HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --İhale İlanlarıVideo HaberGazetemiz Gelişmiş Arama

Takvim

Sayaç

AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Yunus Kaan Kısaca'nın AK Parti'nin iktidara gelişinin 10. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaparak; "Geçmişte yaşanan o karanlıklara bir ışık, haksızlıklara, zulümlere yeter demek için halkın iktidara getirdiği partimiz,10 yılda Türkiye'yi her alanda hizmete doyurmuştur" dedi.

Yorum Sayısı

: 0

Tarih

: 05 Kasym 2012 11:13

2 Kasım 2002 Genel Seçimleri’nden birinci parti olarak ayrılan 3 Kasım 2002 tarihinde de iktidara gelen AK Parti, 10 yıldır iktidarda olmanın ve iktidara gelişinin 10. yıldönümü sevincini yaşıyor. Partisinin iktidara gelişinin 10. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan AK Parti Elbistan İlçe Teşkilatı Başkanı Yunus Kaan Kısaca, AK Parti’nin 10 yıl önce halkın desteğiyle iktidara geldiğini ve 10 yıldır da yine halkın desteğiyle yoluna devam ettiğini söyledi.

Kısaca; “ Bu bir millet hareketiydi. Kurulmasına bu millet karar verdi ve tek başına iktidara getirdi. Ak Parti’nin iktidara gelmesi karanlık günlerin sona ermesiydi. İşte bu yüzden aydınlığı temsil eden sarı renkli ampul partimizin amblemi oldu. Geçmişte yaşanan o karanlıklara bir ışık, haksızlıklara, zulümlere yeter demek için halkın iktidara getirdiği partimiz, 10 yılda Türkiye’yi her alanda hizmete doyurmuştur. Cumhuriyet'in ilanından 2002'ye kadar yapılan bölünmüş yol miktarı 6 bin kilometre iken AK Parti olarak 2002'den 2012'ye kadar 21 bin 227 kilometre bölünmüş yol yaptık. 80 yılda yapılan yolun, 3,5 kat fazlasını 9,5 yılda yaptık. 2002'ye kadar bölünmüş yolla birbirine bağlanan yalnızca 6 şehir varken bu sayıyı 74'e çıkardık. 

2002 yılında Türkiye'nin elektrik üretimi 130 milyar kWh iken, bu rakam 230 milyar kWh'ye yükseldi. Ayrıca Elektrik santrali sayımız da 300'den 700'e çıktı. Ülkemizin elektrik enerjisi kurulu gücü ise 31.846 MW'den 55.000 MW'e yükseldi. Bütün sosyal güvenlik kurumlarını bir çatı altında toplayarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nu kurduk. Evde bakılan her engelli birey için bakımı yapan kişiye bir tam asgari ücret ödeme uygulamasını 2006 yılından itibaren başlattık. Şimdiye kadar 284 bin 595 engelli vatandaşımızın aile yakınlarına ödeme yaptık. Enkaz edebiyatı yapmadık, mazeret üretmedik, laf üretmedik, milletimizin desteğini arkamıza alarak bu ülkeyi yeni baştan imara başladık. Milletimizin taleplerine kulak vererek, değişim ve dönüşüm hamlesini başlattık.

1993-2002 yılları arasında Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 3 büyüyebilirken, hükümetlerimiz döneminde, 2003-2011 arasında büyüme yıllık ortalama yüzde 5,3 olarak gerçekleşti. 2011 yılında, küresel finans krizinin en ağır seyrettiği bir dönemde Türkiye yüzde 8,5 büyüyerek, Çin’den sonra dünyada en hızlı büyüyen ülke oldu.

Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,2 büyüme kaydettik, ikinci çeyrekte yüzde 2,9’la yine pozitif büyüme içinde olduk. Bizler, bu yüksek büyüme performansıyla, Türkiye’nin 2002’de 230 milyar dolar olan milli gelirini, 3 katın üzerinde bir artışla 774 milyar dolara yükselttik.

Kişi başına milli geliri, 3 bin 500 dolar seviyesinden, 10 bin 500 dolar seviyesine kadar yükselttik. 2002’de, 59 milyar Lira olan toplam yatırım tutarı, 2011 sonunda 283 milyar liraya ulaştı. Yıllık enflasyon, 2002 yılında yüzde 30 düzeyinde iken, şu anda Ağustos ayı itibariyle yüzde 9,2’ye indi. İhracatta tüm zamanların, Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını elde ettik.

2002’de 36 milyar dolar olan toplam ihracat, 2011 sonunda 135 milyar dolara ulaştı. Küresel krize rağmen, şu anda, geriye dönük olarak, 12 aylık, 144 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmış durumdayız. 2002’de yüzde 10,4 olan işsizlik oranını, 2011 yılında yüzde 9,8’e kadar çektik. 2012 yılının Temmuz ayında ise, işsizlikte son yılların en düşük oranına; yüzde 8,4 oranına ulaştık.

Turizm gelirlerimizi, 8,5 milyar dolardan 23 milyar dolara çıkardık. Ve ülkemize gelen turist sayısı 2002’de 13 milyon iken, 2011’de 31,5 milyon kişiye ulaştı. Merkez Bankamızın rezervleri, 2002’de sadece 27,5 milyar dolar iken, bugün itibarıyla, tüm zamanların rekorunu kırarak, yaklaşık 115 milyar dolara ulaştı. Türkiye artık IMF ile stand-by anlaşması yapan bir ülke değil.

Tam aksine Türkiye olarak şu anda IMF’e borç verebilecek bir ülke konumundayız. Borçlanma faizleri hızla düştü, borçlanma vadeleri uzadı.Kamu net borç stokunun milli gelire oranı biz görevi devraldığımızda yüzde 61,5 seviyesindeydi, bugün o seviyeyi yüzde 22’ye kadar çektik. Türkiye, önümüzdeki süreçte de, bir bütün olarak, birbirine kenetlenmiş olarak, büyümeye, hedeflerine doğru hızla ilerlemeye devam edecektir.

Tüm bu başarılı çalışmaların arkasında milletin hayır duası ve desteği vardır. Destek veren dua eden herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Elbistan'da Hava