Saadet Partisi Elbistan İlçe Teşkilatı tarafından Elbistan Belediye Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen konferans yoğun ilgi gördü. Saadet Patisti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç’ün konuşmacı olarak katıldığı konferans, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Konferansın açılış konuşmasını Saadet Partisi Elbistan İlçe Başkanı Ali Eminoğlu yaptı. Eminoğlu, konuşmasında sadece İstanbul’da açılan yerel yönetimler okulunun Elbistan’da da açılacağını belirterek; “Sayın Genel Başkan Yardımcımız Elbistan’da bu heyecanı gördüklerinden sadece İstanbul’da yapılan ve başka yerlerde yapılmayan yerel yönetimler okulunu Elbistan’da da açmamızı söyledi. Bizler de inşallah en kısa zamanda yerel yönetimler okulunu açacağız Elbistan’ımıza. Okuldan sonra sertifika vereceğiz. Sertifika verdikten sonra yerel yönetimlere, belediye başkanlığı seçimlerine hazır olduğumuzu deklare edeceğiz inşallah. Bu seçimlerde iddialı olacağız. Hani bizi gömüp üzerimize beton dökeceklerdi ya, betonun altından yeniden fışkırdığımızı dünya aleme haykıracağız inşallah. Zaten belediyecilik bizim işimiz. 1994’ten önce belediyeler denince 3 Ç akla gelirdi. Çöp, çamur, çukur. Ama 1994’te milli görüş belediyeleri görevi alınca bizi gören belediyeler bize bakarak görev yapmaya başladılar ama bizim gibi, yapamazlar” dedi.
Daha sonra Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa Tüten bir konuşma yaptı. Tüten’in konuşmasının ardından Saadet Patisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak telefon bağlantısıyla konferansa katılanlara hitap etti.
Daha sonra Saadet Partisi Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç kürsüye geldi. Milli görüşün dünyadaki yerini anlatan Tongüç şunları söyledi; “2. Viyana Kuşatmasıyla birlikte Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın ihanete uğramasıyla birlikte yani satılmasıyla birlikte üstünlük artık batının eline geçmiştir. Yeni kıtaların keşfi, altın ve gümüş madenlerinin Avrupa’nın içlerine taşınması, Avrupa merkezli kuvveti üstün tutan bir sistemin güçlenmesine, Osmanlı’nın temsil ettiği Hakkı üstün tutan sistemin de yavaşlamasına sebebiyet vermiştir. Bunların hiçbirisi de tesadüfü değildir. Çünkü rahmetli Erbakan hocamızın ‘5765 yıllık bir mikrop’ diye ortaya koymuş olduğu siyonozim, dünyayı ele geçirme yoluna gitmiştir. Ne demek istediğimi anlamanız için Filistin gözlemeci devlet statüsüyle ilgili olarak kabul etmediğimiz, reddettiğimiz, bugün iktidarın da yavaş yavaş sızlandığı Birleşmiş Milletler’deki gözlemci devletle ilgili oylamaya bakmanız yeterlidir. Bizim anlatacağımız meselelerin özeti oradadır. 138 tane ülke her şeye rağmen, zalimlere, siyonizme rağmen direniyor ve Filistin’in bu statüsünü kabul ediyor. Karşı çıkan kim? ABD ve İsrail, onlara bağlı 8 tane daha ülke ve çekimser kalan 41 tane daha ülke. Aslında bugün ABD’nin yapmış olduğu işlere baktığımızda İsrail’in bütün haksızlıklara rağmen ‘kendini savunuyor’ diyebilme cüretini göstermesini aslında bugün var olan ABD yönetiminin ve batının önde gelen önderlerinin maalesef İsrail’in güvenliğini kendi güvenliklerinin üstünde tutuğunu, bunun bir inanç meselesi olduğunu görmek durumundayız. Yani tarihte olan olayların hiçbirisi tesadüf değildir. Bugün yaşananların hiçbirisi de tesadüf değildir.
Bu Siyonizm dediğimiz şebeke yeryüzünde İslam’ı yok etmeden, dizginleştirmeden, 6 asır 3 kıtada adaletle hükmeden milletimizin bugünkü evlatlarını kendi önünde diz çöktürmeden, iddialarından vazgeçirmeden hakkı yüksek tutma kavgasından vazgeçirmeden kafasını rahat rahat yastığa koymayacaktır. Bunu bilmek mecburiyetindeyiz. Neden? 1897’de Basel kentinden yapılan o toplantıdan biliyorum. İlk defa 282 kişi ile bir araya geldiler. O toplantı çok mühim bir toplantıdır ve bu işin can damarı noktasındadır. 3 tane karar alıyorlar. 5765 yıldır arzu ettiğimiz Kudus’e ulaşacağız. Ne zaman 100 yıl içerisinde. İkinci olarak da inandıkları tanrı tarafından vaat edilmiş olan Kahramanmaraş ile Medine arasındaki bölgeyi kendilerine toprak olarak kabul ettiler ve buna iman ettiler. Onun için Kahramanmaraş’a gelen Fransızlar sadece Kahramanmaraş’ı işgal etmek için gelmediler, orayı Arzu Mebut sınırlarının temel taşı olduğu için Kahramanmaraş’a kadar geldiler ve onun için Sütçü İmam’ın atmış olduğu namus kurşunu siyonizmin kalbine atılmış kurşundur, onun için Kahramanmaraşlının mücadelesi bir destandır, bir İslam mücadelesidir. Üçüncü olarak ‘yeryüzünde İslam’ı dizginleyeceğiz’ dediler. Buna inandılar ve Osmanlı’yı ortadan kaldırdıktan sonra İsrail’i kurdular. Arzu Mebut sınırları içerisinde yaşanan tüm sıkıntılar bu temel üzerinde gitmektedir. 100 yıl sonra toplanma kararı aldılar Basel konferans salonunda. 1997 geldi, Kahramanmaraşlının helal oylarıyla Refah partisi iktidara geldi. Erbakan hocamız bu planları çok iyi bildiği için Siyonistlerin toplantı yapacağı, ‘100 yıl sonra toplantı yapacağız ve İslam’ı yok etmenin naralarını atıp şampanyalarını patlatacağız’ dedikleri Basel’deki o salonu tutturdu. Ve İslam ülkeleri ile Hıristiyan topluluklar arasında mevcut bulunan bütün İslam topluluklarının önderlerini o toplantıya çağırdılar. Erbakan hocamız kürsüye çıktığı zaman salon hıçkırıklara boğuldu, çünkü orada bulunanlar niçin toplandıklarını çok iyi biliyorlardı. Rahmetli Erbakan hocamız kürsüye çıktı ve ‘ey siyonism, sen 100 yıl önce burada toplandın ve bir takım kararlar aldın. 100 yıl sonra İslam’ı Siyonist davamızda diz çöktürmüş olarak zafer şarkılarımızı söyleyeceğiz ve şampanyalarımızı patlatacağız dedin ama bir şeyi hesap edemedin. Kudret, kuvvet sahibi Hz. Allah’tır. Allah senin bu hesabını biliyordu ama şimdi milli görüşçüler Türkiye’de iktidara geldi, bütün dünya uyandı, çünkü bu millet var, milli görüş ondan dolayı var. Senin bu planlarını, şu toplanmış olduğumuz 80 İslam ülkesinin önderleriyle birlikte, 100 yıl sonra diz çöktüreceğiz dediğin bu salonda bir araya geldik ve senin planlarını çöpe atma toplantısını yapıyoruz, İslam Birliği’ni kuruyoruz’ dedi. Onun için dünyayı bilmek mecburiyetindeyiz.”
Tongüç’ün konuşmasının ardından Saadet Partisi’ne katılan yaklaşık 100 kişiye rozetleri törenle takıldı.
Tavsiye Et
| 
Yorum Yaz
Yorum Sayısı
Tarih
