Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatükü’ün ölümünün 75. yıldönümü nedeniyle Elbistan’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Elbistan Kaymakamı Tuncay Akkoyun, Garnizon Komutanı Kurmay Binbaşı İbrahim Yazıcı, Elbistan Belediye Başkan Vekili Hacı Ahmet Çatalkaya, Cumhuriyet Savcısı Kenan İbrahim Çelik, kurum amirleri, öğretmen, öğrenciler, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen tören, Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı.
Elbistan Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığınca, Atatürk Anıtı’na çelenk bırakılmasının ardından saat 9’u 5 geçe sirenler çalındı, bayraklar yarıya indirildi ve törene katılanlar törende Ata’nın manevi huzurunda 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından öğrenciler tarafından günün anlam ve önemini anlatan şiirler okundu. Öğrencilerin okuduğu şiirlerin ardından günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmayı Elbistan Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni Hasan Biber yaptı.
Hasan Biber yaptığı konuşmada, “Büyük İnsanların hayattan kopuşu, ulu ağaçların topraktan sökülüşü gibi zor, direnişli ve heybetli olur. Çünkü gökyüzünün sınırsızlığına ulaşan ulu ağaçların, köklerini toprağın derinliklerine yaymaları gibi büyük insanlarda; tutkuları, çabaları, başarılarıyla toplumun yapısına, derinliğine işlemişlerdir.
Tarih boyunca pek çok ülkede, pek çok büyük adamlar gelmiş geçmiştir. Bunlar arasında sadece kendi uluslarına değil tüm insanlığa şeref ve gurur kazandırmış olanları vardır. Hayata veda ettikten sonrada bir idealizmin sembolü olabilen liderler ise tarih boyunca ender görülmüştür. İşte Mustafa Kemal Atatürk bunlardan biridir. Mustafa Kemal yaşadığı ortamdaki olayları akıl yoluyla değerlendirerek ve tarih bilinciyle yorumlayarak çözümler üretmeye çalışmıştır. Bu bilinçle Anadolu’ya geçerek milli mücadeleyi başlatmıştır. Mustafa Kemal Paşa'ya göre “Hürriyetinde, eşitliğinde, adaletinde, dayanak noktası milli hâkimiyettir.” Bu sebeple, TBMM' yi açarak milli iradeyi bütün yurtta hâkim kılmıştır. Onun idealizmi yüksek vasıf ve kabiliyetlerine inandığı milletinin sonsuz hürriyet ve bağımsızlık aşkından kaynaklanıyordu. Bundan ötürü, Türk milleti Sevr anlaşması gibi bir esaret belgesini kendi tarihinde şeref ve haysiyetine hiçbir zaman layık görmemiş, elinin kolunun bağlandığının zannedildiği bir anda bile vatan müdafaası için neler yapabileceğini düşmanlarına önce harp meydanların da göstermiş, daha sonra bu başarılarını I.Dünya savaşının galiplerine, karşılıklı eşitlik prensibine dayanan bir anlaşmayla tasdik ettirmiştir. Lozan anlaşmasının Türk milleti bakımından önemini en güzel şekilde Mustafa Kemal Paşa şöyle açıklamıştır; “Bu anlaşma , Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr anlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın, sonunda neticesiz bırakıldığını ifade eder bir vesikadır.”
Diğer bütün şartlar oluşsa bile lidersiz, kadrosuz bir inkılâp düşünülemez. Bilhassa Türk toplumunda liderin önemi ve fonksiyonu diğer dünya toplumlarına göre çok daha büyüktür. Atatürk çok yönlü, milletine yepyeni ufuklar açan insandır. Değişik alanlarda gerçekleştirdiği inkılâplar bunun en açık kanıtıdır. Atatürk bir düşünce adamıdır. Atatürkçülük, ilkelerden oluşan Türk milletinin tarihi ihtiyaçlarından ve gerçeklerinden ortaya çıkmış milli bir düşünce sistemidir. Temelinde insanlığın binlerce yıl işlediği yüksek değerler vardır. İlerlemeye ve yenileşmeye açıktır. Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarma ideali taşır. Bu ideali yönüyle de milletin yapısına uygun önemli evrensel değerler bu sistem içerisinde yer almıştır. Atatürkçülük bütün toplumlarda uygulanabilecek esaslara sahiptir. Özgürlük ve özgür düşünceden yanadır. Akla, bilime, insan sevgisine açık bir düşünce sistemidir. Kısa hayatına sayısız başarılar sığdırmış olan Atatürk'ün en büyük eseri; bağımsız, çağdaş, modern, milli Türk devletini sağlam temeller üzerine kurup geliştirmesidir.
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." O Türk milletinin ve Türk gençliğinin yolunu aydınlatmada bir ışık olarak kalacaktır. Yarınların mutlaka büyük Türk milletinin olacağı inancıyla rahmet ve minnetle anıyor, ruhu şad olsun diyoruz.”