamadır. Damla sulama, basit bir anlatımla, filtre edilen sulama suyunun gerekli miktarda bitki besin elementi karıştırılarak, bitki kök bölgesine uygun miktar ve aralıkta tatbik edilmesidir.
Damla sulamanın, suyun az olduğu yerde kullanılacağı anlayışı yanlıştır. Suyun az kullanılması damla sulamanın doğal bir neticesidir. Damla sulama ile sağlanacak su tasarrufu ilkel yöntemlere nispetle en az %50’dir. Kullanılan su miktarına bağlı olarak enerji gideri, bir o kadar daha düşmektedir. Ayrıca yağmurlama sistemleriyle kıyaslandığında, işletme basınç farkları nedeniyle, enerji giderlerinde de iyileşme yönünde fark oluşmaktadır. Atmosferik kayıplar ve derine sızmanın minimum olması, bitki besin elementlerinin doğrudan sadece etkili kök bölgesine verilmesi nedeniyle %70’lere varan yüksek düzeyde gübre tasarrufu söz konusudur.
Özellikle tarımsal üretimde ihracata yönelmemiz, kalite ve homojeniteyi sağlamamızı gerektirmektedir. Tarımsal üretimde girdi fiyatlarını çok fazla düşüremeyeceğimize göre birim alandan daha fazla ürün alma konusunda Damla Sulama en önemli faktördür.
Damla sulama sistemlerinin diğer avantajlarına değinecek olursak, topoğrafik yönden düzgün olmayan tarım alanları tesviyeye gerek kalmadan bu yöntemle sulanabilir. Salma sulamaya bağlı erozyon önlenir. Geçirgenliği yüksek olan topraklarda karık akışına bağlı su kaybına neden olmaksızın tüm tarla alanında ekonomik ve üniform olarak yüksek randımanla sulama yapılır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde taban su seviyesini yükseltmeden sulama yapılır. Kanalet ve kapalı borulu sistemlerde sulama yapmak için gerekli tarla içi hendeklere gerek kalmadığından ekim alanı artmakta sulama işçiliği de azalmaktadır. Damlama sulama yöntemi gece saatlerinde de yapılabileceğinden sulamadaki buharlaşma kayıpları azılır. Sulama suyu proje sahasına istenilen miktarda denetim altında verilir. Gerekirse bireysel olarak kullanılan su sayaç takılarak net olarak saptanıp miktarına göre kullanım bedeli tahsil edilebilir. Tesisin kontrolü kolaylaşır. Ayrıca bu tür tesisler modern kullanma yöntemlerine açıktır. Damla Sulama yöntemi bitki gelişme dönemini kısaltarak , turfandacılığa büyük yarar sağlar. Alçak basınçta ( 0,6- 1 atü )çalışmanın yeterli olması enerji tasarrufu sağlar.Bitki sıra aralarının sulanmaması ve kuru kalması nedeniyle yabancı ot gelişimi azalmaktadır .Böylece beraberinde işçilikten ve ilaçlama masrafından da tasarruf edilmiş olunur. Sistemin birim alana düşen ilk yatırım bedeli ilk anda yüksek gibi düşünülebilir.
Ancak; aynı suyla daha fazla alanın sulanabilmesi, verim ve kalite artışı sağlanması, drenaj sorununun azaltılması, tesviye yatırımına ihtiyaç duyulmaması, çiftçilerin gelir artışı fazla olan ürünlerin ekilmesine yönelmesi nedeniyle, yatırım maliyeti farkı kısa sürede kendini amorti edecektir. Biz, bitkisel üretiminde en önemli çıkış noktasının damla sulama olduğuna, aynı zamanda toprak ve su kaynaklarının muhafazası ve gelecek nesillere sağlıklı devredilmesi için çok önemli bir unsur olduğuna inanıyoruz” dedi.