Dünya Ekonomik Forumu‘nun hazırladığı Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda Türkiye’nin eğitim alanında 136 ülke arasında 104. sırada olduğunu söyleyen Kul, “Kız çocuklarının okullaşma oranları ve toplam nüfus içerisinde okumaz-yazmazlık oranları birlikte değerlendirilerek derlenen çalışmada Türkiye son sıralarda çıkmıştır.”dedi.
Kız çocuklarının okullaşmasının her kademede erkek çocuklarından daha düşük olduğunu belirterek, “Geçen yıl uygulamaya konulan 4+4+4 modeli bu durumu daha da vahim hale getirmiştir. Okulöncesinde kız çocuklarının okullaşma oranları %27 düşmüştür. Pedagojik sakıncaları ile birlikte okulöncesi eğitim oranlarının düşürülmesi cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmiştir” dedi.
Eğitim politikaları kız çocuklarına çocuk işçi ya da çocuk gelin olma yolunu her zaman açık tuttuğunu ifade eden Kul, “2013 yılı çocuk evliliklerinin yapılan düzenlemelerle teşvik edildiği bir yıl oldu. Eylül ayının başında Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği değiştirildi. Liselerde okuyan çocukların evlenmeleri halinde açık liseye kayıt yaptırarak öğrenimlerine devam etmeleri şartı getirildi. Uluslararası anlaşmalara göre 18 yaşını bitirmeyen herkesin çocuk olduğu unutuldu; özellikle kız çocuklarının fiziksel ve ruhsal olarak hazır olmadıkları evlilikler yapmalarının önü Bakanlık tarafından açıldı” ifadelerine yer verdi.
Farklı zamanlar ve farklı konumlardaki kişiler tarafından gündeme getirildiğini belirten Kul, açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Eğitim sistemi iktidarlar tarafından kendi ideal insanlarını yaratmanın bir aracı olarak görülmektedir. Bu yüzden 2013 yılında eğitimle ilgili her gündem farklı kesimlerin tepkilerine neden olmaktadır. Geleneksel erkek egemen kültür içerisinde muhafazakâr ve piyasacı müdahaleler bu yıl eğitim alanında var olan cinsiyetçiliği arttırmıştır. Kız çocukları okullardan uzaklaştırılmış; müfredat ve ders programları eril mantıkla yapılandırılmış, bütün karma sosyallik alanları kadın bedenleri hedef alınarak yeniden düzenlenmiş, karma eğitimin kaldırılması sık sık gündeme getirilmiştir.”