EL-KEV Başkanı Ömer Hurman, 31 Aralık 2012 Pazartesi günü (bugün) Tepebaşı Caddesi’nde vakıf tarafından yaptırılan Şükür Mecidi’nde sohbetlerin yapılıp duaların edileceği özel bir program düzenleyeceklerini belirterek vatandaşları Şükür Mescidi’ne davet etti.
Hurman; “Bu konuyu iyi kavrayabilmek için önce şu ayet ve hadisleri göz önüne getirmek gerekir. ‘İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup sakının…’ (Mâide, 5/2. ) ‘Zulüm yapanlara en ufak bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım da göremezsiniz.’ (Hûd, 11/113.) ‘Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır.’ (Ebu Davûd, Libas 4) Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şekli benzeşmenin sonuçta itikadi benzeşmeye götüreceğini anlatır. İslâm dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır. Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. Müslüman anasından metbu’ olarak doğar, tabi’ olarak değil. Yani o ilmiyle, irfanıyla, yüksek ahlâkiyle ve dindarlığı ile herkese örnek olur, herkes ona uymaya özenir. O halde diğer dinlerin kutsal saydığı günleri kutlamak, onların âdetlerine uymak, büyük günahlardandır.
Yılbaşı gecesinin manası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin akıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi demektir. Nitekim her yılbaşında siyah saçlara biraz daha aklar düşüyor, akların sayısı da biraz daha çoğalıyor. Hal böyleyken kendini ve değerlerini unutarak, kendinden geçerek, komşuları rahatsız ederek, alkollü içkilerle sabahlara kadar eğlenmek ne kadar kötüdür. Emeksiz yemek misali zengin olmak arzusuyla kumar ve piyango gibi talih ve şans oyunlarının peşinden sürüklenmek ne kadar acıdır. Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahate düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedi âleme meyilli olmak lâzımdır. Zira bu hızlı gidiş, ‘ister ikrar et, ister inkâr’ kabire, öteki dünyaya doğrudur” dedi.
Yılbaşı akşamları yapılan kutlamalara da değinen EL-KEV Başkanı Ömer Hurman, sözlerini şöyle tamamladı; “Bazıları yılbaşını, 'vur patlasın çal oynasın' düşüncesizliğine dönüştürüyorlar, sanki ömürlerinden bir sene gitmemiş, aksine bir sene kazanmışlar gibi sevinç çığlıkları atarak işi sarhoşlaşmaya kadar götürüyorlar. Herhalde kaybettikleri bir yılı düşünmemek için başvuruyorlar böylesine şuur ve muhakeme iptaline. Harcanan vakti nakitten de kıymetli gören İslam büyükleri ise böylesine bir şuur iptaline asla rıza göstermiyorlar, aksine kaybettiğimiz yılın sonunda tam bir nefis muhasebesine girmemizi, harcadığımız seneyi nasıl bir yaşantı içinde tükettiğimizin muhasebesini yapmayı ısrarla tavsiye ediyorlar. Ne dersiniz? Biz de harcadığımız sene sonunda, harcayacağımız senenin de başında kendimizi bir hesaba çeksek mi? En azından hesabını veremeyeceğimiz yanlışlarımız olduysa, tövbe, istiğfarla onları terk etme kararı alsak mı? Yapamadığımız ibadetlerimizi, hizmetlerimizi yapma azmine girsek mi? Yılbaşında bari bu muhasebeyi yapsak mı?
Yoksa boş ver, ömrümüzden bir sene daha gitti 'vur patlasın çal oynasın' düşüncesizliğine düşenlere biz de mi katılarak malum tekerlemeyi söyleyelim? ‘Ayağını sıcak tut başını serin, hayatını yaşa düşünme derin!..’ Fakat unutmamak gerek ki, hayatını düşünmeden yaşayanların sonunda duydukları pişmanlık çok derin oluyor ama bu derin pişmanlığın hiçbir faydası olmuyor.
Bu akşam bir yerde toplanıp geçmişi muhasebe mi etsek diyenleri, Elbistan Kültür ve Eğitim Vakfımızın Elbistan’ımıza kazandırdığı güzide Şükür Mescidi’ndeki Yatsı Namazı sonrası sohbet, hatim ve dualarla geride bıraktığımız yılın muhasebesini yapmaya davet ediyor ve Bediüzzaman Hazretlerinin şu çağrısını yapıyorum. ‘Ey bu vatan gençleri! Firenkleri taklide çalışmayınız! Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetten sonra, hangi akıl ile onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Sefihane taklid edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i'dam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz!.. Çünki şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzadır!..’ R.N.K”