MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tarım ve hayvancılığın sorunlarını konuştu. Türkiye'de ve Kahramanmaraş'ta tarlaların büyük bir bölümü ekilmez olduğuna işaret eden MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, konuşmasında, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a seslenerek “Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi, tarımın girdileri, maliyetlerinin çok yüksek olması; başta mazot olmak kaydıyla, gübre olmak kaydıyla. Bununla beraber, yine Türkiye'de, Kahramanmaraş'ta hayvancılık yok olma noktasında. Kahramanmaraş'ta öyle ahırlar var ki şu anda bomboş durumda. O süt veren o güzelim hayvanlar hep kasaplara satılmak durumunda kaldı ve bu tarlalar da ekilmediğinden dolayı saman ithal etmek durumunda kaldık. 2013 yılı, 2014 yılı ve 2015 yılında tarıma ve hayvancılığa bir teşvik düşünüyor musunuz? Yoksa yine bu yıllarda, önümüzdeki üç yıl içerisinde saman ithaline devam edecek miyiz?” dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun bu seslenişine şu şekilde cevap verdi; “Burada Sayın Dedeoğlu'nun sorduğu soruya, aslında, sözlü sorulara cevap verirken de karşılık vermeye, cevap vermeye çalışmıştım. Geçen yıl yaşanan arızi bir durumdu aslında. Bir taraftan ciddi bir kuraklık belli bölgelerimizde, bir taraftan artan hayvan sayısı arz-talep dengesizliği oluşturdu ve yem fiyatları gerçekten oldukça yüksek bir düzeye çıktı.
Biz de üreticilerimizi korumak amacıyla, üreticilerimizin daha düşük maliyetle yem bitkisi bulması açısından, az da olsa, belli bir miktarda ithalata müsaade ettik ki o fiyatlar belli bir seviyede oluşsun ve üreticimiz bir nebze rahatlasın istedik. Ayrıca, yine belli bir ithalat yapıp üreticilerimize düşük fiyatla dağıtım söz konusu oldu tarım kooperatifleri kanalıyla.
Bunun amacı, o yıl oluşan bu durumu nispi olarak da olsa rahatlatmaktı. Bu yıl inşallah benzer bir durum yaşamayacağız, yağışlar daha iyi gidiyor.
Aslında hayvan sayılarına baktığımız zaman, son on yılda hayvan sayılarımızın ciddi bir şekilde küçükbaşta, büyük başta- arttığını görüyoruz. Bir taraftan bölgesel programlarımızda -DAP bölgesinde, GAP bölgesinde örneğin- hayvancılığa ciddi destekler sunuyoruz.
Bakın, GAP bölgesinde 50 baş ve üzeri tesislere yüzde 40 civarında teşvik sağlıyoruz. Yine Ziraat Bankası kanalıyla biliyorsunuz, sıfır faizle ciddi krediler sunduk hayvancılık anlamında. Tarım Bakanlığımız, geçmişle mukayese edilemeyecek ölçekte, hayvancılığa tarımsal destekler kapsamında destek sunmaya başladı.
Bütün bunlar tabii ki olumlu gelişmeler. Ama Avrupa Birliğiyle… Biliyorsunuz, Avrupa Birliğindeki şartlar, iklim, oradaki durumla bizimki birbirinden farklı. Belli ülkelerin, yağıştan dolayı, iklim şartlarından dolayı, doğal olarak çok farklı rekabet üstünlükleri var.
Bunu da telafi edebilmek için, bizim, giderek daha büyük ölçeklerde bu işi yapmamız lazım. Yani çok küçük ölçeklerde hayvancılık sosyal anlamda önemli olabilir ama kabul edelim ki ticari anlamda sürdürülmesi çok zor. Bizim, artık, tarım sektöründe, hayvancılıkta da profesyonel, modern işletmeleri daha fazla artırmamız, geliştirmemiz ve bu dönüşümümüzü devam ettirmemiz lazım.
Bu zaten başlamış durumda. Gittiğimiz birçok yerde bunu sahada da görüyoruz. Artık, Türk özel sektörü de bu hayvancılık konusunda ciddi yatırımlar yapmaya başladı ve biz bunu devam ettirebilirsek, uygun ölçeklerde bu işleri devam ettirebilirsek hayvancılığımızın geleceği de çok daha iyi olacaktır.”