Sendika önünde Memur-Sen Elbistan Temsilcisi Halil Akın ve sendika yönetimi ile üyeleri tarafından karşılanan Türkiye Parlamenterler Birliği Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil’e AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Yunus Kaan Kısaca, Elbistan Belediye Başkanı Durmuş Küçük, Göksun Belediye Başkanı Ramazan Hurç ile partililer eşlik etti.
Akın; “Kıyafet Yasağının Kaldırılmasına da Destek Bekliyoruz”
Memur-Sen Elbistan Temsilcisi Halil Akın, Pakdil’in sık sık kendilerini ziyaret ettiğini, bundan dolayı da çok mutlu olduklarını belirterek; “Memur-Sen olarak kamuda kılık kıyafet sorunuyla ilgili gündeme getirdiğimiz ir konu vardı. Türkiye genelinde bir aylık bir süre içerisinde 12 milyon 300 bin imza topladık. Yani Türkiye’nin altıda birinin imzasını aldık ve 15 Mart’ta da teslim edeceğiz. Bu konu da sizlerin desteğini bekliyoruz. Bütün konularda sizin görüşleriniz ve bize verdiğiniz önem ortada. Bu da bizi ve Memur-Sen üyelerini çok memnun ediyor” dedi.
Pakdil; “AK parti, Türkiye’nin En Büyük Sivil Toplum kuruluşlarından Bir Tanesidir”
Türkiye Parlamenterler Birliği Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil ise, sivil toplum örgütlerinin önemine değinirken, siyasi patilerinde yapıları itibariyle bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.
Pakdil; “Bugünkü mevzuat çerçevesinde 30 tane parti kurma yasağı olmayan, hakkı olan insanların bir araya gelerek kurdukları siyasi partilerimiz vardır. Hiçbir yerden izin almaya gerek yoktur ve müracaat ederek, Türkiye çapında da teşkilatlanarak seçimlere girerler. Milletin oyuna başvurarak iktidar olmak isterler. Bu anlamda mensubu olduğum, mensubu olmaktan şeref duyduğum Adalet ve Kalkınma Partisi de Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından birisidir. Çünkü çok ciddi, milyonlarca üyesi vardır. Türkiye’nin her yerinde, 81 vilayetinde teşkilatı vardır, seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları ve diğer organları vardır. Eğer bir kurum, kuruluş toplumdan gerekli desteği almıyorsa, toplumda onun bir yansıması yoksa ne kadar sesi çıkarsa çıksın, ne kadar çok konuşursa konuşsun onun toplumun kalbine oturması mümkün değildir” dedi.
“İnsanlar, Düşüncelerinden Dolayı Mağdur Olmamalı”
Konuşmasının devamında yasaklara ve özgürlüklere değinen Nevzat Pakdil; “Sendikalar kendi temsil ettikleri kitlelerin her alandaki mali ve sosyal haklarını savunan ve savunması gereken kuruluşlardır. Bu konuda Memur-Sen sadece ücret sendikacılığı yapmıyor, kişilerin haklarını, hukuklarını, özgürlüklerini savunan sendika olarak da faaliyetine devam ediyor. Biz, yasaksız bir Türkiye istiyoruz. Yani belirli konuların yasaklandığı, belirli hususların konuşulmadığı veya daha başka mercilerde konuşuldu bir Türkiye değil, milletin önünde konuşulduğu bir Türkiye istiyoruz. İnsanlar düşüncelerinden, davranışlarından dolayı mağdur olmamalılar. Düşünüz ki, Türkiye’de kadınlarımız açısından şöyle bir durum var. ‘Ayrımcılığa hayır’ diyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız, kadınların meslek kuruluşları bu kampanyaya destek veriyor. Ama burada ayrımcılığa hayır derken şöyle bir ayrımcılık yapılıyor. Bu defa cinsiyet ayrımcılığına hayır diyoruz, aynı cinsiyetten olanlar arasında bir ayrım yapılıyor. Yani şu şekilde kadınlarımız için özgürlükler şu şekilde uygulansın, şu şekilde olanlara uygulanmasın diyoruz. Burada da ciddi bir ayrımcılık söz konusudur. Başta bu ayrımcılıklara kadınlarımızın en başta karşı çıkması gerekir.
Bir insan, kılığından kıyafetinden dolayı mağdur edilmemelidir. Hatırlarsanız o zaman bir anayasa değişikliği yapmıştık bu üniversitelerdeki başörtüsü ile olarak. Daha sonra ne gariptir ki bu anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi2nden döndü ve kapatılma gerekçeleri arasına girdi. Millet iradesi esastır diyoruz, 400’ten fala milletvekili ona oy veriyor ve sonra bir kaos kabul ediliyor, orada inanlar düşüncelerinden dolayı adeta mahkum ediliyor ve ortaya başka bir kaos çıkıyor. Bugün itibariyle de bu yasaklar kalktı. Yasaklarla hiçbir yere varmak mümkün değildir. Burada esas olacak olan husus, millet iradesinde ve diğer konuların hepsinde özgür bir Türkiye’nin çıkması için gayret sarf etmek lazım. Yasaklarla kimse bir yere varamaz, bugüne kadar da kimse varmamıştır. Adeta suyun mecranı değiştirirsiniz ama daha sonra su kendi mecrasında, kendi yatağında akmaya devam eder. Her konuda, öğrenim hayatında ve sonrasında yasaksız bir Türkiye istiyoruz. Bakınız hukuk fakültesinden mezun olmuş başörtülü bir insana yasak getiriyorsunuz ‘siz kendi müvekkilinizi savunma hakkını kullanamazsınız, böyle bir şey yapamazsınız’ diyorsunuz. Bu da Barolar Birliği’nin almış olduğu bir karardan kaynaklanıyor. Sonrasında müracaat edildi ve Danıştay, bu yasağı kaldırdı” dedi.