17 Şubat 1933 Elbistan doğumlu olan ve İstanbul’da yaşayan Prof. Dr. Tahsin Yücel, bugüne kadar kaleme aldığı roman, öykü, deneme, eleştiri, masal ve derlemeleri ile Türk Edebiyatı’na önemli katkılar sağlarken, eserleri ile de gerek Türkiye’de gerekse dünyada sayısız ödüllere layık görülmüş.
Tabiri caizse Elbistan’ın ünlülerinden biri olan Yazar Prof. Dr. Tahsin Yücel, 1950 yılında ilk öyküsü olan Dert Çok, Hemdert Yok! ile adım attığı edebiyat dünyasındaki 53 yıllık başarısını, 18 Aralık 2008 tarihinde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü ile de adeta taçlandırdı.
2008 yılını ödülle geride bırakan Prof. Dr. Tahsin Yücel ile telefonda Elbistan üzerine kısa bir söyleşi yaptık.
“Törenden Önce Elbistan’ı Konuştuk”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne layık görülmekten dolayı çok mutlu olduğunu ve duygulandığını söyleyen Yücel; “Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın oluşturmuş olduğu saygın jürinin o kadar yazar arasından beni ödüle layık görmesi gerçekten beni çok duygulandırdı. Mersin, İstanbul’a bakarak Elbistan’a daha yakın ve ödül töreni için gittiğim Mersin’de az da olsa Elbistan havasını aldım. Törenden 1 gün önce, 17 Aralık’ta Mersin’de Elbistanlı arkadaşlarla bir araya geldik. Elbistan’dan uzakta Elbistanlılar ile bir araya gelince de sohbetimiz haliyle Elbistan oldu ve o akşam Elbistanlıların kulaklarını epeyce çınlattık. Güzel bir akşam, güzel bir sohbet oldu benim için” dedi.
“1975’ten Bu Yana Elbistan’a Hasretim”
Çocukluğunu Köprübaşı Mahallesi’nde geçiren ve 12 yaşındayken Elbistan Gazi Paşa İlkokulu’nu tamamladıktan sonra İstanbul’a giden Prof. Dr. Tahsin Yücel; “Evimiz, Ceyhan Camii civarında, nehrin kenarındaydı ve tek katlı bir evdi. Ceyhan taştığı zaman evimizi su basardı. Aradan yıllar geçti ve şimdi oralar nasıldır bilmem. En son 1975 yılında gelmiştim Elbistan’a ve açıkçası o tarihten bu yana da Elbistan’a hasretim” dedi.
“Ne Zaman İstesem Bir Aksilik Çıkıyor”
Konuşmasında kullanmış olduğu kelimelerin çoğunda Elbistan olan ve Elbistan’ı dilinden düşürmeyen Yücel, ‘Peki hiç gelmeyi düşünmüyor musunuz?’ sorumuza ‘düşünmez olur muyum’ şeklinde cevap verirken; “Ama ne zaman Elbistan’a gelmek istesem bir aksilik çıkıyor gelemiyorum. Bir defasında Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan aradı. ‘Hocam senin uzun zamandır Elbistan’a gitmediğini öğrendim. İzin ver geleyim de seni Elbistan’a ben götüreyim’ dedi. Sağ olsunlar bizleri düşünüp aramışlar ama onda da Elbistan’a gelemedim. Açıkçası Avni Bey’e de zahmet olmak istemedik. Son olarak benim gibi Elbistanlı olan hemşerim Hilmi Erginöz ile birlikte Elbistan’a gitmeye karar verdik. İkimiz birlikte Elbistan’a gelecektik ama onda da aksilikler çıktı ve gelemedik” sözleri ile de en büyük arzusunun Elbistan’a gelmeyi çok arzu ettiğini ifade etti.
“Elbistan Burnumda Tütüyor”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın seçkin kişilerden oluşturmuş olduğu Değerlendirme Kurulu’nun ‘Dilbilim, göstergebilim, deneme, çeviri, eleştiri, roman ve öykü alanındaki verimleriyle çağdaş Türk edebiyatının dünya içindeki saygın temsilcilerinden biri olduğu, edebiyata ihanet etmeden edebiyatla düzen eleştirisinin özgün örneklerini yarattığı, insanı ve hayatı seküler değerler içinden ironiyle zenginleştirilmiş yazınsal bir dille onarmaya çalıştığı için, çağdaş yazınımızın büyük ustası, bilim insanı’ sözleriyle övgüler yağdırdığı Yazar Prof. Dr. Tahsin Yücel, her ne kadar başarılı bir edebiyatçı olsa da, onun için Elbistan bir başka.
33 yıldır Elbistan’a gelmeyen ve ‘az da olsa geldiğimde eski Elbistan’ı, eski Elbistan havasını bulacağıma inanıyorum’ diyen Yücel; “1975 yılından bu yana Elbistan’a gelmiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse de Elbistan burnumda tütüyor ve son yolculuğa çıkmadan da Elbistan’a gelmeyi, Elbistan’ı görmeyi çok istiyorum. İnşallah kısmet olur da bir fırsatını bulursam Elbistan’a geleceğim” dedi.
Tahsin Yücel son olarak; “Tüm Elbistan hemşerilerime gazeteniz aracılığı ile gönülden sevgi ve saygılarımı sunarım” dedi.
Elbistanlı Prof. Dr. Tahsin Yücel
Kunduracı Ahmet Yücel’le Nuriye Münevver Yücel’in oğlu olan Prof. Dr. Tahsin Yücel, 17 Şubat 1933’te Elbistan’da doğdu. İlköğrenimini Elbistan Gazi Paşa İlkokulu’nda tamamlayan Tahsin Yücel, 1945’te İstanbul’a gitti. 1953’te Galatasaray Lisesi’nden mezun olan Yücel, 1960’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İÜEF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Fakülteyi bitirdikten sonra, orda kalmayı tercih etti ve 1969’da doktorluk, 1972’de doçentlik, 1978’de de profesörlük unvanlarını aldı. 2000 yılına kadar burada kaldıktan sonra emekliliğe ayrıldı.
Çalışmalarına öykücülükle başlayan Prof. Dr. Tahsin Yücel, ilk öyküsü 1950 yılında 'Dert Çok Hemdert Yok!' adı altında bir derleme olarak yayımlandı. Daha sonra Varlık, Seçilmiş Hikâyeler, Yeryüzü, Beraber ve Mavi gibi dergilerde öyküleri yayımlanmaya devam eden Yücel, bu dönemlerde; kullandığı yalın dil ve seçtiği modern sözcükler, Anadolu insanına yaklaşımındaki tutarlılık ve anlatımındaki ustalık dikkat çekti. Behçet Necatigil gibi isimlerden yorumlar aldı. 'Uçan Daireler', 'Haney Yaşamalı' ve 'Düşlerin Ölümü' adlı öykü kitaplarını yayımlayarak kariyerine devam eden Yücel, bu kitaplarda kendi geçmişinden öğeler kullandı. 1970'li yıllara gelindiğinde, öncellikle 'Yaşadıktan Sonra' ve 'Dönüşüm' kitaplarıyla, daha sonra da 'Vatandaş' ve 'Ben ile Öteki' adlı kitaplarıyla tarzını değiştiren Yücel, çevreyle daha az ilgilenmeye başladı. Bu kitaplarıyla karışık yorumlar alan Yücel, kariyerine 'Komşular' adlı kitabıyla devam etti.
Tahsin Yücel aynı zamanda bir romancıdır. Romanları; 'Peygamberin Son Beş Günü', 'Mutfak Çıkmazı', 'Bıyık Söylencesi' genel anlamda, halka karşı ironik eleştiriler barındırır. Öykü ve roman dışında; 'Yazın, Gene Yazın' ve 'Tartışmalar' adlarında iki deneme kitabı var. Yurtiçi ve yurtdışında ses getiren yazınsal incelemelerinin yanı sıra, hatırı sayılır çevirileri de vardır. Öykülerinden bazıları, İsveççe ve Fransızca'ya çevrilmiştir.