Şehirlerin özelliklerine, yapısına göre bir kalkınma stratejisi tespit etmesi halinde mevcut sıkıntıların üstesinden gelinebileceğini belirten TPB Genel Başkanı Pakdil, “Bazı şehirlerimiz sanayileşme ile bazı şehirlerimiz sakin şehir statüsü ile bazı şehirlerimiz turizm ile kalkınma sağlayabilir. Eğer siz bir şehrin mevcut yapısına göre bir kalkınma stratejisi belirlemezseniz, mevcut ve kıt kaynakları da israf edersiniz” dedi.
Türkiye’de 1930’lu yıllardan itibaren kırsaldan şehir merkezlerine doğru ciddi bir göçün yaşandığını, son çeyrek asırda ise bu göçün boyutunun neredeyse kitlesel hale geldiğini ifade eden Nevzat Pakdil, “8 Kasım dünya şehircilik günüdür. Göçlerle birlikte şehirlerimizdeki yığılmaların, çarpık yapılaşmaların önüne geçmek, sıkıntılara dikkat çekmek, çözüm önerileri üretmek için böyle bir günde etkinlikler düzenlenmektedir. Köylerden şehirlere göçle birlikte şehirlerimizde bir zamanlar gecekondular oluşmuş, bu durumda sağlıklı ve modern bir şehirleşmenin önüne geçilmiştir. Şimdi kentsel dönüşüm projeleri ile kırsal kalkınma projeleri ile bir denge oluşturulmaya ve memleketimizin her noktasının yaşanılabilir hale gelmesine çalışılmaktadır” şeklinde konuştu.
“En Değerli Hazine, Temiz Toprak, Temiz Su Ve Temiz Havadır”
Şehirlerin kalkınması, düzenlenmesi ve şehirlere bir kimlik kazandırılması için o bölgenin durumunun çok iyi analiz edilmesi ve buna göre bir kalkınma planı hazırlanması mecburiyetinin bulunduğunu belirten TPB Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Bazı ilçelerimizi, şehirlerimizi sanayi ile kalkındırabilirken, bazı şehirlerimizi sakin şehir statüsü kazandırarak ön plana çıkarabilirsiniz. Zengin tarım arazilerinin bulunduğu şehirlerimize sanayi tesislerini sokmanın ise bir dizi sakıncası da bulunmaktadır. Temiz toprak, temiz su, temiz hava gibi çağımızda aranan değerleri yok etmek büyük talihsizlik olur. Yani günümüzde en değerli hazine, temiz toprak, temiz su ve temiz havadır” ifadelerini kullandı. Pakdil açıklamasında unları söyledi: “1990’lardan sonra küresel kent veya dünya kenti ifadeleri kullanılmaya başlamıştır. Ekonomik yönetim fonksiyonları çok olan, eğitim, araştırma ve inovasyon merkezleri bulunan, ulaşım ve iletişim altyapıları oluşmuş, mal, sermaye, bilgi, insan gibi her tür akışı sağlayan ve hizmet sektörü faaliyetleri çok şehirlere küresel kent veya dünya kenti denilmektedir. Yani şehriniz ne kadar büyükse sorunlarınız da o kadar girift demektir. Büyüklüğünüze eş değer olarak çalışma programları yapılmalıdır.”
Şehirlerin kalkınmasında en önemli hususlardan birisinin de yol ağları olduğunu sözlerine ekleyen Nevzat Pakdil, “Transit geçişler üzerinde bulunan şehirler bu sayede kalkınabiliyor. Yol ağları sayesinde insanlar ürettiği ürünleri pazarlara ulaştırabilir. Yol sorununu tamamen çözdüğümüz zaman şehirlerarasındaki kalkınmışlık farkları da en aza iner” dedi.