AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı Güvenç, Birleşmiş Milletler’in Filistin ile ilgili almış olduğu kararın çok önemli olduğunu belirtirken, Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi bugün de Filistin’in yanında olduğunu söyledi.
Güvenç, değerlendirmelerine şu ifadeleri kullandı; “Herkesin de bildiği gibi tarih toyunca Yahudilerin gözü Filistin topraklarında oldu. Dünyaya yayılan Yahudilerin Filistin'de toplanıp bir devlet kurması için 1897’de Theodor Herzl'in önderliğinde çalışmalara başlandı. Theodor Herzl, 21-31 Ağustos 1897'de İsviçre’nin Basel şehrinde topladığı I. Siyonist Kongre'de temel hedef ve yöntemleri tespit etti. Theodor Herzl, 19 Mayıs 1901 tarihinde II. Abdülhamit ile yaptığı bir görüşmede, Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğunun bütün borçlarını ödemesi karşılığında Yahudilere Filistin'de bir yurt verilmesini teklif etti; ancak II. Abdülhamit bu çirkin teklifi reddetti. O toprakların asıl sahibinin millet olduğunu, kanla alındığını ancak da kanla verilebileceğini ve bir karışının bile satılamayacağını söyleyerek heyeti huzurundan kovdu.
Geçen süre içinde birçok şart oluşturulduktan sonra 29 Kasım 1947'de BM Genel Kurulunda Filistin topraklarını paramparça eden, İsrail'e ise devlet olma yolunda son şeklini veren kararlar alınmıştı. Bu karardan sonra Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Milli Konseyi yayınladığı bildiri ile 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin kuruluşunu ilan etti. İsrail'in kuruluşu ile birlikte İsrail katliam yaparak Filistin’i adım adım işgal etti. 1967’deki büyük saldırıyla Gazze, Batı Şeria, Sina Yarımadası ve Golan Tepelerini de işgal etti. 1 milyondan fazla Filistinli komşu Arap ülkelerine ve özellikle de Ürdün'e sığınmak zorunda kaldı.
Türkiye İşgal altındaki Filistinlilerin her zaman yanında oldu. Haklı mücadelelerinde Filistinlileri destekledi. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu'nun, Filistin'in BM'ye ''üye olmayan gözlemci devlet'' statüsü başvurusu oylamasına destek için New York'a gitmesi de bunun son örneğidir. Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu, BM’de günlerce kulis yapmıştır. Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapmış ve TBMM Genel Kurulunda Türkiye’nin kendilerine tam desteğini: “Burada Filistin halkı adına Türkiye’ye, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına, hükümetine ve halkına sunmuş oldukları yardım ve desteklerden dolayı, Filistin davasına vermiş oldukları destekten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bunun da en sonuncusunu Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının bizimle birlikte New York’ta yapmış olduğu girişimlerde ve bizi savunmasında açıkça gördük çünkü kendisi Filistin’in üyeliğine çağrıda bulunmuş ve bütün dünya ülkeleri ve halkları arasında layık olduğu konuma gelmesi için çağrıda bulunmuştur. Burada bir şey söylemek istiyorum: Ahmet Davutoğlu New York’a sıradan bir ziyaretçi olarak gelmedi, kendisi oraya bir aktif rol oynamak üzere geldi. Çünkü kendisi durmadı orada, bütün dünya ülkeleriyle iletişime girdi ve Filistin’in bu üyeliği elde edebilmesi için elinden gelen maksimum çabayı gösterdi.”sözleriyle dile getirmiştir. Türkiye’yi o bölgede Amerikan politikası uygulamakla suçlayanlara duyurulur. Amerika ve İsrail’e rağmen Türkiye’nin desteği hep Filistin’e olmuştur. Bu oylama, Türkiye’nin bölgede kendi politikalarını uyguladığının apaçık delilidir. Türkiye dış politikada yanlış yapıyor diyenlere dış politikada ne kadar etkili olduğumuzu göstermiş, hükümetimizi Amerika’nın uşaklığını yapmakla suçlayanlara da tokat gibi cevap olmuştur. Bölgede Amerikan uşaklığı yapan liderler değil halkını düşünen lider var artık. Gazze tünellerine tahammül edemeyen Mısır yok artık, Filistin’e destek veren Mısır var. Bu nedenle bölge de eski bölge değil artık. İsrail de Amerika da bunları dikkate almak zorundadır.
ABD’nin ve İsrail’in hayır oyu kullandığı, İngiltere’nin ise çekimser kaldığı oylamada evet oyu veren 138 ülkeye karşı 9 ülkenin hayır oyu vermesi ve 41 ülkenin çekimser kalması, Filistin Devleti’ne verilen uluslararası desteğin göstergesidir. Filistin, davasında artık yalnız değildir.
Avrupa Birliğinden çıkan evet kararı tarihi bir karardır. Filistin’in uluslararası arenada kazandığı diplomatik bir zaferdir. Bu kararla Filistin; AB nezdinde devlet olarak tanınmış ve devlet statüsü kazanmıştır, İsrail tarafından işgal edilen topraklarının hakkını arayabilecek katledilen binlerce masumun hesabını sorabilecektir. Bu karar Filistin’in bundan sonra, İsrail'in işgal politikasını, saldırılarını, Gazze'ye yönelik ablukasını, kadın-yaşlı-çocuk-bebek demeden sivil halkın üzerine bombalar yağdırmasını, Batı Şeria ve Kudüs'teki yasadışı yerleşim inşaatlarını, Uluslar arası Ceza Mahkemelerine şikâyet edebilmesi anlamına gelmektedir. İsrailli yetkililerinin Uluslararası Ceza Hukuku çerçevesinde savaş suçundan yargılanmasına da imkân sağlanabilecektir.
Bundan sonraki adım tam bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması yolunda olacaktır inşallah. Filistin halkı verdikleri mücadele ile bunu hak etmiştir. Türkiye olarak hükümetimiz olarak biz Filistin devletinin ve halkının bu haklı mücadelesinde dün-bugün olduğu gibi yarın da yanında olacağız.”