Anasayfa | Eczanelerimiz | İletişim-Künye | Resmi Kurum telefonları | Haber Ara | Sitene Ekle | RSS Kaynağı

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Takvim

Sayaç

Pakdil: "Darbeler, Halka Ve Halkın İradesine Karşı Yapılan Eylemlerdir"

12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümü sebebiyle yazılı bir açıklama yapan Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, "Ülkemizde askeri darbeleri yapanlar, 'Demokrasinin tıkanıklıklarını aşmak için yaptık. Ülkeyi iç karışıklıklardan kurtardık' demişlerdir."
Yorumlar  Yorum Sayısı : 0 Tarih  Tarih : 12 Eylül 2013 10:19

"Oysa ülkemizde darbelere giden yola baktığımızda durumun hiç de öyle olmadığı görülmektedir. Darbeler sonrasında ise yıllarca süren bir ekonomik ve sosyal darboğazlar, açmazlar oluşmuştur. Darbeler, halka ve halkın iradesine karşı, yapılan eylemlerdir. Darbeleri kabul etmek, maruz göstermek, hiçbir demokratik anlayışa, hiçbir insan hakları saiklerine uymaz. Amalarla, lakinlerle, fakatlarla darbeleri haklı göstermeye çalışmak, kabul edilebilir bir tavır değildir” şeklinde konuştu.

            Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, darbelerin hiçbir topluma fayda getirmediğini söyledi. Türkiye’de hâlâ yönetilen bir halkın varlığını görmek isteyenlerin bulunduğunu belirten Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Oysa Cumhuriyetimiz kurulurken bazı temel prensipler üzerine kurulmuştur. Bunlardan en önemlisi 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' prensibidir. Milletin oyu ile belirlediği tercihine, milletin seçtiği yöneticilere karşı çıkmak, beğenmemek elit sınıf anlayışından kurtulamamak, demektir” şeklinde konuştu. Pakdil açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Demokrasimize Sahip Çıkıyoruz”

            “12 Eylül 1980 darbesinin arkasında yeni bir anayasa ile 'ülkeyi kurtaralım' anlayışı vardır. Ancak daha başlangıçta neredeyse her şey yasaklanmıştır. Tek parti dönemindeki anayasamız bile 1982 Anayasası’ndan daha özgürlükçü bir toplum tanımlamıştır. 12 Eylül’ün ürünü 1982 Anayasası’nın kıskaçlarından tam olarak kurtulamadık. Değişik yıllarda yapılan anayasa değişiklikleri ile 1982 Anayasası yamalı bohça haline gelmiştir. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile 1982 Anayasası’nın bu ülke insanın üzerine koyduğu ipotek kısmen de olsa kalkmıştır. Vatandaşlarımız bu anayasa değişikliği ile ‘Demokrasimize sahip çıkıyoruz’ demiştir. 12 Eylül tarihi bu açıdan baktığımızda bir dönem noktasıdır. Bizim isteğimiz sivillerin uzlaşarak özgürlükçü, bu ülkenin kalkınmasının önündeki engelleri kaldıracak, herkesin üzerinde mutabakat sağladığı, insan haklarının ön plana çıkarıldığı bir anayasanın bir an önce kabul edilmesidir.

            Askeri müdahalelerin kriz çözme yöntemi olarak kabul edilmesi ve toplumsal katılımdan uzak gerçekleştirilen düzenlemelerin toplum katlarında kurumsallaşma ve pekişme sorunu yaşaması Türkiye'de demokrasiyi devamlı bıçak sırtında tutmuştur. Artık bıçak sırtında yaşamak istemediğimiz gibi Demokles’in kılıcını da üzerimizde görmek istemiyoruz. Demokratik düzenin tesisi için otoriter sistemin terk edilerek demokratik kurum ve yöntemlerin tesisi yeterli olmamakta bunun demokratik kurum ve yöntemlerin istikrar ve itibar kazanması anlamında bir kurumsallaşma veya pekişme ile tamamlanması gerekmektedir. ”

            Türkiye’nin yıllarca ‘sürekli darbe rejimi’nin gölgesi altında kaldığını, bunun sonucunda 28 Şubat süreçlerinin yaşandığını sözlerine ekleyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Pakdil, “Bu tepeden inmeci, yatırımcı, dayatmacı rejim anlayışlarından kurtulmamız gerekmektedir. Türk Demokrasisi gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi halkın iradesine bağlı olarak sürdürülmelidir. Millet sandığa giderek oyunu vermelidir ve bunun sonucunda çıkan iktidara herkesin saygı göstermesi gerekmektedir. Bu iktidarda süresi içerisinde tekrar seçime gitmeli ve halkın tercihleri yenilenmelidir. Bunun haricinde bir beklenti içerisinde olmak, halkımıza ihanettir. Vatandaşlarımızın son günlerde ortaya çıkan demokrasi dışı eylemlere karşı aklıselim olarak hareket etmesi gerekmektedir.”

            'Hak verilmez, alınır' özdeyişinin çok doğru bir özdeyiş aslında doğru bir ifade olduğunu belirten Nevzat Pakdil, “Birileri bize ‘sizin hakkınız şu kadardır, fazlasını istemeyiniz’ demektedir.” dedi. Böyle bir durumu kabul edemeyiz. İnsan olarak haklarımızı neyse, gelişmiş demokrasilerdeki haklarımız neyse bunları hayatımıza tatbik etmek, en tabii hakkımızdır” diyerek açıklamalarını tamamladı.

 

Bu haberi paylaş: Google Favorilerime Ekle Google Facebook'a GönderFacebook Yahoo'ya EkleYahoo Digg'e EkleDigg Del.icio.us'a EkleDel.icio.us
 
Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Adnan Güllü Adnan Güllü
WASHINGTON ANITI ve OSMANLININ HEDIYESI

Tarihçi

Zafer Eren Zafer Eren
KIRMIZI VE GRI

DÜZ AYNA

A.Ihsan Kuyumcu A.Ihsan Kuyumcu
YOL AYRIMI

Sair-Yazar-Ressam

Mustafa Eslik Mustafa Eslik
YÖNETICILIK, LIDERLIK VE DUYGUSAL ZEKA

Yazar

Mahir Baspinar Mahir Baspinar
CÜCÜK TEPE (!)

Sair-Yazar

Hanifi Kara Hanifi Kara
EFENDILER EFENDISI'NE

Egitimci, Sâir ve Yazar

Sait Çolakoglu Sait Çolakoglu
ANAMIZ

Sair

Ömer Çay Ömer Çay
SEFA GELDIN RAMAZAN

Sair

Bilal Ay Bilal Ay
SUÇ KIMIN?

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Gazetemiz

Önceki Gazeteler İçin Tıklayınız

Elbistan'da Hava


RSS Kaynağı 

Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
bizimelbistangazetesi.Com © 2007-2024 Tüm Hakları Saklıdır.Kardeş Site www.bizimogretmenler.com Düzenleme: Kosker - www.bizimogretmenler.com