Nöroloji Uzmanı Dr. Murat Gönen’in Elbistan Devlet Hastanesi Başhekimi olarak görevini sürdürmesi için Elbistan köy ve mahalle muhtarları bir imza kampanyası başlatmış, topladıkları bu imzaları bir mektupla Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ve Kahramanmaraş Milletvekilleri’ne göndermişlerdi.
Elbistan Devlet Hastanesi’ne görev yapan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Zafer Eren, muhtarların bu talepleri hakkında 2 Kasım 2012 tarihinde ‘Muhtar Civanım’ başlıklı bir yazı yazarken, bu köşe yazısı üzerine dün bazı muhtarlar bir basın toplantısı düzenleyerek Eren’e tepki gösterip kendilerinden özür dilemesini istediler.
Muhtarlar açıklamasında şunlara yer verdi: “02.11.2012 tarihinde, bir mahalli gazetede “Muhtar Civanım” başlığı altında, biz muhtarların yapmış olduğu bir basın toplantısını alaya alırcasına makale yazan Elbistan Devlet Hastanesi’nin kadrolu doktoru Sayın Zafer Eren’in, biz muhtarlardan özür dilemesini talep ediyoruz. Sayın Dr. Eren yazısını kaleme almadan önce keşke, Türkiye Cumhuriyeti’nin idari yapısını ve yürürlükteki ilgili kanunları gözden geçirmiş olsa idi, belki bu şekilde haddini aşan bir yazıyı kaleme almayacaktı.
Makalesinin başlığını “Muhtar Civanım” olarak belirleyen doktorumuz, 1982 yılında yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı, başrolünü rahmetli Kemal Sunal’ın oynadığı “Doktor Civanım” filminden mi etkilendi? Ancak bu başlığı okuyanların aklına belki de “Doktor Civanım” filmi gelmiştir. Bu derece muhtarları alaya alan ve makalesinde güncel dizi filmlerinde de etkilenerek “Bizim muhtarların her biri Sülüman” ifadesini kullanma cesaretini sergileyen Dr. Eren’in 10.04.1924 tarihinde TBMM’de kabul en 442 sayılı Köy Kanunu ve 26.04.1945 tahinde Resmi Gazetede yayınlanan Şehir ve Kasabalardaki Mahalle Muhtar ve İhtiyar Kurulları Tüzüğü’nü okumuş olsa idi, biz muhtarların kamu idareleri ile halk arasında ciddi görevlerimiz olduğunu algılardı.
Biz muhtarlar, Elbistan Devlet Hastanesi’nde başarılı bir görev yürüttüğüne inandığımız Sayın Dr. Murat Gönen’in yerinde kalması konusunda Başbakanımıza mektup yazmış idik. Bu mektubumuzu yazma sebebimiz, Elbistan Devlet Hastanesinin Dr. Gönen’in başhekimliği döneminde kalite standartları puanında il birincisi olmasıdır.
Sayın Dr. Eren yazmış olduğu yazıda bizlerin kullanmadığı ifadeyi kullanmış gibi göstererek : “İmza toplamışlar’ Elbistanlı başhekim kalsın, başkasını istemiyoruz…’ diye. Ne demek bu. Cumhurbaşkanı Kayserili, Başbakan Rizeli. Ah ne acı.” Sözlerini kullanmıştır. Yazımızın gönderildiği makam Başbakanlıktır. Durum alaya alınacak durum değildir. Kullanmadığımız ifade için, Dr. Eren’in burada da ayrı bir özür borcu bulunmaktadır.
Yine Dr. Eren yazısında hızını alamayarak bir virajda da şu ifadeyi kullanmıştır: “Bugün bu imzaları topluyorsun; peki yarın yeni başhekimin yanına gidip ondan nasıl hizmet isteyeceksin? Nasıl iş bu muhtar. Yeni başhekimin yanına gidince, benden söylemesi mührü çok belli etmeyin, ayıp olur. Zaten ayıp oldu olacağı kadar.”
Bu talihsiz sözleri tıp fakültesi eğitimi almış birine yakıştırmak mümkün mü? Bu sözlerden şu mana mı çıkıyor acaba: “Sizler Dr. Gönen için imza topladınız. Yeni başhekim bünyesindeki hastanede hizmet almak için işiniz zor. Kibar bir tehdit mi var ortada. Türkiye Cumhuriyeti’nin Sağlık sistemi kanunlarla belirlenmiştir. Ülkemizin yönetim şekli Küba ve Kuzey Kore’den farklıdır. Hangi mantıkla Sayın Dr. Eren bu cümleyi sarf etmiştir?
Sayın Dr. Eren yazısında başka keskin bir virajda da şu ifadeyi kullanmıştır: “Bakın benden size 24 ayar altın kaplama bir öneri: Muhtarlığın kaldırılması söz konusu. Siz, aslında onu bunu bırakın da kendiniz için imza toplamaya bakın.” Koskoca uzman doktorun mutlaka bildiği bir şey var ki, bize altın kaplamalı bir öğüt vermiş. Bu satırları okuyunca bir araştırma yapma mecburiyetini hissettik. Muhtarlığın kaldırılması yönünde, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan bir açıklama duymadık. TBMM’de ilgili komisyonlara verilmiş muhtarlığın kaldırılması yönünde herhangi bir yasa teklifi veya komisyon kararı bulamadık.
Buradan Elbistan Adliyesi’nin değerli Başsavcılığına şu arzımızı iletmek istiyoruz:
657 sayılı kanunun 15. Maddesi ‘Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir’ şeklindedir.
Elbistan Devlet Hastanesi’nde başarılı bir doktorun görevinde kalması yönünde halkımızdan gelen talepleri Başbakanımıza ilettik. Bu konuda mahalli gazetede makale yazan Sayın Dr. Zafer Eren’in yazısının incelenmesini talep ediyoruz.
Sayın Dr. Zafer Eren’den en kısa süre içerisinde yasal tazminat haklarımız saklı kalmak kaydı ile basın yoluyla bir özür bekliyoruz. Bizlerden de sayın doktorumuza altın kaplamalı değil, saf altın bir öğüt: ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin idari yapısını, ilgili kanunlarını okumadan yazılarını kaleme almamalarıdır.”