Aslında hem tutuklular, hem cezaevi yönetimi, hem infaz koruma memurları daha çok süreci merak ediyorlar. Fakat bunun yanı sıra tabiî ki sorun ve sıkıntılar da var. Bunların başında uzun yıllar cezaevinde olan ve görüşçüsü olmayan arkadaşlar var. Tahliye olması gereken ancak, evrakları kaybolduğu için tahliye olamayan bir kişi var. Aysel Doğan. Biz bu konuda da bu arkadaşımızın davasının yeniden görülmesini ve bu sorunun artık çözülmesini istiyoruz” dedi.
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve parti yöneticileri ile birlikte Elbistan E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalan Aysel Doğan ve bazı mahkûmları ziyaret eden, BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak, cezaevi çıkışında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Biz zaman zaman Türkiye'nin çeşitli yerlerinde cezaevlerini ziyaret edip, orada yaşanan sorun ve sıkıntılarla ilgili bilgiler alıyoruz” diyen Kışanak, örgüt üyeliği gerekçesi ile cezaevinde bulunan Aysel Doğan ile görüştüklerini söyledi.
Kışanak, “Burada da grup başkanvekilimiz ile birlikte görüşmeler yaptık. Genel olarak arkadaşların daha çok merak ettiği şey, dışarıdaki gelişmeler. Aslında hem tutuklular, hem cezaevi yönetimi, hem infaz koruma memurları daha çok süreci merak ediyorlar. Fakat bunun yanı sıra tabiî ki sorun ve sıkıntılar da var. Bunların başında uzun yıllar cezaevinde olan ve görüşçüsü olmayan arkadaşlar var. Bu sorunun çözülmesi lazım. Yani yıllar önce birilerini görüşçü olarak göstermişler fakat şimdi bir kısmı yurt dışına, bir kısmı başka şehirlere gitmiş. İsimlerde değiştirilmediği için yasal olan görüş haklarını kullanamıyorlar. Bu ciddi bir problem, bununla ilgili görüşmeler yapıp, sorunu çözmeye çalışacağız. Onun dışında da tahliye olması gereken ancak, evrakları kaybolduğu için tahliye olamayan bir kişi var.
Görüştüğümüz arkadaşlardan birisi barış grubu olarak Türkiye'ye gelen ve bu sorunun çözülmesi için gönüllü olan bir arkadaşımız var Aysel Doğan. Bir önceki müzakere sürecinde barış grubu olarak gelen grubun içerisinde yer alıyordu. O zamanda cezaevinde yattı. Sorunu çözmek için fedakârlık yapan, kendisini ortaya koyan bu insanlara gereken yaklaşım gösterilmedi. Daha sonra yaptığı siyasi ve sosyal faaliyetleri nedeniyle üst sınırdan ceza aldı ve şuanda yatıyor. Bu büyük bir adaletsizlik, büyük bir hukuksuzluk. Müzakere ile çözmeye çalıştığımız bu sürecin ruhuna da uymayan bir yaklaşım. Aysel Doğan aslında bir Dersim aşığı. Kendi halkına kendi toprağına böylesine sevdalı bir insanın cezaevinde bulunmasından büyük bir üzüntü duyuyoruz. Bu ülkede hırsızlar dışarıdadır, bu ülkede katiller dışarıdadır, bir sürü insanlığa karşı suç işlemiş kişiler dışarıdadır, soruşturmaları bile yapılmıyor. Bu ülkede bu kadar büyük katliamlar var, acılar var, travmalar var, faili meçhul cinayetler var, bunların sorumluları dışarıdadır. Bunlarla ilgili hiçbir soruşturma yapılmıyor ama barış için, çözüm için kendisini ortaya koyan bir insan cezaevinde çürütülüyor. Biz bu konuda da bu arkadaşımızın davasının yeniden görülmesini ve bu sorunun artık çözülmesini istiyoruz” dedi.
Çözüm süreci ve terör örgütünün geri çekilmeleri durdurduğu yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Kışanak, şu cevabı verdi:
“Temennimiz odur ki bu konuda artık oyalayan, öteleyen yaklaşımdan bir an önce vazgeçilir ev Türkiye'nin ihtiyacı olan bu adımlar acil olarak atılır. Türkiye toplumunun doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle demokratikleşme talebi var. Bunların karşılanması gerekiyor. Ve bunları hükümetin herhangi bir şart koşmadan yapması gerekiyor. Evrensel hukuk kurallarının gereğini bu ülkeye getirmeye çalışıyoruz. Bir Fransız, bir İngiliz demokrasiye ne kadar layıksa, fazlasıyla bizde demokrasiye layık insanlarız. Aslında insanlığın beşiği dediğimiz bir coğrafyada yaşıyoruz. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla herkesin demokrasiye ihtiyacı var. öyle gösteriyor ki geri çekilmenin durdurulması, bir güven sorununun göstergesidir. Sürecin sıkıntıda, gerilimli olduğunun göstergesidir. Bu konuda ihtiyacımız olan demokratikleşme adımlarını atarsak, bu müzakere sürecinin de sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkısı olacaktır diye düşünüyorum.”
“Suriye Konusunda Çözümden Yana Olunmalı”:
Türkiye'nin Suriye politikasını eleştiren Kışanak, Suriye konusunda Türkiye'nin çözümden ve diyalogdan yana olması gerektiğini söyledi.
Kışanak, şöyle konuştu:
“Suriye meselesi tam bir trajedidir. Türkiye, Suriye'de barışın tarafında olmalıdır. Çözümün tarafında, diyalogun tarafında olmalıdır. Son yaşanan gelişmeler üzerine bir taraftar askeri müdahale tartışılırken, dünya, BM, farklı ülkeler, ABD, Rusya Suriye'nin kendi bileşenleri acaba başka bir çözüm yolu bulunabilir mi diye tartışıyor. Kimyasal silahların teslimi, tehdit olmaktan çıkarılması için girişimler ve adımlar var. bunlar çok önemli şeyler, Türkiye'nin de bunlara destek vermesi lazım. Türkiye şimdiye kadar ne yazık ki savaşa destek verdi. Bizim beklentimiz odur ki Türkiye barışa destek versin. Çözüme destek versin. Yoksa 2 yıldır Suriye halkı büyük bir zulüm altındadır. 3 milyon insan yerinden yurdundan oldu. 100 bini aşkın insan yaşamını yitirdi. Derhal ateşkesin sağlanması, görüşmelerin başlaması ve bir siyasi çözüm projesinin ortaya atılması lazım. Bu konuda bir parti olarak başından beri bu tezi savunduk. Suriye'de siyasi çözüm mümkündür. Suriye'de Alevilere, Kürtlere, Süryani ve farklı inanç taşıyan kişilere gelecek güvencesi verilmeli. Türkiye eğer bir destek verecekse, bir çaba sarf edecekse, fedakârlık yapacaksa barış için, çözüm için, siyasi bir çözüm projesi için gücün ortaya koymalı. Aksi taktirde Suriye yıkıldı, yakıldı, harabeye döndü, eğer böyle devam ederse bitmez tükenmez bir iç savaş girdabı içinde insanlar çok daha büyük acı yaşayacak. Türkiye'nin vebal altında kalması kabul edilebilir bir şey değildir.”