6 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde Afşin-Elbistan B Termik Santrali’nin kömür havzası olan Çöllolar Kömür Sahası’nda meydana gelen göçüklerde 11 işçi hayatını kaybederken, bu işçilerden sadece nYaşar Alkaya ve Ruşen Demir’in cenazelerine ulaşılabilmiş, Jeoloji Mühendisi Halil Tatlı, Maden Mühendisi Nail Yılmaz, işçiler Hacı Mehmet İpek, Muhsin Koşan, Kemal Elmas, Cuma Yıldırım, Adnan Demir, Tuğran Gökhan ve Aydoğan Polat’ın cenazelerine ulaşılamamıştı.
Göçüklerde hayatını kaybeden 11 şehit madenci, Çöllolar Kömür Sahası’nda sahayı işleten Park Teknik A.Ş. ile Maden-İş Sendikası Elbistan-Afşin Şubesi tarafından düzenlenen bir törenle anıldılar. Törene madencilerin yakınları, firma ve sendika yetkilileri ile şehir madencilerin mesai arkadaşları katıldı.
Kur’an-ı Kerim’in okunduğu, duaların edildiği anma töreninde göçükte hayatını kaybeden madencilerin yakınları gözyaşlarına hakim olamadılar.
Törenin ardından aileler göçüğün alana inmek istediğini belirtmeleri üzerine Park Teknik A.Ş. aileleri araçlarla göçük alanına indirdi. 2 kilometrekarelik dev mezarda milyonlarca ton toprağın altında yatan yakınları için dualar okuyan aileler, sanki yakınları çıkıp gelecekmiş gibi göçük sahasını uzun bir süre seyrettiler.
Yıldırım; “Anıt Mezar İstedik Onu Da Suiistimal Ettiler”
Gözyaşlarına hakim olamayan aileler, yakınlarının cenazelerini çıkarılmasını isterken, göçük altındaki işçilerden Cuma Yıldırım’ın babası Yusuf Yıldırım, göçüklerde sahayı işleten firmanın kusur olduğunu belirterek; “Ama yargıda fakire, zengine yargı yok. Fakirin çocğu askere gider ‘vatan sağ olsun’ derler, kömür havzasına inerler göçük meydana gelir ‘iş kazası’ derler. Diyecek bir şey bulamıyoruz, yetkililerden cenazelerin çıkarılmasını, bir kemiği de olsa çıkarılmasını istiyoruz. Anıt mezar yapılsın dedik onu da suiistimal ettiler, gündeme getirmediler. Yağmamalarının nedeni de herhalde buranın üzerine kül dökmeyi düşünüyorlar yoksa yaparlardı. İlk göçükte Cuma kurtulmuştu. Eve geldiğinde anlattı. İkinci günü işe çağırdılar, üçüncü gün yine işe gitti ve o anda göçük altında kaldılar. Tedbir alsalar iyiydi ama almadılar” dedi.
İpek; “Eşimin Mezarını İstiyorum”
Hacı Mehmet İpek’in eşi Vesile İpek ise eşinin bir mezarının olmasını istediğini belirterek; “Ne söyleyeyim. Bir mezarını istiyorum, ister burada ister başka yerde. Kemiğini istiyorum, mezarını istiyorum. Geliyorum hangi yere gideceğimi bilmiyorum, bakıyorum dağın hangi ucuna gideyim?” dedi.
Göksu; “Aramalardan Bir Sonuç Alamadık”
Park Teknik A.Ş. İşletme Müdürü Şeref Göksu ise göçük altında kalanları çıkarmak için yaptıkları çalışmalardan bir sonuç alınamadığını belirterek; “Kapalı ocakta bile yerin altında çıkarılıyor diyorlar. Ama burada büyük bir doğal afet var. Bugüne kadar eşine rastlanmamış en büyük heyelan, en büyük kazalardan bir tanesi. Tabiî ki bulunduğu yerler belli olmuş olsaydı insanları çıkarmama gibi bir şey söz konusu değildi. Ama ocağın 600 metre gerisinden alıp 800 metreye kadar sürükleyerek 2 kilometrekarelik alanın içine yayılmış vaziyetteler. Heyelandan sonra birçok teknik çalışmalar yaptık, arkasından da fili olarak makinelerle olabilecekleri tahmin ettiğimiz yerler üzerinde de çalışmalar yaptık ama maalesef hiçbir sonuç alamadık” dedi.
Bölükbaşı; “Şehitlerimizin Geride Kalan Çocuklarının Yanında Olacağız”
Maden-İş Sendikası Elbistan-Afşin Şubesi başkanı Adil Bölükbaşı ise sendika olarak her zaman madenci şehitlerinin yanlarında olacaklarını belirterek; “2011’de olan göçükten dolayı Park Teknik ve Maden-İş olarak Mevlid-i şerif okutuyoruz. Tabiî ki acımız büyüktür, Allah kimse böyle bir acı göstermesin, vermesin. Geride kalan madenci şehitlerimizin çocuklarının sendika olarak yanlarındayız, yanlarında olmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Madenci şehitleri için sahadaki törenin ardınsan Yatsı Namazı’ndan sonra Afşin Ulu Camii’nde Mevlid-i Şerif okutuldu.