Maden işçilerinin dünyanın en zor ve riskli işini yaptığını belirten Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul; “Sendikamız üyesi maden işçilerinin, büro işçilerinin bile altında kalan taban ücretleri düzeltilmediği ve ücret hakkaniyeti sağlanmadığı için sendikamız açısından toplu iş sözleşmesi süreci tamamlanmamıştır. Maden işçileri açısından yıllardır süren ücret adaletsizliği nedeniyle, bıçak kemiğe çok önceden dayanmıştır.
Ancak, maden işçisi bugüne kadar, işyerlerindeki barış ve huzurun sürmesi, üretimin kesintiye uğramaması ve Türk-İş çatısı altında toplu hak arayışın bütünlüğünü zedelememek için bu haksızlığı sineye çekmiş, hep bu adaletsizliğin düzeltilmesini sabırla beklemiştir.
Ama artık maden işçisinin sabrı tükenmiştir. Sendika olarak artık bu adaletsizliğe izin vermeyeceğiz. Bu gidişata dur demenin zamanı gelmiştir. Maden işçisini bu ülkede herkes biliyor. Maden işçisinin sessizliğinin arkasındaki direnci, kararlılığı, mücadele gücünü de anlatmaya gerek yoktur” dedi.
Dünyanın hemen her yerinde madencilik gibi ağır, tehlikeli ve çok zor işlerde çalışan işçilerin diğer işkollarındaki işçilerden daha yüksek ücret aldığını ifade eden Akçul; “Kaza ve meslek hastalığı istatistiklerinde dünya sıralamasının en üstlerinde yer alan ülkemizde maden işçilerinin taban ücretleri büroda çalışan işçi kardeşlerinden bile daha düşük düzeydedir. Maden ve enerji sektörümüzün can damarları Eti Maden, TKİ ve EÜAŞ ülkemizin en karlı kuruluşları listesinin ilk sıralarında yer almaktadır.
Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri sürecinde bunları dile getirerek, ücrette hakkaniyet talep ettik. Ne yazık ki koordinasyon kurulu düzeyinde bu hakkaniyetsizlik dikkate alınmazken, hükümet düzeyinde de koordinasyon kurulu tarafından bu talep etkili biçimde gündeme getirilmedi.
Sonuçta, Türk-İş yönetimi ve koordinasyon kurulu tarafından yürütülen müzakerelerde, sendikal dayanışmanın ruhuna aykırı biçimde ‘her koyun kendi bacağından asılır’ anlayışı sergilendi ve gemisini kurtaran kaptan oldu. O zaman sormak gerekiyor? Sözleşmeleri koordinasyon kurulu ve Türk-İş çatısı altında yürütmenin, örgütlü güç olmanın ne anlamı kalıyor?
Ocakları her ziyaretlerinde ‘Sizin aldığınız ücret ananızın ak sütü gibi helal, daha fazlasını hak ediyorsunuz” diyen bakanlarımızdan maden işçileri bu sözlerinin arkalarında durmalarını ve gereğini yapmalarını beklemektedir.
Maden işçileri için, sendikamız için sözleşme süreci henüz bitmemiştir. Maden işçisinin haklı talepleri karşılanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi.