Türkiye’nin uyuşturucu madde ile mücadelesinin son yıllarda artarak devam ettiğini, bu sürece sivil toplum örgütlerinin de katıldığını ifade eden AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, “Uyuşturucuyla mücadelede önemli bir konuma sahip olan Türkiye son 10 yılda önemli adımlar atmış ve uyuşturucu politikalarının süreci gerek ulusal gerekse uluslararası alanda dinamik bir işlev kazanmıştır. Fakat tüm olumlu gelişmelere rağmen bir yıl içerisinde Türkiye genelinde 70 bin uyuşturucu olayı meydana gelmiştir. Madde bağlantılı suçlardan ceza infaz kurumlarında 23.638 kişi bulunmaktadır. Uyuşturucu suçlarından dolayı cezaevlerinde bulunanlar, cezaevlerinde bulunan tüm şahısların yüzde 18,38’i ile ilk sırada yer almaktadır. Bizim burada yapmamız gereken çocuklarımızı, gençlerimizi uyuşturucuya bulaşmadan onları bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir” şeklinde konuştu.
AB ve ABD ile ortaklaşa yapılan çalışmalar sebebiyle Türkiye’nin uyuşturucu trafiğini önlemede önemli bir konuma geldiğini sözlerine ekleyen Pakdil, “2005–2012 yıllarını kapsayan Avrupa Birliği Uyuşturucu Stratejisi iki temel politika alanı üzerine bina edilmiştir. Bunlar talep azaltımı ve arz azaltımıdır. Bu iki politika alanını etkileyen ve ilgilendiren iki temel başlık AB uyuşturucu politikalarının esasını oluşturur. Bunlar, ‘uluslararası işbirliği’ ile ‘araştırma, bilgi ve değerlendirme’ çalışmalarıdır. Bu konuda en serbest ülke olan Hollanda’da bile yasaklayıcı kanunlar çıkarılmıştır. Çünkü uyuşturucunun bir toplumu nasıl çökerttiği artık herkes tarafından kabul edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu sorunu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm toplumu ve bireyleri etkileyebilen biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Pakdil, “Türkiye’nin 1990’lı yıllarda uyuşturucu kaçakçılığında bir geçiş noktası olarak değerlendirilmesi ve ülkedeki uyuşturucu kullanımından zarar görenlerin sayısının çoğalması uyuşturucuyla mücadele politikalarının gözden geçirme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Türkiye’nin uyuşturucu politikası son üç yıllık AB ilerleme raporları çerçevesinde değerlendirildiğinde de oldukça somut ve pozitif ilerlemelerin kaydedildiği görülmektedir” dedi.
Pakdil açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Uyuşturucuyla mücadelede stratejik bir konuma sahip olan Türkiye bu süreçte son yıllarda önemli adımlar atmış ve uyuşturucu politikalarının süreci dinamik bir işlev kazanmıştır. Uyuşturucu kaçakçılığı, ülke sınırlarını aşarak bölgesel ve uluslararası bir suç türü haline dönüşmüştür. Bağımlı sayısında dünya çapında artış olması, uyuşturucu kaçakçılığındaki yüksek kâr payı, terörist faaliyetler, dünyadaki siyasal değişimler ve teknolojik gelişmeler, uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığını hızlandırmış ve sorunu küresel hale getirmiştir. Bu ticarete katılan fertlerin dünya çapında yoğun takip yapılmasına rağmen illegal satışta dönen cironun yıllık 500 milyar US-Dolar olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle illegal yollarla yapılan uyuşturucu ticaretinde aşırı kazanç olması mafya ve diğer suç çetelerini, terörist örgütlerini bu alana doğru çekmektedir. Uyuşturucu probleminin çözümünün uluslararası işbirliğini gerektiren ortak bir sorumluluk olduğu, ilgili platformlarda kabul edilmiş bir gerçektir.”