Proje koordinatörü İzzet Çak ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Saltalı ile firma yetkilileri tarafından düzenlenen basın toplantısıyla araştırmalara ilişkin bilgiler verildi.
Yıllardır gidya üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Kadir Saltalı, çilek, ayçiçeği ve buğday üzerinde deneme üretimleri yapılan gidyanın, şimdi de Andırın bölgesindeki kiraz üretiminde kullanıldığını belirtti. Kalibre düşüklüğü nedeniyle Avrupalı tüccarlardan yeterince ilgi görmeyen ve fiyatı düşen kirazdaki bu sorunun gidya ile aşılabileceğini dile getiren Saltalı, şöyle konuştu:
“Kalibre sorununu nasıl çözebiliriz diye düşünerek bölgede yaprak ve toprak analizi yaptık. Analizleri incelediğimizde kalibreyi etkileyen bir takım toprak unsurlarının yetersiz olduğunu gördük ve buna en güzel çözümün gidya olacağını düşündük. İçerisinde bol miktarda organik madde içeren henüz kömürleşmemiş zengin bir materyal. Kirazın verimini, kalibresini etkileyeceği düşüncesiyle öneride bulunduk. Firma hemen projeyi hazırladı ve bu bölgeye bin 150 ton gidyayı sevk ettik. Bu rakam gidyanın Türkiye’deki kullanımı açısından en büyük rakam. Peki gidya ne yapacak? Gelecek yıldan itibaren kalitenin artmasını bekliyoruz. Hem toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini geliştirecek. Aynı zamanda da bitkiye yansıyacak. Böylece bitkideki kaliteyi, verimi ve kalibre sorununu çözecek. Şu anda hızla kullanım talebi artıyor ve bin 500 ton civarında talep var. Kısacası termik santralde dolguda kullanılan bu materyal, artık tarımda kullanılacak. Biz bunu sadece kirazda değil her üründe tavsiye ediyoruz. Bunun için de Afşin ve Elbistan’da deneme alanları kurduk.”
Şu anda Afşin-Elbistan Termik Santrali'nde 2 milyar ton gidya rezervinin bulunduğunu söyleyen Saltalı, “Ama bu rakam A ve B santralleri için geçerli. Ancak yeni santraller açıldıkça rezervin 4 milyar tona ulaşacağı ifade ediliyor. Dolayısıyla bu materyali biz bölgemizde, yakın hinterlandımızda, hatta ülkemizde kullandığımız zaman hem toprak kalitesini artırmış olacağız hem de kimyasal gübre kullanımını azaltacağız. Hem tarla bitkilerinde hem de meyvecilikte önerdiğimiz gidya ile yüzde 90 oranında ithal ettiğimiz gübre kullanımını da azaltmış olacağız. Böyle çok yönlü, ekolojik, çevresel açıdan faydası olan bir materyali tarıma kazandırmış olacağız. Bu materyal için biz hem bölgemizde kullanalım istiyoruz hem de yatırımcıları bekliyoruz” diye konuştu.
Buğday üzerinde yaptıkları araştırmalarda gidyanın dekardaki verimi yüzde 18 artırdığını tespit ettiklerini belirten Saltalı, “Yine pamuk ekili alanlarda toprak biraz killi olduğu zaman kaymak tabakası oluşturuyor ve filizlenemiyor. Tekrar ekim yapmak gerekiyor. Gidya o kaymak tabakanın oluşmasını da engelliyor. Özellikle kurak geçen dönemlerde yüz gram toprak 40 gram suyu tutabilir, 40 mililitre suyu tutabilir. Yüz gram gidya ise 130-140 mililitre suyu tutabiliyor. Bu nedenle ayçiçeğinde de denemeler yapıyoruz, kuru yerlerde de araştırma yapıyoruz. Böylelikle toprakta suyu muhafaza edebilirsek ayçiçeği hemen Temmuz ayında su stresine girmez ve bu süreç Ağustos'a doğru uzar. Bu süre içerisinde de içini daha iyi doldurur. Hipotezimiz bunun üzerine ve denemelerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Saltalı, ilk etapta bin 150 ton gidyanın her kiraz ağacının altına 50 kilo dökülmek suretiyle ilk denemelerinin yapıldığını ve gelecek yıldan itibaren verim artışının beklendiğini sözlerine ekledi.
BTC Proje koordinatörü İzzet Çak ise firmanın boru hattının geçtiği güzergah üzerindeki sosyal sorumluluk çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü ifade etti. Bu faaliyetlerin temel amacının bölge halkının yaşam kalitesini artırmak olduğuna dikkat çeken Çak, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda Adana, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinden ikişer ilçesinde olmak üzere toplam 71 yerleşim biriminde bu faaliyetleri sürdürüyoruz. Faaliyetlerimizi iki temel grup içerisinde toplayabiliriz. Birincisi kişi, kurum ve kuruluşların kapasitesinin geliştirilmesi, bu bağlamda teknik destek sağlıyoruz. Ayrıca hibe programlarıyla da vatandaşlarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Bu faaliyetleri yaparken sürdürülebilir bir kalkınmanın, sürdürülebilir bir etkinin peşinde olduğumuzu belirtmek isterim. Çalışmaların başarılı olabilmesi için yerel birimlerle işbirliği yapıyoruz. Bu bağlamda Andırın'da yürüttüğümüz çalışmalar örnek niteliğinde.”