Kent Konseyi Başkanı yapmış olduğu yazılı basın açıklamasında;
Suriye’de çoğu çocuk 1300 sivil vatandaşın katledilmesini vahşet olarak değerlendiriyor ve şiddetle kınıyoruz. Suriye’de 3 yılı aşkın zamandır kanayan bu yara binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine ve mülteci durumuna düşmesine, milyonlarca insan ülkesinde yerinden edilmesine sebep olmuştur.
Basından da takip ettiğimiz kadarıyla; ölen insanların vücudunda ateşli silah veya darp izi bulunmamakta, görünüyor ki boğularak hayatını kaybetmişler, bu da apaçık kimyasal silahın kullanıldığını göstermektedir. Hal böyleyken dünya bu zulme ortak olmakta, seyirci kalmaktadır; fakat şu bilinmeli ki “Zulüm ile Abad olanın akıbeti berbad olur”
Bu nasıl bir rejimdir ki sivil halkını kimyasal silahla katlediyor, bebekleri, çocukları, kadınları, ihtiyarları acımasızca hunharca öldürebiliyor. Dünya da buna seyirci kalıyor. Bu rejimler Hukuk tanımıyor, halkın iradesini hiçe sayıyor. Demokrasi yok diyor ve zulmünü artırıyor.
Sadece Suriye ile de yetinmiyor başta Mısır darbesi, dünyada yaşayan Müslüman ülkelerden birçoğu adeta Müslüman mazlum insanların katlini gerçekleştiriyor. Bu insanlar ölürken dünyanın seyirci kalmasını anlamak mümkün değil. Her yerde cesetler sokaklarda, depolarda, meydanlarda yüzlercesi toplanmakta ve halen dünyanın yüreği sızlamamakta.
“Bir gün bu vahşet benim de başıma gelir mi diye düşünmemekte”
“Artık bu vahşetlere Birleşmiş Milletlerin, Tüm Dünyanın dur demesi gerekmiyor mu?
Başta Suriye ve tüm İslam âlemindeki acımasızca katledilen insanların Allah tahsilâtını affeylesin diyor. Kalanlarına sabrı cemil ihsan eylemesini ve zulmün dinmesi için direnen sivil halka güç kuvvet vermesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.” dedi